Zorla Alıkonulan Kadınlar için Mücadele platformu: Adil dünya, kadınların mücadele birliğinden geçer 2020-03-07 16:02:59   HABER MERKEZİ - Zorla Alıkonulan Kadınlar için Mücadele platformu yaptıkları açıklama ile kadınların 8 Mart’ını kutladı. Açıklamada, “Biliyoruz ki hiçbir zulüm sonsuza dek sürmez! Daha adil bir dünya, sadece ve sadece kadınların yürek ve mücadele birliğinden geçer” denildi.   Şengal’de Ağustos 2014 tarihinde DAİŞ tarafından Ezidilere dönük gerçekleştirilen saldırıların ardından kaçırılan onlarca kadın ezidi için mücadele etmek üzere oluşturulan Zorla Alıkonulan Kadınlar için Mücadele platformu, yazılı açıklama yayınlayarak kadınların 8 Mart’ını kutladı. Açıklamada, “Platformumuz, henüz akıbetine ulaşılamayan binlerce Ezidi kadın için adalet talep ederken,  8 Mart Dünya Kadınlar Gününü, bir kez daha yürek rahatlığıyla özgürce kutlayamadığımız ağır baskı koşullarında, zorunlu göç yollarında başka insanlık trajedilerine tanıklık ederek karşılamaktayız” denildi.   Zorla Alıkonulan Kadınlar için Mücadele platformu’nun açıklaması şöyle:   “Ağustos 2014 Şengal fermanının ardından bugüne değin Ortadoğu’da yaşananlar, kaygılarımızda, kararlılıklarımızda, çağrılarımızda ne kadar haklı olduğumuzu bir kere daha açığa çıkardı. Coğrafya baştan başa savaşların, çatışmaların, mültecilerin göç yollarında yaşadıklarının ne kadar acımasız ve insanlık dışı sonuçlara mal olduğunu tüm çıplaklığıyla ortaya koymakta. Platformumuz, henüz akıbetine ulaşılamayan binlerce Ezidi kadın için adalet talep ederken,  8 Mart Dünya Kadınlar Gününü, bir kez daha yürek rahatlığıyla özgürce kutlayamadığımız ağır baskı koşullarında, zorunlu göç yollarında başka insanlık trajedilerine tanıklık ederek karşılamaktayız.     Bir taraftan evde, sokakta, işyerinde, mahpushanede kadına yönelik şiddet, hız kesmeden devam ederken, öte taraftan “erkek devletlerin” ısrarla sürdürdüğü savaş politikaları toplu kadın cinayetlerine, sınırlar arasında korkunç saldırılara maruz kalmalara ve insanlık dışı uygulamalara yol açmakta. Egemen devletler, 21. yüzyıl trajedisi olarak özetleyebileceğimiz ve son on yıldır ağırlaşarak devam eden Suriye iç savaşı başta olmak üzere, halkların büyük bedeller ödemesine ve büyük acılar yaşamasına yol açan savaşlardan ve çatışmalardan nemalanmanın peşinde. Bu fotoğrafa damgasını vuran zorunlu mültecilik ve zorla alıkonulmalar, her zaman olduğu gibi yine en çok kadınları ve çocukları vurmakta; en büyük bedeli yine kadınlar ödemekte. Platformumuz, Birleşmiş Milletler’in de raporlarında kabul ettiği üzere bu yüzyılın en kapsamlı soykırımına maruz kalan kayıp Ezidi kadınların izini sürerken, son günlerde binlerce sığınmacının Yunanistan sınırına taşınması, akabinde tüm dünyanın gözleri önünde yaşananlar, “kaybolan” çocuklara reva görülenler, insanlık ailesinin en utanç duyacağı karanlık sayfalar arasında yerini aldı bile. AFAD kampları başta olmak üzere resmi kamplara bugüne kadar muhalif siyasi partilerin, kadın örgütlerinin, insan hakları savunucularının ulaşması ciddi şekilde engellenmişken; Geri Gönderme Merkezlerine erişim de mümkün olamadığı gibi sınırlarda yaşananlar “sorumluların” yerine yine bizlere utancı yaşatıyor. Senelerdir kadın kurumlarının o kamplarda gayriinsani koşullarda yaşayan kadınlara ulaşması nasıl engellendiyse, bugün de Geçici Koruma Yönetmeliğine rağmen bir sınırdan diğerine sürülen yüzbinlerce insan içinde yaşam savaşı veren kadınların ahı, sonsuza dek tüm soruımluların üzerinde kalacak ağırlıkta.   Geçtiğimiz aylarda İstanbul’da bir hastane görevlisinin açığa çıkardığı ve sığınmacı kız çocuklarına yönelik ağır istismarlar, bu çocukların doğum yapmalarıyla açığa çıktıysa da toplum, sorumlular hakkında ne tür yaptırımların uygulandığını hiçbir zaman öğrenemedi. Radikal cihadist örgütlerin işlediği ciddi insanlık suçlarından kaçmak zorunda kalan kadınlar, bugün de sınırlar arasında başka türden istismarlara ve saldırılara açık durumda hayatta kalma mücadelesi vermekte.   Ama biz kadınlar, bize reva görülenler ne olursa olsun asla mücadele etmekten vazgeçmeyeceğiz. Zorla alıkonulan, kaçırılan, savaş ganimeti olarak görülen tüm kadınlar için adalet talep etmek boynumuzun borcudur.   Yüreği yangın yerine dönen tüm kadınların 8 Martı kutlu olsun!   Biliyoruz ki hiçbir zulüm sonsuza dek sürmez! Daha adil bir dünya, sadece ve sadece kadınların yürek ve mücadele birliğinden geçer.   Biji 8’e Adare!”