Figen Yüksekdağ’ın avukatı: Dosya siyasi süreçle bağlantılı ilerliyor 2020-03-10 09:15:57   Habibe Eren   ANKARA - HDP önceki dönem Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ’ın yargılandığı ana dava öncesi değerlendirmelerde bulunan avukatı Ezgi Güngördü, Figen Yüksekdağ’a aynı dosyadan iki kere tutukluluk kararı verildiğini anımsatarak,“Bu dosya siyasi süreçle bağlantılı ilerliyor. Yüksekdağ’ın hukuki olarak yargılanmasından bahsetmek mümkün değil” dedi.   Halkların Demokratik Partisi (HDP) önceki dönem Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ’ın tutuklu yargılandığı ana davanın bugün 17'nci duruşması görülecek. Ankara 16'ncı Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülecek duruşmaya Figen, sağlık sorunlarından dolayı katılmayacak.   Söz konusu dava dosyası 7 ayrı fezlekenin birleştirilmesinden oluşuyor. 92 sayfalık dosya kapsamında Figen hakkında 30 yıldan 83 yıla kadar hapis cezası isteniyor. Figen’in, Demokratik Toplum Kongresi (DTK) içerisindeki faaliyetleri ve kimi siyasi faaliyetleri dosyadaki suçlamalar arasında yer alıyor.   Figen Yüksekdağ’ın avukatı Ezgi Güngördü ve avukat Yıldız İmrek Figen Yüksekdağ’ın yargılanmasına ilişkin değerlendirmelerde bulundu.   ‘Mahkeme heyeti tahliye kararı vermekten çekiniyor’   Figen Yüksekdağ’a aynı dosyadan iki kere tutukluluk kararı verildiğini anımsatan Ezgi, “İkinci kez tutuklanmasında ana dosyasında yargılandığı 6-8 Ekim olayları var. Bir şekilde tahliye vermekten çekinen bir mahkeme heyeti var karşımızda. Sayın Demirtaş’a Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararı doğrultusunda tahliye kararı verildi. Ama Figen Yüksekdağ’a böyle bir karar verilmedi” dedi.   ‘Dosya siyasi süreçle bağlantılı ilerliyor’   Mahkeme heyetinin usulü sağlamaya çalışan bir heyet olduğunu ancak sonuç itibarıyla tahliye kararı verecek cesareti gösteremediğini dile getiren Ezgi, şöyle konuştu: “Aslında bu duruşma bugüne kadar en çok tahliye beklediğimiz duruşmalardan biri. Bundan önceki duruşmalarda umutlu değildik ama şimdi savunmalar da bitti. Dolayısıyla yine çok düşük olmakla birlikte bir tahliye imkânı var. Bu dosya siyasi süreçle bağlantılı ilerliyor. Yüksekdağ’ın hukuki olarak yargılanmasından bahsetmek mümkün değil. Yoksa 4 yıldır tutuklu yargılanması mümkün değildi. Bu yargılamanın bu şekilde devam etmesi hukuksuzdur.”   ‘Kürsü dokunulmazlığı bulunan konulardan yargılanıyor’   Avukat Yıldız İmrek ise dava dosyasında bu sürecin geniş bir şekilde tartışıldığını ve tutuklamaların dokunulmazlığın kaldırılmasından başlayarak hem Anayasaya hem Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne (AİHS) hem de mevcut yasalara aykırı olduğunu söyledi. Yıldız, “Öncelikle milletvekilleri kürsü dokunulmazlığı kapsamında kalan veya Meclis dışında yaptığı konuşmalardan dolayı ya da katıldığı etkinliklerden dolayı 2911 Nolu yasaya aykırılık, propaganda, suç ve suçluyu övme gibi ifade özgürlüğü ve milletvekilliği dokunulmazlığı kapsamındaki konular itibarıyla yargılanıyor. Birçok fezleke bir araya getirilmiş durumda” diye belirtti.   ‘Mutlak dokunulmazlık yargılanamaz’   Mutlak yasama dokunulmazlığının uluslararası sözleşmelerle güvence altına alındığını vurgulayan Yıldız, “Halk iradesinin temsil edilmesi noktasında dokunulmazlığı suç haline getiren yanlış bir yargılama yapılıyor. Bu bakımdan aslında 'mutlak sorumsuzluk' nedeniyle dokunulmazlık kaldırılmaz. Bu oylamaya tabi bir durum ya da diğer milletvekillerinin iradesinde olan bir şey değil. Mutlak dokunulmazlık süresiz ve sonsuzdur, hiçbir şekilde yargılanamaz. Bu nedenle açıkça hukuka aykırı bir durum söz konusu” ifadelerini kullandı.   ‘Siyasi saiklerle dokunulmazlık ihlal edildi’   Dokunulmazlıkların kaldırılmasında usulün de açıkça Anayasaya aykırı olduğunu ifade eden Yıldız, sözlerini şöyle sürdürdü: “Milletvekili dokunulmazlığı bir anayasa değişikliği ile kaldırılamaz. Meclis iç tüzüğü ve Anayasanın takip eden maddeleri nedeniyle sadece her bir milletvekili hakkında ve her bir fezleke hakkında tek tek görüşme yapılabilir ve bu görüşmeler de mutlaka milletvekilinin savunması alınır. Siyasi parti guruplarında dokunulmazlık oylaması ile ilgili bağlayıcı karar alınamaz. Bu ilkelerin hepsi çiğnenerek bir Anayasa değişikliği gerçekleştirildi. Doğrudan AKP tarafından hazırlanan Anayasa değişikliği teklifi, CHP Genel Başkanının da ‘Anayasaya aykırı ama evet diyeceğiz’ demesi ile açıkça siyasi saiklerle Meclis iç tüzüğü ve Anayasa uyarınca mutlak hukuk güvenceleri ihlal edilerek alınmış bir karardır. O nedenle bu tutuklamalar anayasaya aykırı milletvekilliği statüsüne aykırı kararlardır.”   ‘Bu maddenin ihlali kararı Rusya’dan sonra ilk kez Türkiye’ye verildi’   Aynı davada yargılanan HDP önceki dönem Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ile ilgili “tutuklamanın keyfiyeti” ve “siyasi saikle” olduğunu tespit eden AİHM kararı olduğunu anımsatan Yıldız, bu kararda AİHS’in 18’inci maddesinin ihlal edildiğinin tespit edildiğini vurguladı. “Bu maddenin ihlali Rusya’dan sonra ilk kez Türkiye hakkında uygulanmış oldu. Peşinden de başka kararlar verildi” diyen Yıldız, “Figen Yüksekdağ’ın dosyası karara bağlanmadı ama Demirtaş kararı aynı yargılama konusu olması nedeniyle onun hakkında da uygulanması gerekir. Mahkeme herkes hakkında karar verir gerekçesiyle Figen Yüksekdağ hakkında tahliye hükmü kurmadı” diye ekledi.   ‘Mahkeme heyetinin tahliye kararı vermesi gerekir’   Geçtiğimiz aylarda Sivas Katliamı hükümlüsünün sağlık sorunları gerekçe gösterilerek tahliye edildiğini anımsatan Yıldız, “Bu kişi katliam faillerinden olmasına rağmen tahliye edildi. Dolayısıyla henüz masumiyet karinesinin devam ettiği koşullarda özgürlükler hukuku gerekçesiyle Figen Yüksekdağ için tutuksuzluk esastır. Mahkeme heyetinin tahliye kararı vermesi gerekir” şeklinde konuştu.