‘Anca İmralı kapıları açıldığında barışa olan umudumuz yeşerir’ 2020-03-04 09:13:18   Zeynep Durgut   BATMAN - PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin sistematik bir şekilde yürütüldüğünü söyleyen Batmanlı kadınlar, "Barışın adresi İmralı'dır. Anca İmralı kapıları açıldığında barışa olan umudumuz yeşerir" dedi.    PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecride karşı Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı ve Halkların Demokratik Partisi (HDP) Hakkari Milletvekili Leyla Güven öncülüğünde 8 Kasım 2018’de açlık grevleri başlamış, tüm cezaevlerine ve birçok ülkeye yayılmıştı. Açlık grevleri sonucu 7 Ağustos 2019 tarihlerinde Abdullah Öcalan’ın avukatları İmralı’ya gidip görüşme gerçekleştirmişti.  Tecridin kaldırılmasına yönelik halkın talebi sürerken,  İmralı Adası’nda çıkan yangın nedeniyle halk Abdullah Öcalan ve yanında bulunan tutsakların sağlık durumundan endişe ediliyordu. Dün akşam saatlerinde Asrın Hukuk Bürosu tarafından sosyal medyada yapılan açıklamaya göre, Abdullah Öcalan, Ömer Hayri Konar ve Veysi Aktaş'ın aileleri, İmralı Adası'na giderek görüşme gerçekleştirirken,  Batmanlı kadınlar, Abdullah Öcalan'a yönelik tecridin son bulmasını istedi.    'Biz kadınlar sayın Öcalan'ın sağlık durumundan endişe duyuyoruz'   HDP Kadın Meclisi üyesi Nurten Üzümcü 21 yıldır Abdullah Öcalan üzerinden sistematik bir tecridin yürütüldüğüne dikkat çekerek, tecridi kıracak olan gücün kadın mücadelesi olduğuna işaret etti. 21 yıldır Abdullah Öcalan üzerinde ağırlaştırılarak sürdürülen bir tecrit politikası olduğunu ifade eden Nurten, “En ağır koşullarda yaşıyor. Aile ve avukat görüşleri en insani hak iken bu sürekli olarak engelleniliyor. Biz kadınlar Sayın Öcalan'ın sağlık durumundan endişe duyuyoruz. 27 Şubat’ta İmralı Adası’nda bir yangın çıktı. Ama yangına dair kamuoyu ile paylaşılan bilgiler yetersiz ve eksiktir. Bu açıklama halkın endişelerini gidermedi. Devlet de şunu çok iyi biliyor ki Sayın Öcalan'ın sağlığı bizler için oldukça önemlidir ve bundan kaynaklı gündemi değiştirmeye yönelik açıklamalar yapmaktadırlar. 7 Temmuz’dan beridir görüşmeler gerçekleştirilmiyor. Bu yangın bizi daha da endişelendirdi. Bundan kaynaklı yetkililerinin bir an önce sorumlu davranıp bu endişeleri giderecek açıklamalar yapması gerekir" dedi.    'Tecrit ağırlaştırılarak felaketlere neden olunuyor'   HDP Batman il yöneticisi Gülnur Delil de Abdullah Öcalan'ın durumuna dikkat çekerek şöyle konuştu: “Uluslararası bir komplo sonucu Sayın Öcalan yakalandı. 21 yıldır uluslararası güçlerin eliyle Sayın Öcalan üzerinde bir tecrit uygulanılıyor. Bu tecrit toplumsal krizlere yol açıyor. Eğer bugün Türkiye de siyasi, hukuki, toplumsal ve ekonomik bir kriz mevcutsa bunun temel nedeni ağırlaştırılmış tecrittir. Tecrit ağırlaştırılarak felaketlere neden olunuyor. Eğer İmralı'nın kapıları açılırsa bu sorunlar da çözülecektir. Bundan kaynaklı tecrit yerine çözüm yolları açılmalıdır. Bundan dolayı kalıcı bir barış ve demokratik bir Türkiye için İmralı kapıları açılmalıdır."   'İmralı kapıları açılmadan biz kadınlar özgürüz diyemeyiz'   Abdullah Öcalan ile birlikte yıllardır Kürt halkı üzerinde de bir tecridin uygulandığını kaydeden Saniye Aratimur isimli yurttaş, Abdullah Öcalan şahsında barışın da tecrit edildiğine vurgu yaptı. Abdullah Öcalan’ın barış sesinin İmralı’da dört duvar arasında boğulmak istendiğini vurgulayan Saniye, “O duvarların ardından barış var, özgürlük var. Ama ne yazık ki tecridi derinleştirerek ülkeyi karanlığa sürüklüyorlar. Ölüm, tutuklama, çatışma, savaş, şiddet ve kriz bunların hepsi tecritle bağlantılıdır. Bundan kaynaklı biz kadınlar şunu diyoruz; İmralı kapıları açılmadan biz kadınlar özgürüz diyemeyiz. Bu sebeple Sayın Öcalan’ın bir an önce özgürleştirilmesi gerekiyor" diye konuştu.    'Tecrit sadece cezaevlerinde değil, sokağımız da, evlerimizde de var'   Nuran Çapkın da kalıcı bir barış için İmralı kapılarının derhal açılması gerektiğine dikkat çekerek, "Yıllardan beridir bizler zulüm görüyor ve zulme uğruyoruz. Cezaevlerinde saldırılar her geçen gün daha da artıyor. Bu tecrit sadece cezaevlerinde değil, aynı zamanda sokağımız da, evlerimizde de var. Bizler artık ölüm istemiyoruz artık yeter. Kalıcı bir barış için yüzünüzü İmralı'ya dönün” diye seslendi.   'Barışın adresi İmralı'dır'   Barış Annesi Taybet Tekin de Abdullah Öcalan üzerindeki tecridi kınayarak şöyle dedi: "Bizler yıllardan beridir barış diyoruz ve barış mücadelesi veriyoruz. Savaş gün geçtikçe derinleşiyor ve yine ölen gençler oluyor. Bizler diyoruz ki barışın adresi İdlib değil, İmralı’dır. Bizler Sayın Öcalan'ın özgürlüğünü istiyoruz. Bizler sağlığından endişe duyuyoruz. Bu tecridin bir an önce son bulup İmralı kapılarının açılması gerekir."   'Yönünüzü İmralı’ya dönün bu krizlerin önüne geçin'   Numre Türkan ise, İmralı kapılarının açıldığı gün barışa olan inancının yeşereceğini dile getirerek,  ‘Anneler ağlamasın’ denildiği süreçte dahi ilk iş olarak annelerin ağlatıldığını söyledi. Annelerin gözyaşının yıllardır dinmediğini ifade eden Numre, “Dünyanın bütün acılarını biz Kürt anneleri yaşadık ve halen de çekiyoruz. Çocuklarımız öldürülüyor, göç ettiriliyor, tutuklanıyor ve toprağından sürgün ediliyor. Her geçen bir yıl diğer yılı aratır oldu. Annelerin yüreğini yakan bu ateşe su dökülmelidir. Yönünüzü İmralı’ya dönün bu krizlerin önüne geçin" dedi.