TJA 25 Kasım kapsamında Diyarbakır’da yürüyüş gerçekleştirilecek 2019-11-09 09:01:38   Şehriban Aslan   DİYARBAKIR - HDP PM üyesi Özlem Gündüz, TJA öncülüğünde 25 Kasım çerçevesinde Diyarbakır’da kadın haklarına ilişkin panel ve yürüyüş gerçekleştireceklerini kaydederken, “DAİŞ’in hedef aldığı kadınlar çeteye karşı bir devrim gerçekleşti. Onu kendimize esas alarak örgütlülüğümüzü ve mücadelemizi yükseltebiliriz” dedi.   Türkiye ve dünya kadınları 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü için hazırlıklarına başladı. Kasım ayı boyunca tüm dünyada kadınlar 25 Kasım’ı çeşitli eylem ve etkinliklerle karşılıyor. Diyarbakır’da Tevgera Jinên Azad (TJA) öncülüğünde 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü kapsamında yapılacak eylem ve etkinliklerin startı verildi. Başlatılan eylem ve etkinlikler kapsamında Halkların Demokratik Partisi (HDP) Kadın Meclisi ve kadın örgütlerinin ortak planlaması ile ilçelerde kadınlarla bir araya gelerek kadın hakları anlatılıyor.    HDP PM üyesi Özlem Gündüz bu çerçevede Diyarbakır’da farklı etkinliklerin yapılacağını ve bunu ilerleyen günlerde açıklayacaklarını söyledi.   ‘İstanbul Sözleşmesi kadına yönelik tedbirdir’   Özlem, İstanbul Sözleşmesi’nin kadını her türlü şiddetin ve ayrımcılığı önlenmesi tedbirlerinin alınması ve diğer tüm uygulamaların hayata geçirilmesi demek olduğunu söyledi. Özlem, “Bunu birkaç başlık altında ele alabiliriz. Şiddetin bu kadar köklü olduğu bir durumu önleyici tedbirler alarak hayata geçirmek. Bir diğeri kadını korumak, kadına yönelik şiddetle mücadelede etkin bir yolu olan kovuşturmayı yerine getirmek ve yasaları hayata geçirmek. Bir diğeri de kadını güçlendirecek destek politikalarının hayata geçirilmesidir. Kadına dönük şiddetin kısa orta ve uzun vadede politikalarla aşılabileceğini gösteren bir sözleşmedir İstanbul sözleşmesi. Kadına yönelik şiddetle mücadelenin yol haritasıdır” dedi.   Hükümetin imza kampanyaları ile İstanbul Sözleşmesi’ni feshetme girişimlerinde bulunulduğunu ifade eden Özlem, bunun sıradan bir yaklaşım olarak ele alınmaması gerektiğini belirterek bunun bir zihniyet sorunu olduğuna dikkat çekti. Özlem, “Kadını birey olarak görmeyen, yaşamın öznesi olarak görmeyen, kadına dönük şiddetle, kadın katliamlarıyla birlikte kadın şahsında toplumu köleleştirmeye çalışan bir zihniyetin ürünüdür” ifadelerini kullandı.   ‘Bedellerle elde edilen kazanımlar hedef haline getiriliyor’   Şiddetin ve katliamın son zamanlardaki artışına dikkat çeken Özlem, neredeyse her gün en az 3 kadının katledilme haberleri ile karşı karşıya kalındığını hatırlattı. Yaşanan katliamların bu zihniyetin bir sonucu olduğunu ifade eden Özlem, şöyle devam etti: “Bu zihniyette kendini her türlü şiddetle, katliamla, savaşla var eden ve bununla birlikte toplumsal kaosu derinleştiren, kendi iktidarını koruyan, döndüren bir sistemin yansımalarıdır. Kadına yönelik her türlü saldırıyı kendine hak gören bir zihniyet ve kendini bu saldırılar üzerinde yaşatan zihniyet olduğu için özellikle bedellerle, yürütülen mücadelelerle elde edilen kazanımları her seferinde hedef haline getiriyor. İstanbul Sözleşmesi’ne yaklaşım yine bu zihniyetin sonucudur.”   ‘Kasım ayı boyunca planlamalarımız devam edecek’   25 Kasım’a giderken şiddetle mücadelenin daha çok anlam kazandığına dikkat çeken Özlem, “Aslında kadına yönelik şiddetle mücadelenin yılın her günü olması gerekir. Çünkü kadınlar her gün katlediliyor. Her türlü ayrımcılık ile kadınlar her gün karşı karşıya kalıyor. Kasım ayı boyunca planlamalarımız devam edecek. Fakat bu sadece kasım ayı ile sınırlı kalmayacak. Özellikle TJA’lı, HDP’li kadınlar olarak kadın şiddeti ve katliamına dönük çalışmalarımızı, mücadelemizi yürütüyoruz” diye kaydetti.    Özlem, “Kasım ayı içerisinde yine toplumun bütün kadınlarıyla bir araya gelerek planlamamızı çıkardık. Özellikle bütün ilçelerde kadınlarla kadın haklarını tartışacağız. Tüm kadınlar ancak örgütlenerek bunun karşısında durabiliriz” diyerek konuşmasını şu sözlerle sonlandırdı: “Yakın zamanda bunu  DAİŞ çetelerine karşı Rojava devrimi vardı. Buda kadın öncülüğünde gerçekleşen bir devrimdi. DAİŞ’in hedef aldığı kadınlardı ve kadınları katlederek bitirmek istiyordu. Kadınları köle pazarlarında pazarlayarak bir mücadeleyi boğmak istediler. Fakat bu çeteye, zihniyete karşı bir devrim gerçekleşti. Onu kendimize esas alarak örgütlülüğümüzü ve mücadelemizi yükseltebiliriz.”