Esin Kavruk’un soruşturması olmadan zorla DNA’sı alınmak isteniyor 2019-11-18 16:05:04   İSTANBUL - Türkiye’nin Kuzey ve Doğru Suriye’ye dönük saldırılarına sosyal medya hesabı üzerinden tepki gösterdiği gerekçesi ile gözaltına alınıp “Örgüt propagandası” yaptığı iddiası ile tutuklanan Esin Kavruk hakkında yeni bir soruşturma olmaksızın polis talebi ile DNA örnekleri alınmak isteniyor. Uygulamaya tepki gösteren Esin'in ailesi ve avukatı uygulamanın hukuksuz ve yasadışı olduğunu söyledi.    Türkiye’nin Kuzey ve Doğu Suriye’ye dönük saldırılarına ilişkin sosyal medya hesabında “Savaşa hayır” şeklinde paylaşımlarda bulunduğu gerekçesi ile Esin Kavruk isimli yurttaş 11 Ekim tarihinde evi basılarak gözaltına alındı. “Örgüt propagandası” yaptığı iddiası ile tutuklanan Esin'in cezaevinde yaşadığı hak ihlallerine ilişkin İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi’nde basın toplantısı yapıldı. Toplantıya Esin'in ailesi, avukatı, Halkların Demokratik Partisi (HDP) İstanbul Milletvekili Züleyha Gülüm ve İHD İstanbul Şube Başkanı Gülseren Yoleri katıldı. Toplantının yapıldığı salona, “İşkence insanlığa karşı işlenmiş en ağır suçtur. Cezaevlerinde işkence uygulamalarına son verilsin” pankartı asıldı.    Savcıdan DNA örneği talebi   Toplantıda ilk olarak söz alan İHD Şube Başkanı Gülseren Yoleri, cezaevlerinde yaşanan sorunların saymakla bitmediğini ifade etti. Cezaevlerinde yaşayan tutukluların her anının işkenceye döndüğünü kaydeden Gülseren, “15 Temmuz darbe girişiminin ardından ilan edilen OHAL ile birlikte çıkartılan Kanun Hükmünde Kararnamelerle (KHK) cezaevinde kalan bir tutuklu hakkında bir soruşturma açılmışsa o kişinin tekrar polis tarafından cezaevinde ifadesinin alınabileceğini ön gören bir madde var. Ancak bu kişiler emniyete götürülemez. Kavruk hakkında açılmış bir soruşturma olmadan TEM polislerinin talebi ile İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Kavruk’un başka bir eylemde bulunup bulunmadığının tespiti için DNA örneğinin alınması yönünde İstanbul 5’inci Sulh Ceza Mahkemesi'ne başvurdu. İstanbul 5’inci Sulh Ceza Mahkemesi'nin ise Savcılığın bu talebini kabul ederek Kavuk’un DNA örneğinin alınmasına karar verdi” dedi.     'Yaşanan büyük bir hukuksuzluk'   Ardından söz alan Esin'in Avukat Gülizar Tuncer, yaşanan durumu büyük bir hukuksuzluk olarak tanımladı. Müvekkilinin gözaltına alınıp tutuklanma sürecine kadar tüm uygulamaların hukuksuzca yapıldığını ifade eden Gülizar, yaşanan süreci şu şekilde özetledi: “Esin Kavruk sadece ‘savaşa hayır’ dediği için tutuklandı. Sonraki süreçte gözaltında ve cezaevinde yaşadıkları hepsi başlı başına hukuksuzluktur. Esin paylaşımlarını inkar etmedi. İktidar Esin şahsında muhalifleri ce cezalandırma amacı ile tutukladı. Buda yetmedi TEM polisleri ve savcılık tarafından yeni bir eziyet yaşatılmak isteniyor. Sonraki süreçte İstanbul 5’inci Sulh Ceza Mahkemesi Esin’in DNA örneği alınması için karar çıkardı. Her hangi bir üyelik ve eylem ile ilgili bir soruşturma söz konusu değil tükürük kan örneklerini alınmasına ilişkin bir gerekçe yok ama buna rağmen sulh ceza mahkemesi böyle bir karar çıkardı.”   'Bu uygulama tüm cezaevlerinde yaygınlaştırılmak isteniyor'   Esin'in 11 Kasım günü rızası olmadan Adli Tıp Kurumu'na (ATK) götürülüp kan ve tükürük örneklerinin alınmak istendiğini belirten Gülizar, “Esin bu uygulamayı reddedince orada bulunan doktor durum hakkında tutanak tutup Esin’i tekrar cezaevine gönderiyor. Ardından Cezaevi müdürü tarafından ‘savcılığın talimatı var. Kendi isteğinle bunu yapmazsan TEM polisi tarafından gözaltına alınıp zorla bu uygulamayı yapacaklar’ şeklinde görüşme gerçekleşiyor. Bunun üzerine cezaevinde bulunan diğer tutuklular Esin’i polise teslim etmeyeceklerini söylediler. Cezaevi müdürü ‘o zaman bizde koğuşu basar ve polise teslim ederiz’ şeklinde tehditte bulundu. Diğer tutuklular ‘avukatları itiraz da bulunmuş ve bunlar sonuçlanmadı’ deseler de Cezaevi müdürü salı gününe kadar mühlet verdiklerini, salı gününe kadar kendi isteği ile gelmezse zorla alınıp polise teslim edileceğini söylemiş” diye konuştu. Bu uygulamanın tüm cezaevlerinde yaygınlaştırılmak istendiğini sözlerine ekleyen Gülizar, bu tür hak ihlallerinin yaygınlaşmaması için gerekli tepkilerin ortaya koyulması gerektiğinin altını çizdi.    'Anlam veremediğimiz bir durumla karşı karşıyayız'   Esin'in kardeşi Ahmet Kavruk ise, ablasının gözaltına alınırken yaşadıklarını anlattı. Ablasının gözaltına alınırken yolda ve hastanede polis tarafından darp edildiğini belirten Ahmet, hastanede darp raporu istemesine rağmen verilmediğini ve cezaevine götürüldükten sonra cezaevi revirinde darp raporu alabildiğini gerekli şikayetleri yaptıklarını ama bir sonuç çıkmadığını söyledi. Ablasının cezaevinde 3 gün boyunca DAİŞ tutukluları ile aynı koğuşta tutulduğunu aktaran Ahmet, “Bu tür uygulamalar muhaliflerin artık alışmak zorunda kaldığı şeyler haline geldi ama böyle olmamalı. Tutuklandıktan 40 gün sonra anlam veremediğimiz bir şekilde geçen haftadan itibaren iki kez TEM polisleri cezaevine gidiyor ve DNA’sını almak istiyor. Anlam veremediğimiz bir durumla karşı karşıyayız” dedi.    'Yargı baskı aracı olarak kullanılıyor'   Son olarak konuşan HDP Milletvekili Züleyha Gülüm, var olan yasalara uymayan ve iktidarın talimatları ile hareket eden bir yargı ile karşı karşıya olduklarını söyledi. 15 Temmuz darbe girişiminden sonra Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın “Bu darbe Allah’ın bir lütfudur” sözlerini hatırlatan Züleyha, “Allah’ın lütfu olarak görenler bu lütuftan yararlanıyorlar. OHAL kalktı deniyor ama çıkarılan KHK’lerin hepsi yasalaştı. Bir bütün olarak halen OHAL ile yönetiliyoruz. Toplumsal muhalefete yönelik yargı baskı aracı olarak kullanılıyor” diye konuştu.