Ensar Vakfı-MEB ortaklığına tepki: Eğitim eğitimcilerin işidir 2020-01-30 09:03:15   İSTANBUL - Ensar Vakfı’nın MEB ortaklığı ile düzenlediği “Sana Emanet” projesine ilişkin konuşan Eğitim Sen İstanbul 3 Nolu Şube Başkanı Ayfer Koçak, Danıştay’ın MEB’in imzaladığı protokollerle cemaat ve vakıfların eğitim süreçlerine dahil olamayacağına, örgün eğitimde yürütmenin durdurulmasına hükmettiğini anımsattı. Ayfer, “Eğitim eğitimcilerin işidir. MEB açık bir şekilde yargı kararını yok saymıştır” dedi.   Karaman’da 2016 Mart ayında kendisine bağlı evlerde 10 çocuğun cinsel istismara maruz bırakılmasıyla gündeme gelen Ensar Vakfı’na desteğini esirgememekte ısrarcı olan iktidar, bunu Ensar Vakfı’nın projelerinde de gösteriyor. Bu projelerden biri de “Sana Emanet” isimli yarışma. Yarışma Ensar Vakfı, Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) ve Din Öğretimi Genel Müdürlüğü ortaklığı ile okullarda düzenlenecek. Ayrıca yarışma sadece imam hatip okullarını değil, İstanbul’da bulunan tüm okulları kapsıyor.   Yarışmanın tanıtımı 17 Ocak’ta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan, İstanbul İl Milli Eğitim Müdürü, ilçe milli eğitim müdürlerinin katılımıyla İstanbul Şişli’de bir otelde yapıldı.    Konuyu, Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen) İstanbul 3 No’lu Şube Başkanı Ayfer Koçak, değerlendirdi. MEB’in yargı kararlarını yok sayarak çocukların eğitim süreçlerini riske attığını belirten Ayfer, ebeveynleri ve eğitimcileri söz konusu yarışmaya karşı uyardı.   ‘Protokollere yönelik davalar açtık’   MEB’in “yargının engelleyici kararlarına” rağmen Ensar Vakfı ile birçok konuda protokol imzaladığını anımsatan Ayfer Koçak, bu yol ile cemaatin eğitim süreçlerine dahil edilmeye çalışıldığına dikkat çekti. MEB’in söz konusu yasadışı uygulamalarına engel olma çabalarını sürdüreceklerini vurgulayan Ayfer, “Bu durumun problemli olan kısımlarından bir tanesi de söz konusu yasal olmayan etkinlik ve çalışmaların ekonomik boyutunun da Milli Eğitim Bakanlığı tarafından karşılanabileceğinin protokollerle belirlenmesi. Biz bu protokollere yönelik davalar açtık. Ensar Vakfı’na dönük açtığımız davalar da ortada. Danıştay 8’inci Daire’nin MEB’in imzaladığı protokollerle cemaat ve vakıfların eğitim süreçlerine dahil olamayacağına, örgün eğitimde yürütmenin durdurulmasına hükmetti. Buna rağmen MEB tarafından bu protokoller uzatılıyor. Bu nedenle MEB tarafından verilen izinle bu yarışmanın yapılıyor olması ve bu yarışmanın tanıtımına Milli Eğitim Müdürlüğü, Şube Müdürlüklerinin katılıyor olması hukuka aykırı” ifadelerini kullandı.    Ayfer, “MEB kendi bünyesinde hazırladığı ve sürdürdüğü, okullarda zorunlu din dersi ve üstelik haftalık 6 saati bulan seçmeli dini derslere, müfredata ve kitaplara hiç mi güvenmez de Ensar Vakfı’nın hazırladığı bir kitap ve içeriğine dair yapacağı yarışmaya bu kadar bel bağlar anlamak mümkün değil ” sözleriyle tepki gösterdi.    ‘Öğretmen alımını MEB değil Maliye belirliyor’   MEB tarafından formasyon eğitimi almamış bir kişiye öğretmenlik hakkı verilmezken, eğitim almamış cemaat ve vakıftan kişilerin eğitim vermeye yetkin kılınmasını “akıldışılık”, “hukuksuzluk” olarak nitelendiren Ayfer, söz konusu uygulamanın çocukların eğitim süreçlerinde ciddi sorunlara yol açacağı uyarısında bulundu. Öğretmen atamalarının MEB’in belirlediği ihtiyaçlara göre değil, Maliye Bakanlığı’ndan çıkan mali tabloya göre belirlendiğini söyleyen Ayfer, bu nedenle formasyon eğitimi almamış çok sayıda kişinin “ücretli öğretmen” tanımıyla öğretmenlik yapabildiğine dikkat çekti.   Ailelere ve eğitimcilere duyarlılık çağrısı   Ayfer, eğitim alanında “öğretmen” olmayan kişilere nasıl görev verildiğine dair şu ifadeleri kullandı: “Son yıllarda görevi gereği formasyon eğitimi almamış olan imamlar da okullarda öğretmen olarak görevlendiriliyor. Binlerce eğitimci ise işsizler ordusunun önemli bir parçası olmaya devam ediyor. Formasyon eğitimi almak, öğrenci ile nitelikli iletişim kurabilir yeterliliği anlamına gelir. Dolayısıyla bir eğitimcide aranacak en temel kriterdir. Ayrıca bir dönem ‘değerler eğitimi’ adı altında farklı iş kollarında kişiler, MEB’e başvuruda bulunarak bu vakıf ve cemaatler aracılığıyla boş derslerde öğrencilere ‘değerleri’ anlatabilmek üzere görevlendirildiler. İtirazlarımız ve hukuk mücadelemiz ile bu süreç engellendi. Ancak bu meselede de olduğu gibi fırsat yakalandığında Eğitim Sen’li öğretmenlerin olmadığı ya da bu kişilere dönük herhangi bir tepki gelişmediğinde maalesef çocuklar böylesi ne olduğu belli olmayan eğitim ve eğitimcilerle karşı karşıya kaldı. Bu ciddi bir problemdi ve halen de devam ediyor. Siz olayın üzerine gittiğiniz zaman ‘Yapılmıyor artık. İptal edildi’ deniyor ama siz arkanızı döner dönmez bu sorunun devam ettiğini görebiliyorsunuz. Bu anlamda gerek ebeveynleri gerek ise eğitimcileri söz konusu yarışma ve benzeri uygulamalara karşı duyarlı olmaya çağırıyoruz.”   Hükümetin istismara bakış açısının da göstergesi’   Karaman’da Ensar Vakfı evlerinde yaşanan cinsel istismar olayının hafızalardaki yerini koruduğunu belirten Ayfer, dönemin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Sema Ramazanoğlu’nun söz konusu olaya karşı “Bir olayın yaşanması hizmetlerini bildiğimiz vakfımızı karalayamaz” sözleri ile AKP iktidarının Ensar Vakfı’nı korumasına dikkat çekti. “Bir kere işin içinde çocuk ve istismar geçiyorsa orada bir olay yoktur, çok olay vardır” diyen Ayfer, “Çocuklar birilerin vicdanına, zaaflarına, iyiliklerine, kötülüklerine, bilinmezliğine teslim edilemeyecek kadar değerlidirler. Yaşamlarına ve eğitim süreçlerine zarar verebilecek risklere atamazsınız" diye vurguladı.   'Eğitim eğitimcilerin işidir’   MEB’in cemaatlere sağladığı protokollerle eğitim ile ilgili sorumluluğu üzerinden atmaya çalıştığını söyleyen Ayfer, eğitim alanında yaşanan sorunlara ve hukuksuzluklara karşı mücadeleyi sürdürmekte kararlı olduklarının altını çizdi. Ayfer, "Eğitim, eğitimcilerin işidir. AKP iktidarının eğitimle ilgili sorumluluğunu üzerinden atma uğraşını gerek anaokullarına dönük yaklaşım biçimiyle, gerek cemaatlerin ve vakıfların eğitime dahil edilme çabalarında, en çok da özelleştirme oranlarındaki artışta çok açık gördük ve teşhir ettik. Davalarımızı açtık sonuçlarını hakkında da kamuoyunu bilgilendirmeye devam ediyoruz" ifadelerini kullandı.