‘Kadınlar alanlarda ulusal birlik için güçlü ve kararlı ses çıkarmalı 2020-03-04 09:05:39   VAN /DİYARBAKIR - İnsan ve Özgürlükler Partisi Eş Genel Başkan Yardımcısı Menice Gülmez, “Kürt birliği, kadının öz kimliğini ortaya çıkararak, kadın kimliğinin bilincine vararak sağlanması mümkün bir çalışmadır” dedi. Kürt Dil ve Kültür Ağı Yönetim Kurulu üyesi Cevahir Sadak ise, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde kadınların alanlarda ulusal birlik için güçlü ve kararlı ses çıkartması gerektiğini söyledi.   Her yıl kutlanan 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’ne sayılı günler kaldı. Kadınlar bu yıl 8 Mart startını 5 Ocak’tan bu yana kendisinden haber alınamayan üniversite öğrencisi Gülistan Doku’nun kayıp olduğu kent olan Dersim’de verdi. Devlet politikalarına, kadın katliamlarına ve kadına dönük saldırılara dikkat çeken kadınlar öte yandan 2019’a damgasını vuran ‘Ulusal Birlik’ çalışmalarındaki öncülük misyonlarıyla da dikkatleri üzerine çekti.    Ulusal birlik çalışmalarında yer alan İnsan ve Özgürlükler Partisi Van İl Eşbaşkan Yardımcısı Menice Gülmez, ulusal birlik ve kadın mücadelesinin birbiriyle bağı olduğuna dikkat çekti.  Kadınların iş alanında, evde hep sömürülen olduğunu, iş hayatında, siyasette, akademik çalışmalarda önünün kesildiğini belirten Menice, “Kadınlar yaşamda ikinci plana itiliyor. Her şeyden önce kadınların bunu aşması gerekiyor. Erkekten, erkek egemen sistemden bir ‘özgürlük’ talebinde bulunmaması gerekiyor. Kendilerinin özgürlüklerini sağlamaları gerekiyor. Bir beklenti halinden çıkmaları gerekiyor. Bu hakkını eğitimle bilinçlenerek elde etmesi gerekiyor. Erkeğin bulunduğu tüm iş alanlarına kadınların da yer alması gerekiyor” ifadelerini kullandı.   ‘Kadın ve ulusal kimlik arasında bir bağ var’    Kayyım atanmadan önce Van Büyükşehir Belediyesi’nde ‘Kadın ve Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu’nda bulunan Menice, kentte birçok çalışma yürüttüklerini belirtti. Bir tekstil kentte birçok fabrikayı dolaştıklarını ve orada kadınların 12, 13 saat çalıştırıldıklarını, sadece 800 TL ile bin 200 TL ücret aldıklarını aktaran Menice, “Sigortaları yok. Ramazan ayında fabrika kadınların oruçlu olduklarını varsayarak yarım saatlik, 15 dakikalık araları dahi kaldırmıştı. İnsanlığın kabul etmeyeceği bir muameleyle karşı karşıya bırakılıyorlardı. Kadınlar ‘ucuz iş gücü’ olarak çalıştırıldıkları ve yaptıkları işte daha temiz, daha düzenli, daha emekçi oldukları için tercih ediliyor. Kadının da kendisinin sömürülmesine izin vermemesi gerekiyor. Erkekler de aynı koşullarda çalışıyor fakat erkek düşük ücreti, ağır iş koşulunu kabul etmiyor. Bir ay sonra çıkıp gidebiliyor. Ama kadın bunu yapmak zorunda hissediyor. Bin 200 TL, 800 TL almak onu mutlu edebiliyor. Tam da bu nokta da ben kadın kimliği ve Kürt kimliği arasında bir bağlantının olduğunu düşünüyorum” şeklinde konuştu.   ‘Ulusal birlik kadın kimliğinin ortaya çıkarılmasıyla mümkün’   “Kadın kimliği ve Kürt kimliği her ne kadar farklı kavramlar olsalar da bunların bağlantılı olduğunu düşünüyorum” diyen Menice, adın bilinci ile birlik olma bilincinin bu noktada buluştuğunu aktardı. Menice, “Hem bir siyasi parti kadın çalışanı olarak hem de ulusal birlik çalışmasında yer alan bir kadın olarak şunu çok iyi fark ettim. Kürt birliği, kadının öz kimliğini ortaya çıkararak, kadın kimliğinin bilincine vararak sağlanması mümkün bir çalışmadır. Kürt ulusal birliğini, bir annenin kaybettiği dört evladı olarak görüyorum. Bu evlatların anneden koparılarak farklı dört parçaya yaşamasına benzetiyorum. Nasıl ki bu kardeşler dört bir parçaya bölünmüşse kadın da aynı şekilde parçalanmış. Dolayısıyla işe ilk olarak kadın bilincini oluşturarak başlamak lazım. Kadınlar, Kürtler ve siyahiler sömürgeci devletler tarafından parçalanmış durumda. Ben bu üçlüyü birbirine çok benzetiyorum” dedi.   ‘Ulusal birlik ve kadın özgürlük mücadelesinin kaderi birbirine bağlı’   “Kadın kazanımı açısından, ulusal birlik olmazsa olmazdır” sözlerini kullanan Menice, “Kürt kültürü açısından kadın tanımı çok farklıdır. Çok önemli bir yerde bulunuyor. Bir savaşta, bir kavgada, Kürt annenin ‘beyaz tülbentini’ yere atmasıyla son bulur. Kültürümüzde kadına daha çok değer verilir. Bugün kadın kimliğimiz eziliyorsa bu farklı kültürlerin baskın olmasından kaynaklıdır. Kürt kadını farklı kültürlerden etkilendiği için değersizleşmiştir. Eğer biz kendi kültürümüzü, kendi birliğimizi oluşturursak, Kürdistan coğrafyasında kadınların gerçek anlamda değerlerine ulaşacaklarını düşünüyorum. Kürt kadını mücadelecidir. Kürt kadını inandığı şeyde inat eder. Bizim ulusal birliğe inanmamız gerekiyor. Çalışmalarımızda, kendi hayatımızla ilgili kararlarımızda, kendi kültürümüze, kendi sosyolojimize uygun bir yaşam tarzı ulusal birlikle sağlanabilir. Ulusal birlik ve kadının özgürlük mücadelesi birbirine benziyor” ifadelerini kullandı.   ‘Dil, din fark etmeden tüm kadınlar 8 Mart alanlarına’   Her yıl olduğu gibi bu yıl için kadınların 8 Mart alanlarında seslerini daha fazla yükseltmesi gerektiğini belirten Menice, “8 Mart’ın en büyük anlamı dünyada dili, dini, kimliği farklı olan kadınların aynı gün aynı anda alanlara çıkarak eşitlik, özgürlük, demokrasi taleplerinin olmasıdır. O gün için dil, dini fark etmeyen, aynı taleplerle ortak birçok etkinlikte buluşuyor olmasıdır. O anda kadınların hangi siyasi partili olduğu değil, kadın kimliği öne çıkıyor. Dolayısıyla ben de bu güne tüm kadınların daha güçlü bir şekilde seslerini haykırmak üzere alanlarda buluşmalarını istiyorum” dedi.   ‘Kürtleri bir arada tutan etken dildir’   Kürt Dil ve Kültür Ağı Yönetim kurulu üyesi Cevahir Sadak, 8 Mart’ta alanlarda dilin ve ulusal birliğin önemini vurgulayacaklarını belirterek, kalıcı bir özgürlük için ulusal birliği alanlarda haykırmak gerekliliği üzerinde durdu. Kürtleri bir arada tutacak etkenin dil ve kültür olduğunu söyleyen Cevahir, dilin halk arasında birliği oluşturduğuna dikkat çekti. Cevahir, “Dil üzerinde büyük bir baskı sürüyor. Kürtlerin bu saldırılar karşısında güçlü bir tutum sergilemesi gerekir. Nasıl ki birlik özgürlüğü getiriyorsa parçalanmışlık da yok etmeyi beraberinde getirir. Tarihte bunun örneklerini de gördük. Dımdım Kalesi’nde halkın faşizm karşısındaki direnişi zaferi getirdi. Bu nedenle dil çatısı altında birliğimizi sağlamalıyız. Bunun öncülüğünü de kadınlar yapacaktır” diye belirtti.   ‘Kadınlar öncülük misyonunu üstlendi’   Kadın direnişinin kazanımlarına vurgu yapan Cevahir, kadın öncülüğünde yapılan ittifakların olduğunu ifade etti. ‘Şêr şêre çi jine, çi ji mêre’ sözünü hatırlatan Cevahir, kadınların tarih boyunca Kürt sorununda çözüm odaklı olduğunu belirtti. Cevahir, “Kadınlar dört parça Kürdistan’da birliğin öncülüğünü yapabilir. Bu minvalde panel ve programlarımız oldu. Tevgera Jinên Azad’ın (TJA) gerçekleştirdiği konferansta birinci madde ulusal birlik ve özel savaş politikalarıydı. Konferansta açığa çıktı ki kadınlar tüm bu politikalara karşı güçlü bir duruşla karşı çıkabilir” dedi.   ‘Güçlü ve kararlı ses birliğe yaklaştırır’   Kürt halkının Mezopotamya topraklarında katliamlarla yüz yüze kaldığını belirten Cevahir, saldırılar karşısında Kürtlerin özlerini ve topraklarını hep koruduğunu kaydetti. Bu korumacı yaklaşımda kadınların rolünün büyük olduğuna değinen Cevahir, “Saldırılar karşısında kadınlar göğüs göğüse savaşarak mücadele etti. Bu nedenle dil ve kültür kendi özünü hep bu mücadele ruhu ile yaşatmıştır. Bu yüzden kadınların 8 Mart mesaj çok önemlidir. Kadınlarda birliği sağlayacak güç vardır. Alanda ne kadar kararlı bir ses çıkarsa o kadar birliğe yakın oluruz” ifadelerini kullandı.