Cezaevi Komisyonu, Karadeniz cezaevlerindeki hak ihlallerini açıkladı 2020-03-04 14:06:38   VAN - Van Barosu Cezaevi Komisyonu, Karadeniz’deki cezaevlerinde yaşanan hak ihlallerine ilişkin gözlem raporunu açıkladı. Raporda, cezaevlerine yeni getirilen tutsakların keyfi olarak tek kişilik hücrelerde tutulduğuna, hasta tutsakların kelepçeli olarak hastanelere götürüldüğüne dikkat çekildi.   Van Barosu Cezaevi Komisyonu, hak ihlali yaşandığı iddiaları üzerine ziyaret gerçekleştirdiği Karadeniz’deki cezaevlerindeki incelemelerine dair raporunu, yaptığı basın açıklamasıyla paylaştı. Ordu E Tipi, Giresun Espiye L Tipi, Trabzon Beşikdüzü T Tipi, Rize Kalkandere L Tipi ve Bayburt M Tipi Kapalı cezaevlerinde yaşanan hak ihlallerine ilişkin rapor, Van Baro binasında yapılan basın açıklamasında baro avukatlarından Cüneyt Ergün tarafından açıklandı.   ‘Yeni gelenlere disiplin cezaları uygulanıyor’   Bir kısım cezaevlerinde haklarında toplama kararı olmayan gazete, dergi, kitap gibi sureli, süresiz yayınların keyfi yasaklar konularak tutsaklara verilmediğini belirten Cüneyt, hasta tutsakların hastane taleplerinin dahi aylar sonra gerçekleştiğini aktardı. Tutsakların tedavilerinin kelepçeli olarak, hasta sevklerinin ise ring araçları ile yapıldığını kaydeden Cüneyt, “Spor zamanı ve saatinin en az asgari sınırda tutulduğu, çoğu zaman keyfi tutumlarla engellendiği mahpuslara sohbet hakkının hiçbir suretle verilmediği, kütüphane, kurs, atölye alanlarının tamamen kapatılmış olduğu tespit edilmiştir. Bir kısım cezaevlerinde, cezaevine ilk defa gelen mahpusların haklarında disiplin cezaları olmamasına rağmen uzunca bir süre tek kişilik koğuşta tutulduğu, Metin Aktin adlı tutuklunun bu durumun keyfiyetten kaynaklandığını düşündüğü, 13 Şubat2020 tarihinden itibaren açlık grevine başladığı tespit edilmiştir” dedi.   ‘Hasta tutsaklara ilaçlar aylar sonra veriliyor’   Cezaevlerinde bulunan hasta tutsakların ilaçlarının aylar sonra verildiğini söyleyen Cüneyt, yine cezaevlerine yeni girenlerin çıplak aramaya maruz bırakıldığını belirtti. Bu durumu kabul etmeyen tutsakların işkenceye varacak muameleye maruz bırakıldığına işaret eden Cüneyt, “Ulusal ve uluslararası insan hakları hukukunda mahpusların hakları ile ilgili oldukça geniş standartlar olmasına karşın mahpuslar ilgili hakları ve düzenlemeleri doğrudan kullanamamaktadırlar. Yetkililer, cezaevi müdürleri kaynağını uluslararası sözleşmeler ve Anayasa Mahkemesi’nden alan yasal düzenlemelere aykırı düzenlemeler ve uygulamalar yapmaktadır” diye konuştu.   ‘Kurum ve kuruluşları göreve davet ediyoruz’   Cezaevlerindeki hak ihlallerinin tutsak aileleri, avukatları ve insan hakları örgütlerinde güvensizlik oluşturduğunu aktaran Cüneyt, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu durum cezaevi sistemine ilişkin ciddi güvensizlikler oluşturmaktadır. Bu saptamalar hapis cezalarının infazında özgürlüğünden yoksun bırakılmanın tek başına yeterli bir ceza olduğu gerçeğinin göz ardı edildiği ve gerek cezaevi fiziksel koşuları gerekse uygulanan rejimin çekilmekte olan cezayı daha da artırdığını göstermektedir. İşkence ve diğer zalimane, insanlık dışı, onur kırıcı muameleye karşı bağımsız ulusal denetim mekanizmalarının oluşturulması gerekmektedir.  Cezaevlerinde yaşanan hak ihlallerine karşı Adalet Bakanlığını, İçişleri Bakanlığını, Sağlık Bakanlığını, Meclis İnsan Hakları Komisyonunu ve Kamu Denetçiliği Kurumunu, ilgili tüm kurun ve kuruluşları göreve davet ediyorum.”   Komisyonun raporu şöyle:    "Giresun Espiye L Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu   * Yasak denilerek okumak istedikleri Yeni Yaşam gazetesinin kendilerine verilmediğini belirtmişlerdir.   * Kısmi arama adı altındaki aramalar, baskın şeklinde sürekli bir biçimde ve detaylı olarak arama yapıldığı ve bu aramalarda infaz korumaların bağırmalarına maruz kalındığı belirtilmiştir.   * Mahpuslar hastaneye götürülürken bekleme odasında farklı suç grupları ile aynı odalarda tutulduklarını belirtmişlerdir.   * Mahpuslar 5 ay evvelinde Giresun E Tipi'nden getirildiklerini anlatmakla, geldiklerinden bu zaman dilimine kadar geçen 5 aylık sürede kitaplarının kendilerine verilmediğini belirtmişlerdir. Spor zamanı ve saati de en asgari sınırda tutulduklarını, çoğu zaman keyfi tutumlarla engellendiğini belirtmişlerdir. Yine, sohbet haklarının kendilerini hiçbir surette verilmediğini aktarmışlardır. Kütüphane, kurs-atölye alanları tamamen kendilerine kapatılmış durumda olduğunu belirtmişlerdir.   * Mehmet Reşit isimli mahpusun Mardin Cezaevi'nden 45 gün önce getirildiğini, getirildikten sonra doğrudan tek kişilik koğuşa götürüldüğünü, 45 gündür burada tutulduğunu, kendisinin bir disiplin cezasının söylendiği kadarı ile olmadığını, bu durumun keyfiyetten kaynaklandığını belirtmişlerdir.   * Mahpuslar 8 kişilik koğuşta 24 kişi kaldıklarını belirtmekle zaman zaman çok zor anlar yaşadıklarını belirtmişlerdir.   * Mahpuslar kantinden satın aldıklarını malzemelerin fiyatlarının fahiş olduklarını belirtmiş, yine kantinden fahiş fiyata satın aldıkları bu şeylerin kalitesiz olduklarını söylemişlerdir. Başka alternatifleri olmadığından almak zorunda kaldıklarını belirtmişlerdir.   * Hasta olan mahpuslara ilaçlarının zamanında verilmediğini, bunun keyfiyete dönüştüğünü belirtmişlerdir.   * Mehmet Emin Susın isimli mahpusun ileri derecede şeker hastası olduğunu, hareketlerinin çok yavaşladığını ve yürürken refakate ihtiyaç duyduğunu, bu surette cezaevinde hayatını tek başına idame ettirebilecek bir kimse olmadığını belirtmişlerdir.   * Mehmet Darga isimli mahpusun ileri derecede tansiyon ve şeker hastası olduğunu ve yine kendisinin sürekli bir biçimde refakate ihtiyacı olan bir kimse olduğunu ve bu surette cezaevinde hayatını tek başına idame ettirebilecek bir kimse olmadığını belirtmişlerdir.   * Aydın Genç isimli mahpusun her iki böbreğinde aşırı tahrifat olduğu belirtilmiştir.   Trabzon Beşikdüzü Cezaevi   * İlk defa cezaevine gelen mahpusların çıplak aramaya maruz bırakıldığını bunu kabul etmeyen mahpusların işkenceye varan muamelelere maruz bırakıldıklarını, zorla üstlerinin çıkarıldığını söylemişlerdir.   * İnfaz koruma memurlarının keyfi tutumları ile tehdit ve küfürlerine maruz kaldıklarını belirtmiştir.   * Cezaevine ilk defa gelen mahpusların aylarca tek kişilik koğuşlarda tutulduğunu bunun keyfiyete dönüştürüldüğünü, bu uygulamanın hücre cezasına benzettiklerini belirtmişlerdir.   * Metin Aktin isimli mahpusun cezaevinde ilk geldiği andan itibaren (yaklaşık 2 ay olduğu belirtilmiştir) tek kişilik koğuşta tutulduğunu ve bu mahpusun hiçbir taleplerinin keyfi olarak kabul edilmediğini, arkadaşlarının yanına geçme talebinin kabul edilmemesi dolayısıyla 13.02.2020 tarihinden bu yana açlık grevinde bulunduğunu belirtmişlerdir.   * Keyfi uygulamalar mahpuslar tarafından kabul edilmediğinde infaz koruma memurlarının hakaretlerine maruz kaldıklarını belirtmişlerdir. Bu hakaretlere ilişkin yapmış oldukları suç duyurularında etkin bir soruşturma yürütülmediğini ve takipsizlik ile sonuçlandığını belirtmişlerdir.   * Mahpuslar 8 Kişilik koğuşta 16 kişi kaldıklarını belirtmekle zaman zaman çok zor anlar yaşadıklarını belirtmişlerdir.   * Spor zamanı ve saati de en asgari sınırda tutulduklarını, çoğu zaman keyfi tutumlarla engellendiğini belirtmişlerdir. Sohbet haklarının kendilerini hiçbir surette verilmediğini aktarmışlardır. Kütüphane, kurs-atölye alanları tamamen kendilerine kapatılmış durumda olduğunu belirtmişlerdir.   * Her bir mahpus için 4 kitap kotası getirilmiş ve kitap dışında yer alan argümanlar da kitap statüsüne alınıp bu kotadan düşülmüştür.   * Yasaklama kararı olmayan kitapların keyfi uygulamalar ile verilmediği belirtilmiştir. Verilen kitapların da tesliminin geç yapıldığı belirtilmiştir.   * Hastaneye götürüldüklerinde 7-8 saat boyunca kelepçeli halde ring denilen aracın içerisinde bekletildiklerini belirtmişlerdir.   * Mahpusların kimlik taşıması zorunlu kılındığını ve bulundurmadıkları zaman ne hastaneye, ne revire, ne görüşe ne de spora çıkarılmalarının engellendiğini belirtmişlerdir.   * İnfaz hâkimliğinin bu yönde kararı olmasına rağmen aynı cezaevinde bulunan arkadaşlarına mektup kitap, vb. materyaller gönderemediklerini belirtmişlerdir.   * Kırtasiye malzemeleri, iç çamaşırları, çorap vb. ihtiyaç malzemeleri nedensiz bir şekilde verilmediği belirtilmiştir. Bu yönde infaz hâkimliğine yaptıkları başvuruya, infaz hakimliği cezaevinin bu yönde bir kararı olmadığı için infaz hakimliği karar verilmesine yer olmadığına dair karar verdiği belirtilmiştir.   * Mahpuslar kantinden satın aldıklarını malzemelerin fiyatlarının fahiş olduklarını belirtmiş, yine kantinden fahiş fiyata satın aldıkları bu şeylerin kalitesiz olduklarını söylemişlerdir. Başka alternatifleri olmadığından almak zorunda kaldıklarını belirtmişlerdir.   * Mahpuslar cezaevi demirbaşı sayılabilecek sandalye gibi malzemelerin cezaevi idaresi tarafından kendilerinin karşılaması gerektiğini belirtmişlerdir.   * Elektrik giderlerinin kendileri tarafından karşılandığını, bunun ile birlikte sayaç değerlerinin fatura ile örtüşmediğini, elektrik faturasının çok maliyetli olduğunu belirtmişlerdir.   * Aktarılan sorunlara ilişkin sürekli olarak idare tarafından “yaparız, ederiz” dendiğini, ancak bir çözüm üretilmediğini belirtmişlerdir.   Rize Kalkandere Cezaevi   * Bütün siyasi mahpusların 4 koğuşa ayrıldığını ve bu 4 koğuşun cezaevinin 4 ayrı bloğuna gönderildiğini ve kimsenin kimseden haberinin olmadığını ve bu surette arkadaşları ile görüşemediklerini ve haber alamadıklarını söylemişlerdir. Bu uygulama ile yan taraflarında bulunan koğuşlara diğer suç gruplarında bulunan mahpusların alındığını, bu uygulamanın sorunlara neden olduğunu belirtmişlerdir. Öyle ki yaşam tarzları dahi farklı olan bu suç gruplarında bulunan mahpuslarla anlaşamadıklarını, sabah uyanma saatlerinin gece uyuma saatlerinin farklı olduklarını, maç izledikleri zaman gürültü çıkardıklarını, bağırdıklarını, duvarlara vurduklarını, belirtmişlerdir.   * Hastaneye sevk taleplerine 8 ay sonra cevap verildiğini belirtmişlerdir.   * Spor zamanı ve saati de en asgari sınırda tutulduklarını, çoğu zaman keyfi tutumlarla engellendiğini belirtmişlerdir. Yine sohbet haklarının kendilerini hiçbir surette verilmediğini aktarmışlardır. Kütüphane, kurs-atölye alanları tamamen kendilerine kapatılmış durumda olduğunu belirtmişlerdir.   * İlk defa cezaevine gelen mahpusların çıplak aramaya maruz bırakıldığını bunu kabul etmeyen mahpusların işkenceye varan muamelelere maruz bırakıldıklarını, zorla üstlerinin çıkarıldığını söylemişlerdir. Bu konuda Kemal Yiğit ve Murat Bakudan isimli mahpusların suç duyurusunda bulunduğunu ve yargı sürecinin devam ettiğini belirtmişlerdir.   * Mehmet Oğan isimli 60 yaşındaki mahpusun ağır kalp hastası olduğunu refakate ihtiyaç duyduğunu, hayatını cezaevinde tek başına idame ettiremediğini belirtmişlerdir.   * Bedrettin Barol isimli mahpusun 66 yaşında olduğunu, kendisinin tansiyon ve kalp rahatsızlıklarının olduğunu dile getirmişlerdir. Yaşı itibariyle refakate ihtiyaç duyduğunu, hayatını cezaevinde tek başına idame ettiremediğini belirtmişlerdir.   Bayburt M Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu   * Bu cezaevinde sadece 2 erkek siyasi mahpusun bulunduğunu ve bu mahpusların başka cezaevlerine gönderilme taleplerinin bulunduğunu, bu taleplerinin aylardır karşılık bulmadığını, tecride benzer tarzda hayatlarını idame ettirdiklerini belirtmişlerdir.”