‘Erkek egemen sistemi yıkmak kolay olmayacak ama zor da değil’ 

2020-01-02 09:01:19


	 

	Rengin Azizoğlu

	 

	DİYARBAKIR - Kayyım atamalarının hukuki olmadığı gibi ahlaki de olmadığını söyleyen belediye eşbaşkanları, “Mücadele ile kazandıklarımızı bizden alamazlar. Çünkü bunun için emek veriyoruz, savaşıyoruz. Erkek egemen sistemi yıkmak çok kolay olmayacak ama zor da değil” dedi.

	 

	Halkların Demokratik Partisi (HDP) 31 Mart seçimleriyle 3 büyükşehir olmak üzere 8 il, 56 ilçe ve belde belediyesini kayyımlardan geri aldı. Seçimlerin üzerinden 4 ay 19 gün sonra Van, Diyarbakır, Mardin büyükşehir belediyelerine kayyım atandı. HDP’li 3 büyükşehir, 26 ilçe ve 3 belde olmak üzere 32 belediyeye kayyım atanarak eşbaşkanlar görevden alındı ve tutuklandı.Silvan Belediye Eşbaşkanı Naşide Toprak ve Dicle Belediye Eşbaşkanı Yasemin Üçer kayyım atamaları ve eşbaşkanlık sistemine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

	 

	‘Ortak karar verilmesini sağlayan bir yönetim biçimi’

	 

	Eşbaşkanlık sisteminin toplumda kadın erkek eşit temsiliyetinin yanında demokratik yönetim anlayışını da geliştiren bir misyonu olduğunu söyleyen Silvan Belediye Eşbaşkanı Naşide Toprak, bu sistem içerisinde kararların ortak alındığı, yaşam alanlarının eşit paylaşıldığı toplumsal örgütlenme modelini oluşturan bir yönetim biçimi olduğuna dikkat çekti. Naşide, “Eşbaşkanlık modelinin en önemli gelişim ve kazanımı ise toplumun her alanında kadının var olmasıdır. Ortak irade çerçevesinde karar ve yürütme gücünün eşit paylaşıldığı demokratik yapılanmaya, farklı düşüncelerin kendisini var etmesine, eşitçe yan yana durmanın, ortaklaşmanın önemini içinde barındıran bir gelişmişliğin de tezahürüdür” dedi.

	 

	‘Özgür bir toplumun oluşması rahatsız ediyor’

	 

	Yüzyıllardır devam eden kadın mücadelesinin yanında eril zihniyete karşı savaş açan bir kadın örgütlenmesinin de olduğunu vurgulayan Naşide, bunun yanında kadınların mücadeleler sonucu, büyük bedeller ödeyerek önemli kazanımlar elde ettiğini dile getirdi. Eşbaşkanlık sistemine dönük saldırılara da değinen Naşide, “İktidar tüm yaşam alanlarına dönük saldırılarını eşbaşkanlık üzerinden de sürdürüyor. Özgür bir toplumun ve bilinçli bireylerin oluşması feodal köhnemiş bütün kirli zihniyet sahiplerini rahatsız ediyor. Bireyler artık susmuyor. Soruyor, sorguluyor, eleştiriyor, bir fikir ve düşünce ortaya koyuyor. Kendi haklarını savunuyor. Bütün bu çıkışlar eşbaşkanlığın topluma demokratik eşitlikçi anlayış sonucunda ortaya çıkıyor” ifadelerini kullandı.

	 

	‘İnandığımız tüm değerlere sahip çıkacağız’

	 

	Kayyımların atanmasının ne hukuki ne ahlaki ne de insani yanı olduğunu kaydeden Naşide, “Kayyımlar tamamen keyfi uygulamalarla yapılan atamalardır. Halkın iradesinin yok sayıldığı, seçme ve seçilme hakkını tanımayan bir uygulamadır. Belediye eşbaşkanları hiçbir delil olmaksızın asılsız ve altı boş iddialarla gözaltına alınıyor, tutuklanıyor. Dünyanın hiçbir yerinde böylesi bir hukuksuzluk yaşanmamıştır. Bizler bu hukuksuz kayyım atamalarını kabul etmiyoruz. Eşbaşkanlık siyasi partiler kanununda yer alan HDP’nin parti tüzüğünde resmiyet kazanmış bir modeldir. Kolay kazanmadığımız bu kazanımları kolay kaybetmeyeceğiz. Eşbaşkanlık sistemini yerel yönetimler mevzuatında yasallaştırmak için çalışmalarımıza devam edeceğiz. İnsan hakları mücadelemizi sürdüreceğiz. İnandığımız tüm değerlere sahip çıkacağız” diye konuştu.

