Barışı kuşanıp yola çıkan anneler: Zulmedenin karşısında olmaya devam edeceğiz 2019-12-20 09:02:47   Filiz Zeyrek   ADANA - Barış talebiyle yola çıkan ve 90’lı yıllardan bu yana mücadelelerini sürdüren Barış Anneleri, yıllarca maruz kaldıkları zulme ve saldırılara rağmen önemli çalışmalara imza attı. Adana Barış Anneleri İnisiyatif üyeleri “Bu ülkeye barış gelene kadar direneceğiz, zulmedenin karşısında olacağız” dedi.   Türkiye’de savaşı bitirmek ve onurlu bir barışı tesis etmek amacıyla yola çıkan Barış Anneleri, 1996’dan bu yana mücadelesine devam ediyor. 1999’da 40 kadının Diyarbakır’dan Ankara’ya gidişinin polisler tarafından engellenmesi, 2004’te İstanbul, Diyarbakır, Batman, Urfa, Kızıltepe, Siirt, Nusaybin ve Antep’ten gelen 120 kadının o dönemin Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök ile görüşmek istemesi, Newroz’lara ve 8 Mart’lara katılmaları, yurtdışındaki kadın gruplarıyla ve siyasilerle bağlantılar kurarak yaptıkları çalışmalarla adını duyuran Barış Anneleri, 2002’de Avrupa Parlamentosu tarafından davet edildi. 2005’te Barış Anneleri’nden Müyesser Güneş, “Barış İçin 1000 Kadın” eylemi kapsamında Nobel Barış Ödülü’ne aday gösterildi.    1990'lı yıllardan bu yana karşılaştıkları birçok engele rağmen hala mücadelelerini sürdüren Barış Anneleri, “20 yıl öncesinde dahi bu kadar engelle karşılaşmıyorduk” dedi.    'AKP Kürde düşman’    20 yılı aşkın süredir alanlarda olduklarını belirten Barış Annesi Emine Çığ, "Daha önceki yıllarda en azından alanlara çıkıp sesimizi duyurmaya çalışıyorduk ama şimdi alanlara bile çıkmanıza izin verilmiyor. 2 kişi bir araya gelsek hemen gözaltına alınıyoruz ya da tutuklanıyoruz.  AKP hükümeti Kürtlere yönelik o kadar çok kin besliyor ki ‘Kürdüm’ diyen herkes baskıya maruz kalıyor. Cezaevleri şuan tıklım tıklım dolu” dedi.    ‘Barış inancıyla yola çıktık’    “20 yıl önce bu ülkeye barış getireceğimiz inancını kuşanıp yola düştük" diyen Emine, hala da bu kararlılıkta olduklarının altını çizdi. “Dünyada çocuklar ölmesin diye barış çığlığını her yerde yükselteceğiz” ifadesini kullanan Emine, şunları dile getirdi: “20 yıldır zulüm yapıldı. Kimi zaman alanlarda dövüldük, yerlerde süründürüldük, gözaltına alındık ve tutuklandık. Bu daha şiddetlenerek devam ediyor. Ama hiçbir zaman barışa olan inancımız bitmeyecek, tükenmeyecektir. ‘Barış’ dediğim için yıllarca hapis yattım, defalarca gözaltına alındım. Irkçı saldırılara maruz kaldım. Ama hiçbir zaman pes etmedim. Bu ülkeye barış gelsin diye hep direndim, direnmeye devam edeceğim."    'Diğer zulmedenler gibi bunlar da gidecekler'   10 yıldır Barış Anneleri arasında olan Ayşe Çetinkaya da çok fazla baskı ve şiddete maruz kaldıklarının altını çizdi. Ayşe, “Bu ülkede bir şeyler değişsin diye, kardeşlik, huzur, barış gelsin diye çok mücadele ettik. Şiddet, işkence, zulüm, savaş daha da şiddetlenerek devam ediyor. Bugün gördüğümüz gibi Suriye’de çocuklar, kadınlar katledilmeye devam ediyor. Kendi saltanatları uğruna insanları kolaylıkla öldürüyorlar. Biz ‘barış’ dediğimiz için hep baskıya maruz kaldık, sesimiz kısılmaya çalışıldı. Bugün 2019 yılı biterken cezaevlerinin ‘barış’ diyenlerle dolu olduğunu görüyoruz. Biz Barış Anneleri ve Cumartesi Anneleri’nin taleplerine şiddetle karşılık veriliyor. Başka ülkelere demokrasi, adalet ilerlerken, Türkiye’de tam tersine geriliyor. İfade özgürlüğü, düşünce özgürlüğü gibi bütün demokratik haklarımız yasaklanıyor. Elbette bu böyle gitmeyecek. Diğer zulüm edenler gibi bunlar da çekip gidecekler ve tarih karşısında hesap verecekler” dedi.     'Barışı savunmaya devam edeceğiz'   18 yıldır Barış Anneleri içinde yer alan Kadra Bakrak da hayatının sonuna kadar barış için mücadele edeceğini vurguladı. Kadra, "Adana’da olduğu gibi Türkiye’nin birçok ilinde barışı haykırmaya ve bu ülkeye barışı getirmeye, savaşlara dur demeye çalıştım. Ömrüm yettiğince alanlarda barışı haykıracağım. Kadına şiddet daha çok aratarak devam ediyor. Anneler gözyaşı dökmeye devam ediyor.  ‘Barış’ diyenler cezaevlerine atılıyor. Barış isteyen akademisyenler, bilim insanları, yazarlar, gazeteciler cezaevlerine konuldu. Bu ülkenin utancıdır. Bir 20 yıl daha geçse de bu ülkeye barış gelene kadar direneceğiz, zulmedenin karşısında olacağız. Nerede savaş olursa olsun canımız pahasına karşı durmaya devam edeceğiz" diye konuştu.