HRW’den ‘güvenli bölge’ raporu: Yargısız infazlar yapılıyor 2019-11-27 14:37:03   HABER MERKEZİ -  HRW, Türkiye’ye bağlı Suriye Milli Ordusu'nun, Kuzey Suriye’de oluşturulan “Güvenli Bölge”de sivillere yönelik yargısız infazlar yaptığını duyurdu.    İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW), Türkiye’ye bağlı Suriye Milli Ordusu’nun (SMO) Kuzey Suriye’de oluşturulan “Güvenli” Bölge”de gerçekleştirdiği hak ihlallerine ilişkin hazırladığı raporu yayınladı. Raporda, SMO’nun sivillere yönelik yargısız infaz yaptığı ve Kürtlerin dönüşünü engellediği belirtilerek, “SMO bu ailelerin mülklerini yağmaladı ve hukuksuz olarak müsadere veya işgal etti” denildi.    ‘Sorumlulardan hesap sorulmalı’   Türkiye'ye yönelik çağrıda bulunulan raporda şu ifadelere yer verildi: "Türkiye, fiilen kontrolü altında bulunan bölgelerde yaşanan ve birçok hadisede savaş suçu olma potansiyeli taşıyan insan hakları ihlallerini soruşturmalı, Suriye Milli Ordusu’na bağlı güçlere, bu ihlallere son vermeleri için baskı uygulamalı ve ihlallerin sorumlularından hesap sorulmasını temin etmelidir."   ‘En az 7 yargısız infaz gerçekleştirildi’   Türkiye’nin düzenlediği saldırıya atıfta bulunulan raporda, "Türkiye ve desteklediği gruplar, askeri harekatın başladığı andan itibaren sivillerin yaşadığı bölgelere ayırım gözetmeksizin topçu ateşi açtı, en az yedi yargısız infaz gerçekleştirdi, sivillerin özel mülkleri olan ev ve dükkanlarını hukuksuz olarak işgal etti ve kontrolleri altındaki bölgelerde faaliyet gösterirken zorla kaybedilmiş olmasından endişe duyulan insani yardım çalışanlarının akibetleri konusunda da açıklama yapmadılar" ifadelerine yer verildi.   HRW’nin ihlalleri belgelemek amacıyla aralarında iki doktor ve üç mağdur yakınının da bulunduğu 10 kişiyle görüştüğüne yer verilen raporda, HRW’nin aktivistlerinin ve mağdur yakınlarının sunduğu, söz konusu ihlalleri teyit edici video ve fotoğrafları da mercek altına aldığı belirtildi.   Raporda, “Güvenli Bölge”de kaybolan yardım görevlilerinin akıbetlerinin bilinmediği ve Kürt siyasetçi Hevrin Xelef’in katledilişinin belgelendiği aktarılırken, "Hem Uluslararası İnsani Hukuk hem de insan hakları hukuku, bireylerin hukuksuz olarak öldürülmelerini ve yaşam haklarından herhangi bir şekilde keyfi olarak mahrum edilmelerini yasaklar. Uluslararası İnsani Hukuk yaralanmış, teslim olmuş veya yakalanmış savaşçıların kasten öldürülmelerini kesin olarak yasaklar ve savaş suçu olarak kabul eder” diye belirtildi.    ‘Türkiye ve SMO bu ihlallerden sorumlu’   Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik saldırılar nedeniyle 200 bin kişinin evlerinden ayrılmak zorunda bırakıldığı ancak bunlardan 100 binin geri döndüğü ifade edildi. Raporun devamında şunlar kaydedildi: "Çatışmanın tüm tarafları, kendi mensupları tarafından işlendiği iddia edilen savaş suçlarını soruşturmakla ve sorumluları en uygun şekilde cezalandırmakla yükümlüdür. Astlarının işlediği savaş suçlarından haberdar olan veya olması gereken ancak bu suçların işlenmesini engellemek veya işlenmiş suçlarla ilgili hukuki işlem başlatmak amacıyla harekete geçmeyen askeri yetkililer de ceza hukuku açısından sorumlu tutulabilir. Bu bölgelerdeki mevcut yetkililer, geri dönmek isteyen insanların güvenliklerini ve insanların geri dönme haklarını kullanmalarının etnik kökenleri veya kimlikleri yüzünden engellenmemesini temin etmelidirler. Türkiye hükümeti de Suriye Milli Ordusu'nun bu ihlallerden sorumlu fraksiyonlara askeri yardımı kesmelidir.”   ‘Sivillere yönelik etnik ayrımcılık yapıyorlar’   HRW Orta Doğu Direktörü Sarah Leah Whitson, rapora ilişkin yaptığı açıklamada, "İnsanların infaz edilmesi, mülklerinin yağmalanması ve yerlerinden olmuş kişilerin evlerine geri dönmelerinin engellenmesi, Türkiye'nin 'güvenli bölge' önerisinin neden güvenli olmayacağının kanıtıdır. Türkiye'nin düzenlediği askeri harekatın güvenli bir bölge oluşturacağına ilişkin açıklamalarının tam aksine, söz konusu bölgeyi yönetmek için kullandığı grupların bizzat kendileri, sivillere yönelik hak ihlalleri ve etnik ayırımcılık yapıyorlar" ifadelerini kullandı.    Sarah ayrıca, "Türkiye, silahlandırdığı fraksiyonların gösterdiği menfur davranışlara göz yumuyor. Bu bölgeler Türkiye'nin kontrolü altında kaldığı sürece, bu ihlalleri soruşturmak ve onları sonlandırmak, Türkiye'nin sorumluluğundadır" dedi.    Kaynak: Euronews