Madımak’ı tekrar ateşe verdiler: Affedeni de affetmiyoruz! 2020-02-18 09:01:50   Habibe Eren   ANKARA - Madımak Katliamı’nda çocuklarını kaybeden aileler,  katliam sorumlularından Ahmet Turan Kılıç’ın af kararının altında “Toplu katliam yapabilirsiniz, sizi affederiz” mesajı olduğunu belirterek, bunun tüm Türkiye’nin sorunu olduğuna dikkat çekti. Aileler, karara karşı dava açacaklarını belirterek, “Affedeni de affetmiyoruz” dedi.    Sivas’ta 2 Temmuz 1993’te aralarında aydın, gazeteci ve sanatçıların bulunduğu 33 kişinin yakılarak katledildiği Madımak Katliamı sanığı, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılan Ahmet Turan Kılıç’ın cezasının Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan tarafından affedilmesine yönelik tepkiler devam ediyor. Alevi örgütlerinin,  geçen hafta Adalet Bakanlığı önünde yapmak istedikleri açıklamaya izin verilmezken, Aleviler karara karşı her yerde eylemlerine devam edeceklerini kaydetti.   Katliamda yakınlarını kaybeden kadınlar ise tepkilerini dile getirerek,af kararının kendileri açısından ne anlama geldiğini değerlendirdi.    ‘Benzin bidonu ile geleni nasıl affedersiniz’    Katliamda 19 yaşında üniversite öğrencisi oğlu Serkan Doğan’ı kaybeden Pakize Doğan, af kararını kabul etmediklerini belirterek, “Benzin bidonu ile gelen, çaputu yakıp otelin içine atan,  çocuklarımızı orada öldüren bir insanı nasıl affedebilirsiniz? Benim çocuğumu bana geri getirsinler. Bizim günahımız nedir? Cezaevinde tabutla çıkan insanlara af yok ama katilin ‘bacakları ağrıyor’ diye affediyorlar. Gereken ne ise yapacağız, mücadele edeceğiz” dedi.    ‘O çaput tekrar Madımak’ı ateşe verdi’   “Cumhurbaşkanı bir de her yerde ayrımcılık yapmadığını iddia ediyor” diyen Pakize, af kararını duyduklarında bir kez daha aynı acıyı yaşadıklarını vurguladı. Pakize, “Ciğerimiz tekrar yandı. Tekrar o çaput Madımak’ı ateşe verdi. Tekrar aynı görüntü canlandı. Af çıkıyorsa neden hasta tutuklulara çıkmıyor? Cumhurbaşkanı Sivas’a gidiyor bir kadın önünü kesiyor ‘benim babamı bırakın diye’ o da salıveriyor. O zaman benim çocuğumu da getirin. 19 yaşındaydı, daha büyümedi. Hep orada kaldı” dedi.    ‘Ben onun çocuklarının katilini affetseydim ne derdi?’   Katliamda iki kızı Asuman ve Yasemin’i kaybeden Yeter Sivri de karara büyük bir öfke duyduklarını söyledi. Cumhurbaşkanına seslenen Yeter, “Benim yerimde kendisi olsaydı, ben onun çocuklarının katilini affetseydim o ne derdi acaba? 33 kişinin yanması için benzin taşıyan ve 33 kişiyi diri diri yakan bir katili hasta diye tahliye ediyor. Hapishanelerde bir sürü hasta var. Onları niye çıkarmıyor? Ben affetmiyorum. Yukarıdaki Allah’ım da affetmesin. Ahirette ve dünyada iki elim ikisinin de yakasında olsun” sözleriyle tepki gösterdi.    ‘Ne zaman yavrularım yanına gidersem o zaman biter davam’   Sanığın affedilme kararını oğlunun duyduğunu ancak kendisine söyleyemediğini aktaran Yeter, sözlerini şöyle sürdürdü: “33 kişinin katilinin affedilmesini duyunca o anı tekrar yaşadım.  Şeriatçıların, bu düzenin adamı olduğu için çıkartıldı. Eğer adil olunsaydı, haklılar çıkardı benzin bidonunu taşıyan katil değil. Ben ölene kadar mücadelemin arkasındayım. Ne zaman yavrularımın yanına gidersem o zaman biter benim davam. Pir Sultan demişti ya ‘benim davam mahşere kalsın.’ İnşallah bizimki mahşere kalmaz. Yapanlar ve yaptıranları görürüz de öyle gideriz toprağa.”   ‘Bizim için hiçbir zaman adalet olmadı’    Madımak’ta 12 yaşındaki Koray ve 14 yaşındaki Menekşe'yi kaybeden anne Hüsne Kaya da karara öfkeli. Bunu değerlendirmenin bile kendisi için çok zor olduğunu ifade eden Hüsne, “Adalet hak ve hukuk hiçbir zaman bizim için olmadı. Adaletin sadece adı ve binası var içi bom boş” dedi.   “Menekşe’den sonra bir Menekşem daha oldu. Sanığın affedilmesini ilk o duydu ve bana söyledi”  diyen Hüsne, “Cumhurbaşkanının çocuğunu biri yaksaydı bizlerden biri affetseydik ne olurdu çok merak ediyorum? Benim canım yanıyor, Sivas hâlâ yanıyor. Katiller cezasını çekmedi. Elini kolunu sallayarak yurtdışına çıktılar. Madımak’ın katillerini Emniyetin, Valiliğin ortasında beslediler. Bize bütün mahkemelerde aynı şeyi söylediler. ‘Sanıklar İsviçre’de,  Fransa’da’ dediler. Sivas’ın ortasında beslediler bir sanık orada öldü” diye ekledi.   ‘Hala gözümden gitmiyor’   Katliamda kaybettiği oğlu Koray’ın o zaman henüz 12 yaşında olduğunu vurgulayan Hüsne, katliam zamanı yaşadıklarını şöyle anlattı:  “Benim Koray’ım ülkeyi satmadı, birine zarar vermedi. Hiçbir suçu yoktu. Pir Sultan’ı anmaya ilk olarak 92 yılında üç otobüs gittik. Çok güzeldi Menekşe semahtaydı, saz çalıyorlardı. Çocuklarımız ve yavrularımız katledilmeseydi ileride çok büyük kişiler olacaklardı. Ama o günleri görmemize izin vermediler ne yazık ki. Ertesi sene Sivas’a gittik. Ben Kültür Merkezi’nden kurtuldum. Bizi copladılar, taşladılar, camlar kafamıza fırladı. Hâlâ gözümden gitmiyor. Terlikli, yeşil sarıklı ve şalvarlı insanlar ‘yakın’ diye bağırıyorlardı. Aynı zihniyet devam ediyor ve yıllar sonra bizi yaktı. Bizim mücadelemiz devam edecek. Affedeni de affetmiyoruz. Cumhurbaşkanı bunun kapanacağını düşünmesin. Mücadelemiz sürecek.”    ‘Unutturmadık’    Katliamın ardından her yıl Sivas’a gittiklerini ve tüm baskılara rağmen direndiklerini vurgulayan Hüsne, “Orada 10-15 kişi ile açıklamamızı yaptık. Şimdi binlerce kişi gidiyoruz Sivas’a. Biz orada korksaydık,  dönseydik onların canına minnetti. İyi ki direndik. Katiller cezasını çekmedi, failler bulunmadı ama bizim acımızı hafifleten tek bir şey vardı; unutturmadık. Madımak hiç sönmedi. Daha da çok yanıyor” ifadelerini kullandı.   ‘Bizim çocuklarımızı öldüreni affetmek kimsenin haddi değil’   Madımak da katledilen bir diğer isim de Gülsüm Karababa. Gülsüm’ün ablası Nilgün Karababa af kararı çıktıktan sonra Alevi örgütleri ile birlikte apar topar toplandıklarını ve basın açıklaması gerçekleştirdiklerini hatırlattı. “Böyle bir affın bizim nezdimizde karşılığı yok. Bizim çocuklarımızı öldüreni affetmek kimsenin haddine değil” diyen Nilgün, böyle bir kararı tek başına kimsenin alamayacağını belirtti. Madımak katliamı sanık avukatlarının AKP’de vekil olduklarını hatırlatan Nilgün, “ Avukat oldular, bakan oldular, AYM’de başkan oldular. Dünden bugüne korundular her yere geldiler” dedi.   ‘Dönüp bize ‘bugün olsa yine aynısını yaparım’ dedi’   27 yıldır Madımak davasını takip ettiklerini ve bugüne kadar hiçbir davayı kaçırmadığını dile getiren Nilgün, “Katliam davasının görüldüğü salona girdiğimde aralarındaki en yaşlı Ahmet Turan Kılıç’tı. Dönüp bize baktı ve ‘bugün olsa yine aynısı yaparım. Pişman değilim’ dedi. Bidon taşıyıp şeriat isteyen en önde ‘yakın yakın’ diye bağıranlardandı” diye konuştu.     ‘Toplu katliam yapabilirsiniz biz de sizi affederiz’ mesajı veriliyor’   Af kararını, “Siz katliamları yapın biz sizi ödüllendireceğiz, hapis cezalarını affedeceğiz” mesajı verdiğini aktaran Nilgün, “Diğer karanlık güçlere bu mesajı veriyor. Bu yüzden karar bütün insanları ilgilendiriyor. Bu Türkiye’nin sorunu. Sadece biz ailelerin sorunu değil. ‘Toplu katliam yapabilirsiniz biz de sizi affederiz. Hâkim yaparız, savcı yaparız, milletvekili yaparız ödüllendiririz’ mesajı veriliyor” ifadelerini kullandı.    ‘Mahkeme devam ediyor’   Nilgün, katliam davasında iç hukuk mücadelesinin bitmediğini kaydederek, “Mahkeme devam ediyor. Bir sürü aranan ve bulunamayan sanık var. Adresleri olup da bir türlü iade edilmeyenler var. Hatta biz yurt dışında zannederken Türkiye’de ölen Erçakmak gibi sanıklar var” dedi.    ‘Karara ilişkin Cumhurbaşkanına dava açacağız’   AYM’ye bireysel başvuru yaptıklarını ancak hâlâ kendilerine bir yanıt gelmediğini aktaran Nilgün, sözlerini şöyle sonlandırdı: “Biz hukuksal mücadelemizi sonuna kadar götüreceğiz. Ben kız kardeşimi kaybettiğimde 24 yaşlarındaydım. Şimdi benim o yaşta bir kızım var. Biz hâlâ mahkeme süreçlerini noktalayamadık. Bu kararın iptaline ilişkin dava açacağız. İstediğimiz sonuca ulaşamayabiliriz ama davamız burada kalmayacak. Cumhurbaşkanına da bu kararına ilişkin dava açacağız.”