‘Adalet artık mahkemeden değil sosyal medyadan çıkıyor’ 2019-11-02 09:01:13   Filiz Zeyrek    ADANA - Kadına yönelik şiddet ve katletmenin cezasızlıkla sonuçlanmasına tepki gösteren kadın hakları aktivisti Sevcan Kadiroğlu, “Adalet ne yazık ki artık yargıdan değil sosyal medyalardan çıkıyor. Mahkeme tarafından serbest bırakılan fail halkın tepkisiyle tutuklanıyor" diyerek "O zaman yargı merciine ne gerek var?” diye sordu.    Türkiye’de kadına ve çocuğa yönelik şiddetin son 17 yılda hızla artmasının en önemli nedenlerini cezasızlık, iktidar yetkililerin söylemleri, savaş ve militarist politikalar, medyada yer alan program ve haberlerin içeriği ve dili oluşturuyor. Kadınlar ise kadına yönelik şiddete, cinsel saldırı ve istismara karşı farkındalığı arttırmak ve şiddeti sonlandırmak için seslerini yükseltmeyi sürdürüyor. Kadınlar Birlikte Güçlü Platformu da bu kapsamda 28 Eylül’de İstanbul Kadıköy’de ‘Kadın Cinayetlerini Acil Önle’ sloganıyla kampanya başlamıştı. 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’ne kadar sürecek kampanyaya birçok kentten kadın örgütleri ve platformlar dahil oldu. Adana Kadın Platformu da “Yaşamak istiyoruz” sloganıyla startını verdiği ve yine 25 Kasım’a kadar sürdürecekleri kampanya dahilinde birçok eylem ve etkinlik gerçekleştirirken, kadınlar yaşamlarını savunmak için sokakları doldurmaya devam ediyor.   'Ekonomik kriz de en önemli nedenlerden biri’    Kadın hakları aktivisti Sevcan Kadiroğlu, “Ekonomik kriz günden güne büyüyor. Kadına yönelik şiddete hiçbir gerekçe kabul edemeyiz ancak şiddet nedenlerden biri olarak ekonomik kriz fazlaca etkili” diyerek kadına yönelik şiddetin nedenlerinden birini de ekonomik kriz olduğunu belirti. Sevcan,  “Bu durumdan da etkili başka bir sebep var ki o da cezasızlık politikaları ve yöneticilerin ağızlarından çıkan, şiddete teşvik eden sözler. Bunların yanı sıra psikolojik sorunlar ve kadınların da haklarını bilmemelerinden dolayı birçok şeye sessiz kalmaları ne yazık ki bugün bu sorunu bu boyutlara taşıdı” dedi.   ‘Adaleti halkın tepkisinden önce yargı belirlemesi gerekiyor’    Adana’da kadın katliamları davalarında yargının tutumunu değerlendiren Sevcan, şu soruları yöneltti: “Geçtiğimiz günlerde Adana’da bir iş insanı olan Karaca Yıldırım’ın 2 erkek tarafından aylarca tehdit edilmesinin ardından saldırıya uğradığını ve yüzüne yanıcı madde atılarak, ‘şikayetini geri çekmezsen bir dahakine yakarız seni’ diyerek tehdit edildiğini biliyoruz. Karaca, bu iki erkeğe iş yerini vermek istemedi. Defalarca savcılığa gidip şikâyetçi oldu ama erkek yargı ne yaptı? Bu magandaları tutuklaması gerekirken, Karaca’nın iş yerini mühürledi. Bu karar ise saldırganların ekmeğine yağ sürdü. Yine Adana’da Fatma Altunöz adlı yaşlı kadının maruz bırakıldığı tecavüz girişimi de yargı sayesinde değil, sosyal medyada verilen tepkiler sayesinde işleme konuldu. Olaylar zaten başlı başına dehşet verici iken, yargının aldığı kararlar ise hem bu iki kadın üzerinde hem de toplumdaki diğer kadınlar üzerinde ciddi anlamda korku ve endişeye neden oldu. Adalet halkın tepkisi ile gelecekse o yargı merciine ne gerek var? Adalet ne yazık ki artık yargıdan değil sosyal medyadan çıkıyor. Eğer yaşanan saldırılar sosyal medyada çok tepkiye neden olursa mahkeme tarafından serbest bırakılan fail, halkın tepkisi ile yeniden tutuklanıyor. Adaleti halkın tepkisinden önce kanunların belirlemesi gerekmez miydi?”    ‘Devlet kadını koruyacağına kazanımlarına el koyuyor’    Devletin kadınların söz sahibi olması ve ses çıkarmasını istemediğine dikkat çeken Sevcan, engellemelere rağmen eril zihniyete karşı mücadelelerini sürdüreceklerinin altını çizdi. “Biz kadınlar yasalardan beklediğimizi ne kadar alıyoruz bu tartışılır” diyen Sevcan, “Kadınları ve haklarını koruyacak yasalara ihtiyacımız var. Bizler bunu beklerken her geçen gün devlet bir kazanımımıza el koyuyor. Buna örnek olarak kayyım atamalarına gerekçe yapılan eşbaşkanlığı verebiliriz. Devlet eşbaşkana örgüt için çalışacakmış gibi bakıyor. Bu doğru değil. Orada kadın kazanımlarının korunması, erk düşünceye mümkün derecede izin verilmemesi ve kadın sorunlarına bir erkeğin müdahale etmemesi, doğrudan kadınların olaya el atması için bu sistem var edildi. Bugün devlet eli hükümet, kadınların hiçbir alanda söz sahibi olmasını istemiyor. Dünya kadınlar ile güzelleşir, toplumlar da kadın geliştikçe gelişir. Bunu gören eril düşünce tabi ki buna engel olmak isteyecektir. Bizler de sonuna kadar bu eril düşünceye karşı mücadelemizi sürdüreceğiz” diye konuştu.