Kadın Savunma Ağı’ndan 25 Kasım’da ‘yaşamak istiyoruz’ nöbeti 2019-11-14 09:02:07   Dilan Babat   ANKARA - 25 Kasım’da yapacakları “Yaşamak istiyoruz” nöbeti için broşürlerini mahalle mahalle, sokak, sokak dağıtarak kadınlara ulaşan Kadın Savunma Ağı, 25 Kasım’da Çankaya Belediyesi önünde yapılacak mitinge de çağırı yaptı.    25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele ve Dayanışma Günü etkinlikleri için kadınların programları belli olmaya başladı. Kadınlar bu yıl da kadına yönelik artan şiddet ve kadın kazanımlarının gasp edilmesine karşı alanlarda olacak. Kadın Savunma Ağı, 25 Kasım’a giderken, bütün illerde ve özelde de Ankara’da sokak sokak, mahalle mahalle gezerek kadınlara İstanbul Sözleşmesini ve 6284 sayılı kanunu anlatarak haklarının gaspına karşı direnişi örgütleyecek.    Kadın Savunma Ağı üyesi Buse Üçer, Ankara’daki 25 Kasım örgütlenme ve planlamalarına ilişkin bilgi verdi.      ‘AKP, faşizmin harcını kadın düşmanlığı ile yoğuruyor’   Buse, Türkiye’de kadına yönelik şiddetin artmasındaki temel nedenlerden birinin devletin kadına yönelik şiddetle ilgili politikaları olduğunu ifade etti. “Bu sadece Türkiye’de değil bütün dünyada faşizan iktidarların yükselmesiyle beraber kadına yönelik şiddette bir artış olduğunu görüyoruz bunlar birbirleriyle paralellik içeriyor” diyen Buse, Türkiye’de ise AKP’nin yıllardır yürüttüğü kadın düşmanı politikaların İstanbul Sözleşmesi’ne karşı tavrında kendini belli ettiğini vurguladı. Buse, “Kadınların yaşamlarına garanti olması için çıkarılan bu kanunlar, AKP’nin karşı çıkması ve ’Mağdur Babalar’, ‘Nafaka Mağduru Erkekler Platformu’ gibi bir takım şeylerin ortaya çıkması AKP ile doğrudan kadına yönelik şiddeti besleyen ve artmasındaki nedenlerini gösteriyor.  ‘Mağdur Babalar Platformu’ kurucularından olduğunu söyleyen zat ‘Emine Bulut gibi ölmek istemiyorsanız, susun’ minvalde sözler söylüyor. AKP, faşizmin harcını kadın düşmanlığı ile yoğuruyor ve şiddetin ana temellerinden birisi de budur” dedi.    ‘Kadın hareketi her seferinde erkek aklını ifşa ediyor’   Kadın katliamlarında cezasızlık politikalarının erkekler ile eril yargının gizli bir anlaşması sonucu olduğunu kaydeden Buse, İstanbul Sözleşmesi’ne işaret ederek şöyle devam etti: “Kadın hareketi her seferinde yeni politikalar üreterek erkek aklını ifşa ediyor.  Bundan da elbet rahatsız olacaklar. Kadın hareketinin direngenliği erkekleri korkutuyor. Bir zamanlar kadınların AKP’yi teşhir ettiği, kürtaj tartışmalarının döndüğü zamanlarda kadınların gücünü gören AKP iktidarı uluslararası sözleşmeyi imzalamak zorunda kalmıştır. Bu sözleşme kadınların yıllardır verdiği mücadele sonucu imzalanan bir sözleşmedir. İstanbul Sözleşmesi, kadınları gerçekten koruyan bir sözleşme ve bu sözleşmenin fiili olarak uygulanmasını engelliyorlar. Polisiyle, savcısıyla bir şekilde uygulanmasını önlemeye çalışıyorlar. Kadın Savunma Ağı olarak,  ‘Yaşamak istiyoruz’ diye çıkan broşürlerimizi ve 6284 sayılı kanunu sokak sokak, mahalle, mahalle anlatıyoruz. Kadınlar haklarını bildikleri için haklarını kullanmaya çalışıyorlar. Kadınlar ne kadar ısrarcı olurlarsa, o kadar haklarımıza sahip çıkacağız.”    ‘Kadından kadına bir çağrımız var'   25 Kasım’a gitmeden önce bütün illerde İstanbul Sözleşmesi’ni ve 6284 sayılı kanunu kadınlara anlatacaklarını aktaran Buse, 25 Kasım sürecinde kadınların önlerinde kadın katliamı dosyalarının olduğunu dile getirdi. Buse, çalışmalarına dair ise şu bilgileri verdi:  “Kadın Savunma Ağı olarak oluşumumuzdan itibaren şöyle bir çağrı yapıyoruz: ‘Kadından kadına bir çağrımız var, birbirimizi savunalım’. Emine Bulut’un ‘ölmek istemiyorum’ sesini kampanyamıza slogan olarak koyduk. Bu yaşamak, sadece nefes almak için değil yaşamın her alanında var olmak istiyoruz.  Bizi hayattan dışlamaya çalışan erkek egemen zihniyete karşı kadınlarla birlikte hayatın her alanını örgütlüyoruz.  Kadın Savunma Ağı olarak 25 Kasım’a giden süreci böyle örgütlüyoruz.    ‘Şiarımız yaşamın güzellikleriyle var olmak ve direniş çağrısıdır’   Kadın Savunma Ağı olarak, pazar yerlerine giderek, ‘Yaşamak istiyoruz’ broşürlerini dağıtarak şiddet karşısında neler yapabiliriz ayrıntılarıyla anlatıyoruz. Bizden bu broşürleri isteyenler olursa, il dışı, ilçe nerede olursa olsun sosyal medya üzerinden bize ulaşırlarsa göndererek onları da bilgilendiriyoruz. Kampanyamızla hiç gidilmeyen yerlere gitmeye çalışıyoruz. Ulaşabildiğimiz bütün şehirlerde İstanbul Sözleşmesini anlatıyoruz. 25 Kasım sürecini böyle örgütlüyoruz. Ankara’da Keçiören’de, Sıhhiye’de bulunan pazarlara, KOTON işçilerine dayanışma olarak onlara da anlattık. ‘Yaşamak istiyoruz’ şiarımız sadece nefes çağrısı değil, bütün yaşamın güzellikleriyle var olmak ve direniş çağrısıdır.”   25 Kasım mitingine çağrı   Buse, son olarak 25 Kasım’da Çankaya Belediyesi önünde saat 18.00’de yapılacak miting için “25 Kasım mitinginden sonra bütün kadınları Mor Mekan’a bekliyoruz.  Sabaha kadar Mor Mekan’da nöbet tutacağız. Direniş öyküleri anlatacağız, beraber yaşamdan ne anlıyoruz üzerine konuşacağız” çağrısında bulundu.