Amed Emek ve Demokrasi Platformu: İnsan yaşamını feda ettirmeyeceğiz! 2020-02-07 18:32:21   DİYARBAKIR - Deprem ve çığ felaketine ilişkin açıklama yapan Amed Emek ve Demokrasi Platformu, "İktidarların ucuz politikalarına insan yaşamı ve onurunu feda ettirmeyeceğiz” dedi.   Amed Emek ve Demokrasi Platformu deprem ve çığ felaketi sürecinde gerçekleşen ihmallere ilişkin basın açıklaması gerçekleştirdi. Açıklamaya platform üyeleri katıldı. Açıklamayı Sağlık Emekçileri Sendikası (SES) Diyarbakır Şube Eşbaşkanı Gönül Adıbeli okudu.   'Vergilere ne olduğunu kimse sorgulayamadı'   Türkiye'nin deprem kuşağında olduğunu söyleyen Gönül, tarihten beri birçok yıkımla karşı karşıya kaldığını belirtti. Gönül, "Depremler sonucu on binlerce insan hayatını kaybetmiştir. Doğal felaketlerin insan yaşamını yok etmesini kader deyip kendi sorumluluklarının üzerini örten bir iktidarla karşı karşıyayız. Alınması gereken önlemler hiçbir zaman alınmamıştır. Yakın dönemde 1999 Marmara da yaşanan depremde 10 binlerce yurttaşımız hayatını kaybetti. O dönemde depremler ve doğal afetlere karşı bir bütçe oluşturmak için özel tüketim vergisi adı altında bir vergi çıkarıldı ve daha sonra bu vergi hayatımızın her alanında karşımıza çıktı ancak buradan gelen gelirlere ne olduğunu kimse sorgulayamadı. Konut yapımında depreme dayanıklılık projelerinin hayata geçirilmesi fay hatları yakınındaki yerleşim alanlarının kaldırılması gibi bir çok konuda çıkarılması gereken yasalar çıkarılmadığı gibi var olan yasalar da siyasilerin rant sevdası uğruna işlevsiz hale getirildi" diye konuştu.   'Eleştri suç olarak lanse edildi'   Yaşanan felaketlerde iktidarın ve yöneticilerin halkı tehdit eden söylemler içerisine girdiğini dile getiren Gönül, eleştiriyi yapanlar hakkında soruşturma açılıp sindirilmek istendiklerini kaydetti.  Gönül, "Hukukun ve siyasetin insanı yaşatma yerine halka baskı aracına dönüştürülüp uygulaması hem siyasete olan güveni hem de hukuka olan güven ve saygınlığı azalttı. Yaşanan her problemden sonra sorunu çözmek yerine sorunu dillendirenlerin cezalandırılmaya çalışılması ve bu kişiler üzerinden topluma mesaj verilmesi kabul edilemez. Elazığ da yaşanan depremden sonra halkın yarasını sarmak için toplumun kenetlendiği bir süreçte deprem bölgesi için yapılanların sanki iktidarın bir lütfu gibi sunulması ve bunun eleştirisinin yapılmasını da suç olarak topluma lanse edilmesi artık son nokta olmuştur. Dışarıdan gelen yardımlara el konulması iktidara yakın vakıf ve derneklerin sadece alana alınması bunun en büyük örneğidir. Kamuoyu tepkisi bastırılmaya çalışılarak aslında bir sonra yaşanacak felaketlere de adeta davetiye çıkarmıştır. Bir de ülkenin en büyük yardım kuruluşu olan Kızılay'ın vergi kaçırma girişimi geldiğimiz noktada kamuoyu vicdanına ciddi darbeler vurmuştur" dedi.    'İktidar sömürü sisteminin devamlılığını sağlıyor'   Van'da gerçekleşen çığ olayına da değinen Gönül, "Kar yağışından kaynaklı çığ ve heyelan bölgelerinin haritasının çıkarılmış olmasına rağmen hiçbir önlemin alınmaması Van da 41 yurttaşımızın hayatına mal oldu. Çığ felaketinin yaşanmasından sonra iktidarın 'Şu kadar kısa sürede felaket alanına yetiştik' propagandası yapması aslında nasıl bir acziyet ve basiretsizlik içerisinde olduğunun da göstergesidir. Halbuki bu çığ felaketinin önlene bileceği ve can kaybına sebebiyet vermeden ortadan kaldırılabileceğini herkes bilmektedir. Aradan çok geçmeden İstanbul'da yaşanan uçak kazası ve ihmaller göz önüne alındığında toplum olarak nasılda tesadüfen hayatta kaldığımızın resmiyle karşı karşıyayız. Toplumun sorunlarına bu kadar duyarsız olan iktidar kendi bekası ve çıkarı söz konusu olduğunda stepnesi olan partiyle beraber ülke elden gidiyor kara propagandasıyla toplumun algısını yönlendirip sömürü sisteminin devamlılığını sağlıyor" ifadesini kullandı.    'Sizleri uyarıyoruz!'   Ülkenin Cumhurbaşkanı'nın ülke içinde asayişin sağlanmasında artık kolluk kuvvetlerinin yetersiz olduğunu dillendirmesinden sonra bekçilerin yetkilerinin arttırıldığını söyleyen Gönül, "Acaba iktidar kendini garantiye alıp süreklileşmek için mi bunu planlandı? Bu adımlarla iktidar neyi hedefliyor neye hazırlık yapıyor. Şu anda askeri ve emniyet olarak yeteri kadar personelin olmasına rağmen böyle bir planlamaya gidilmesi bütün kamuoyunu düşündürmektedir. Bizler Amed Emek ve demokrasi platformu olarak ülkede yaşanan her sorunun takipçisi olduk ve olmaya da devam edeceğiz. İktidarların ucuz politikalarına insan yaşamı ve onurunu feda ettirmeyeceğiz. Torba yasalar adı altında kıyıya köşeye gizleyerek meclisten geçirdiğiniz yasalar halkımıza hiçbir zaman fayda getirmedi aksine yeni krizlerin ve kaosların da tetikleyicisi oldu. Sizleri uyarıyoruz; bir an önce evrensel hukuk ilkelerine geri dönün ve ucuz politikalarınızla halkımızın geleceğini karanlığa gömmeyin. En basit önlemlerle birçok felaketin önleneceğini biliyoruz" dedi.