Gazeteci Esra: Genç feminist gazeteciler çok önemli yollar kat etti 2020-01-17 09:08:24   Şehriban Aslan   DİYARBAKIR - Medyanın olumsuz yanlarının yanı sıra olumlu yanlarının da olduğunu söyleyen gazeteci Esra Arsan, özellikle genç feminist gazetecilerin çok önemli yollar kat ettiğini ve JIN NEWS’in bunlardan biri olduğunu vurguladı.   Türkiye’de geçmişten bu yana gazetecilere dönük baskılar bitmezken günümüzde bu baskılar artarak devam ediyor. Bu baskıların amacının hakikati yazan gazetecilere geri adım attırmak olduğunu ifade eden akademisyen ve gazeteci Esra Arsan, geri adım atanların ana akım medyada iktidarın maşası olduğunu söyledi. Esra, “Toplumun büyük bir bölümü ülkede olan biten olayların farkında değil, çünkü yaşanan birçok şey haber olmuyor. Haber olursa da çarpıtılarak, manipüle edilerek haber yapılıyor” dedi.   ‘Büyük medyada çalışan gerçek gazeteciler tasfiye edildi’   Türkiye’de gazetecilik yapmanın hiçbir zaman kolay olmadığına dikkat çeken Esra, hakikatleri yazan gazetecilerin bugüne kadar gelen iktidarlar tarafından cezalandırıldığını hatırlattı. Esra, “Gazetecilerin belki 90’lardaki gibi öldürülmediği ama hapislerde süründürüldüğü bir döneme geçildiğini görüyoruz. Bugün Türkiye’de gerçekleri söylemek her zamankinden ağırdır. Hükümetin, iktidarın yaptıkları kötülükleri, yanlışlıkları, yolsuzlukları yazmak mümkün değil. O nedenle büyük medyada çalışan gerçek, ahlaklı, işini etik bir şekilde yapmaya çalışan gazeteciler zaten tasfiye edildi. Büyük Türk medyasında iktidarın kendi maşası haline gelmiş, iktidarın propagandası ve reklamını yapanlar kaldı” diye belirtti.    ‘Gerçekleri anlatan kısıtlı yayınlar var’   İstanbul ve Ankara’da yayın yapan televizyon kanallarına ve gazetelere bakıldığında küçük alternatif yayınların olduğunu söyleyen Esra, kısıtlı bir kitleye ulaşmaya ve anlatmaya çalıştıklarının altını çizdi. Bunun yeterli olmadığını da sözlerine ekleyen Esra, “Toplumun büyük bir bölümü ülkede olan biten olayların farkında değil, çünkü yaşanan birçok şey haber olmuyor. Haber olursa da çarpıtılarak, manipüle edilerek haber yapılıyor. Siyasi iktidarın kendi meşrebine göre Müslümanlaştırılmış, Türkleştirilmiş, ırkçı, ayrımcı bir söylemle haberciliklerine ancak ulaşabiliyorlar. Halkın haber alma özgürlüğü de kısıtlanmış oluyor. Bu da demokrasinin, gelişmemizin ilerlemesi için, toplumun bilinçlenmesini engelleyen bir durumdur” dedi.   ‘Haber merkezleri erkekler için hazırlanıyor’   İstanbul’da büyük basın kuruluşlarında uzun yıllar çalıştığını kaydeden Esra, çalıştığı basın alanlarının da erkek bir yapıya sahip olduğunu belirtti. Bir kadının hiçbir zaman genel yayın yönetmeni ya da yazı işleri müdürü olarak kabul edilmediğini kaydeden Esra, kadınlar genellikle yorum yazan, söyleşi yapan, gazete ve TV programlarını renklendiren bir unsur olarak görüldüğünü ifade etti. Esra, “TV de sunucu olacaksanız ya güzel olacaksınız, ya da ılımlı olacaksınız. Kadın hep bir zevk meselesi olarak görülmüştür. Oysaki çok ciddi kadın muhabirler, bu işe emek veren insanlar var. Mesela ben ilk gazeteciliğe başladığım yıllarda Türkiye’nin ilk adliye muhabiri Vasfiye Özkoçak vardı. Onun Milliyet’te ilk çalıştığı zamanlarda kadın tuvaleti bile yokmuş. Erkekler tuvaletine gizli gizli gidiyormuş ya da Cumhuriyet Gazetesi’nde bir kadınlar tuvaleti varmış oraya gittiğini söylüyordu. Kadınlar için haber merkezleri hazırlanmıyor, erkekle kendileri için hazırlıyor. Türkiye’de çok erkek bir gazetecilik var, haber dilinde de yine aynı erkek söylem hakim. Fakat medyada kadın ve bilinçli kadın sayısı arttığı için bu giderek değişiyor” ifadelerini kullandı.   ‘Genç feminist gazeteciler çok önemli yol kat etti’   Esra, kadın meselesine eleştirel yaklaşan, eşitlik, adalet, kadın mücadelesi peşinde koşan gazetecilerin muhalif medyada olduğuna dikkat çekti. Esra, “Bu gazeteciler aslında çokta iyi işler yapıyor. Özellikle genç feminist gazetecilerin çok önemli yollar kat ettiğini düşünüyorum. JIN NEWS’te aslında bunlardan birisidir. İzliyorum, okuyorum ve çok da beğeniyorum. Aynı zamanda birçok muhabirleri ile de tanışıyorum. Gerçekten önemli bir şey yaptılar ve iyi ki yaptılar. Farklı bir içerik ve kadın gözüyle, diliyle yazılmış haberler çok önemli bir işlev görüyor” diyerek medyada kadın bakış açısının önemine değindi.   ‘Haber aktarmak dünyanın her yerinde bir özgürlüktür’   Esra son olarak konuşmasında şunlara yer verdi: “İktidarın elinde olsa herhalde bütün Kürt gazetecileri örgüt üyesi diye nitelendirip içeriye atacak. Bu kadar basit bu kadar faşizan bir yaklaşımı var. Niye? Çünkü iktidar Kürt olmak eşittir örgüt üyesi gibi algılıyor. Öbür taraftan Türk gazeteciliğine baksanız orada da sansür ve yasaklarla veya otosansürle susturulmuş, korkutulmuş, aman içeri atarlar, aman işimizden oluruz korkusuyla çok ibiş bir gazetecilik var. Mesela ‘akademisyensen kanı ile yıkanmak istiyorum’ diyen bir mafya babası dava edildiğinde ‘bunda bir suç unsuru yok’ denilip salınıyor. Fakat biz bir metin imzaladığımız ve devleti eleştirdiğimiz için yine aynı şekilde örgüt üyesi olarak ilan ediliyoruz. 21’inci yüzyılda 1930 ve 1940’lardaki gibi baskı rejimine maruz kalıyoruz. Tek tesellimiz olan umut, mücadele hep sürüyor. Tabi ki halk demokrasi adına kendi haklarını savunmaya devam edecek. Bir gün halk bu zorbalıklara cevabını verecektir. Gazeteciler salıverilecektir. Çünkü gazetecilik suç değildir. Haber aktarmak dünyanın her yerinde bir özgürlüktür.”