‘Yüzlerce insanın cenazesi kimsesizler mezarlığına defnedildi’ 2019-12-31 13:19:41   DİYARBAKIR - MEBYA-DER Eşbaşkanı Yüksel Almas, yıl içerisindeki hak ihlallerini paylaştığı açıklamada, "24 saat içerisinde tespit edilmesi mümkün olan DNA sonuçları aylarca sürüyor. Birçok cenaze ailelerden kaçırılırcasına yıkanıp dini vecibeler yerine getirilmeden defnediliyor. Son 3 yılda yüzlerce insanın cenazesinin kimsesizler mezarlığına defnedildi" dedi.   Medeniyetler Beşiğinde Yakınlarını Kaybeden Ailelerle Yardımlaşma Dayanışma Birlik ve Kültür Derneği (MEBYA-DER) yıl içerisinde karşılaşmış oldukları hak ihlallerine ilişkin basın açıklaması gerçekleştirdi. Açıklamaya Halkların Demokratik Partisi (HDP) Diyarbakır Milletvekili Remziye Tosun, HDP İl eşbaşkanları Hülya Alökmen Uyanık ve Zeyyat Ceylan, Tutuklu ve Hükümlü Ailelerle Yardımlaşma Derneği (TUAY-DER) üyeleri ve Barış Anneleri Meclisi katıldı. Açıklamayı MEBYA-DER Eşbaşkanı Yüksel Almas okudu.   'DNA tespiti ailelere bilinçli yapılan işkenceye dönüşmektedir'   Ailelerin basın aracılığıyla çocuğunun yaşamını yitirdiğini duyduktan sonra kurumlarına başvurarak cenazelerini nasıl alacağı konusunda yardım talebinde bulunduklarını söyleyen Yüksel, başvuran ailelerin Jandarma'ya, Savcılık'a ve morga gitmesi konusunda yardımcı olduklarını belirtti. Yüksel, “Her zaman olmasa da çoğu zaman çocuğunu teşhis eden aileden DNA testi istiyor ya da vücut bütünlüğü olmayan ya da tanımayan ailelerden DNA testi isteniyor. Ancak günümüz koşullarında gelişen tıpa göre 24 saat içerisinde tespit edilmesi mümkün olan DNA sonuçları aylarca sürüyor. DNA tespiti ailelere bilinçli yapılan işkenceye dönüşmektedir. Cenaze teşhisi sırasında yaşanan en önemli sıkıntı ise cenazelerin vücut bütünlüğünün olmamasıdır. Örneğin Van’da bir ailemiz cenazesini almak isterken açılan mezarda 3 ayrı insana ait vücut parçalarıyla karşılaştı. Doğru bir DNA testi yapılmadan kimsesizler mezarlığına defnediliyorlar. Buna benzer onlarca örnek var.  Toplumun değerlerine göre cenaze defnedilmeden yas süreci bitmiyor. Duyumlarımıza göre Diyarbakır’da 3 Malatya’da 12 cenaze morglarda bekletiliyor. Bu yaklaşımdan derhal vazgeçilmeli" dedi.   'Cenazeler dini vecibeler yerine getirilmeden defnediliyor'   Yaşamını yitiren bir insanın toplumun ve ailenin inancına, kültürüne, gelenek ve göreneklerine göre defin edilme hakkına sahip olduğunu vurgulayan Yüksel, tüm inançlarda cenazeye saygı denen bir kutsiyetin olduğunu kaydetti. Bu haklar ortadayken karşılaştıkları yaklaşımların hiçbir inançta ve insani değerde yeri olmadığını dile getiren Yüksel, "Birçok cenaze ailelerden kaçırılırcasına yıkanıp dini vecibeler yerine getirilmeden defnediliyor. Cenaze törenine katılımı sınırlandırmak ve engellemek için cenaze defin işlemleri gece geç saatlere bırakılıyor. Cenazeye katılmak isteyen aile yakınları mezarlığa bırakılmıyor, define 3-5 kişiyle sınırlı bir şekilde izin veriliyor. Ailelerin resmi olarak kurumumuza başvurmalarına rağmen aileyle dayanışma içinde olmamız kolluk güçleri tarafında engellenmektedir. Ailelere bizim orada ayrılmamız için baskı uygulanıyor ve aileler cenazenin kendilerine verilmeyeceğiyle tehdit ediliyorlar. Tüm bu engellemelere rağmen kurum olarak ailelerimizle dayanışma içinde bulunmaktayız, ailelerimizi yalnız bırakmamaya özen gösteriyoruz" diye belirtti.   'Garzan Mezarlığı'nda çocukları olan aileler DNA testi yapmalı'   Garzan Mezarlığı'ndan çıkarılan cenazelere de değinen Yüksel, "90’lardan son süreçlere kadar yaşamını yitiren insanların cenazelerinin barış süreciyle birlikte ailelerinin imkanlarıyla oluşturulan mezarlıklara taşındı. Birçok aile yıllar sonra çocuklarının cesetlerine ulaşmış ziyaret edebilecekleri bir mezar yaptırmışlardı. Ancak hiçbir inançta, kültürde olmayan bir şekilde mezarlık yıkılarak cenazeler ait kemikler İstanbul’a götürüldü. Uzun uğraş ve çabalar sonucunda İstanbul’da olduğunu öğrenen aileler gidip DNT testi yaptırarak çocuklarının cenazelerin alma talebinde bulundu. Garzan mezarlığında yapılmak istenen cenazeden intikam almak ve ailelere işkence etmektir. Bunun ne dinde ne de insanlıkta yeri vardır. Biz MEBYA-DER olarak bugüne kadar Garzan Mezarlığı'nda çocukları olup DNA testi yapmayan ailelerimizi Bitlis’e gidip kan vermelerini talep ediyoruz" şeklinde konuştu.   Malatya'da 270, Amed'de 28, Van'da 65, Siirt'te 100…   Derneklerinin son 3 yıldır kapalı olması sebebiyle yaşamını yitiren insanların ailelerinin herhangi bir yere başvuramadığını söyleyen Yüksel, bu süreçte yüzlerce insanın cenazesinin kimsesizler mezarlığına defnedildiğini kaydetti. Yüksel, "Elimizde somut olan verilere göre Malatya'da 270, Amed'de 28, Van'da 65, Siirt'te 100 cenazenin, yine tam olarak netleştiremediğimiz ama aldığımız bilgilere göre; Erzurum, Elazığ, Urfa, Mardin ve Bitlis’te yüzlerce insanın cenazesi kimsesizler mezarlığında bulunmaktadır. Biz MEBYA-DER yönetimi olarak geçmişten günümüze kadar yaşamını yitirdiğini bilip mezarlığının nerede olduğunu bilmeyen ailelerimizin derneğimize başvurmaları için çağrı yapıyoruz. Büyük acılar yaşadığımız bir yılı daha geride bırakıyoruz. Yeni yılda ölümlerin yaşanmadığı onurlu barışın yaşam bulması temennisiyle başta ailelerimiz olmak üzere herkesin yeni yılını kutluyoruz" dedi.