	 

	‘Her zaman ilk hedef kadınlar’

	 

	Dicle Belediye Eşbaşkanı Yasemin üçer ise, Türkiye’de son yıllarda evde, sokakta, siyasette, yaşamın her alanında kadına yönelik topyekun bir saldırının söz konusu olduğuna dikkat çekti. Yasemin, amaçlananın kadını toplumdan uzaklaştırarak yalnızlaştırmak ve kazanılmış haklarını da elinden almak olduğunu söyledi. Yasemin, “Siyasi alanda da son dönemde bunu yaşıyoruz. Hem partimize hem de partimizde siyaset yapan kadınlara karşı bir saldırı var. Bir süredir devam eden gözaltı ve tutuklama furyasında kadınlar her zaman ilk hedef halinde. Bununla birlikte ilk yöneldikleri alan da kadın kazanımları oldu. Kayyım atamalarında da bunun görmek mümkün. Geçtiğimiz dönemde atanan kayyımlar ilk olarak kadın kurumlarını fes ederek kadınları belediyelerden uzaklaştırdı. İçinde bulunduğumuz bu süreçte de aynı zihniyet aynı pratiği gösteriyor” diye belirtti.

	 

	‘Eşbaşkanlık halk nezdinde kabul görmüş bir sistem’

	 

	Hukuk dışı kayyım atamalarıyla belediye eşbaşkanlarının gözaltına alınarak tutuklandığını hatırlatan Yasemin, hiçbir kanıt olmadan sürdürülen bu tutuklamaların hukuki değil siyasi olduğunu belirtti. Yasemin, “Kulp Belediye eşbaşkanlarımız gizli tanık ifadeleriyle 3 ay süreyle tutuklandı. Verilen gizli tanık ifadesi ise kayyım sebebi olarak sayıldı. Mahkeme sonucu gösterdi ki tutuklamaların belediyelerle ya da eşbaşkanlarla herhangi bir ilgisi yoktur. Eşbaşkanlık bir sistem olarak toplumdaki karşılığından korktukları için her dönemde bir saldırı altındaydı. Eril zihniyet her zaman kadının güçlenmesinin, söz sahibi olmasının, eşit temsiliyetin karşısında yer aldı. Kadın toplumun her alanında var ancak temsiliyet, irade ve haklar bağlamında eşitlik kabul görmemekte. Tüm bu saldırı ve yok saymalara karşı eşbaşkanlık sistemi halk nezdinde kabul görmüş ve sahiplenilmiş bir sistem haline geldi” dedi.

	 

	‘Mücadeleyi çok daha ileriye taşıyacağız’

	 

	Yasemin son olarak şunları kaydetti: “Tüm dünyada kadın kazanımlarına dönük yüzyılladır süren bir savaş var. Ne yaparlarsa yapsınlar tüm bu engellemelerle yalnızca süreyi uzatırlar. Onun dışında hiçbir kazanımımızı elimizden alamazlar. Çünkü bunun için emek veriyoruz, savaşıyoruz. Mücadele ile kazandıklarımızı bizden alamazlar. Erkek egemen sistemi yıkmak çok kolay olmayacak ama zor da değil. Birçok aşamayı katettik bundan sonra da durmayacağız, devam edeceğiz. Kadınların kendi aralarındaki örgütlülüğü oluştu ve güçlendi. Bugün herhangi bir kadına yönelik şiddet gerçekleştiğinde bir karar almaksızın kadınlar topyekun tavır sergiliyor, sokağa çıkıyor. Eninde sonunda eşbaşkanlık da yalnızca siyasi alanda değil her alanda uygulamaya alınacaktır. Bu sadece HDP’li kadınların değil, Türkiye’deki tüm kadınların sorunu ya da sorumluluğu. Bu yaşadıklarımız hiçbir kadını yıldırmasın. Mücadeleyi çok daha ileriye taşıyacağımıza inanıyorum.”