TUAY-DER: Tutsakların can güvenliği tehlike altında 2019-10-30 12:31:21   DİYARBAKIR - Cezaevlerinde yaşanan işkence ve kötü muameleye ilişkin açıklama yapan TUAY-DER, “Bu uygulamanın devam etmesi halinde tutsakların can güvenliklerinin de tehlikeye düşebileceği endişesini taşımaktayız” dedi   Tutuklu ve  Hükümlü Aileleri  Yardımlaşma  Derneği (TUAY-DER), cezaevlerinde yaşanan hak ihlallerine ilişkin Diyarbakır'daki dernek binasında basın açıklaması gerçekleştirdi. Açıklamaya Halkların Demokratik Partisi (HDP) il ve ilçe örgütleri, Demokratik Toplum Kongresi (DTK), tutsak aileleri atıldı. Açıklamayı dernek yönetiminden Bahar Akyapı okudu.   ‘Tutsakların maruz kaldığı hak ihlallerinin devam ediyor’   Bahar, kamuoyunda yaşanan hak ihlallerine ilişkin yıllardır gündeme gelen ve koşulları gün be gün daha da ağırlaşan Ceza İnfaz Kurumu’nda kalan tutsakların aileleri tarafından son zamanlarda Diyarbakır TUAY-DER’e yoğun başvuru yapıldığına dikkat çekti. Bahar, dernek tarafından Ekim ayında Diyarbakır D Tipi Kapalı Cezaevi, Diyarbakır T Tipi Kapalı Cezaevi, Diyarbakır T Tipi Kadın Kapalı Cezaevi, Mardin E Tipi Kapalı Cezaevi, Elazığ Kadın Kapalı Cezaevi, Elazığ 1 Nolu Yüksek Güvenlikli Cezaevi ve Elazığ 2 Nolu Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde bir ziyaret gerçekleştirildiğini belirtti. Cezaevinde bulunan tutsaklar ile yapılan görüşmelerde hak ihlallerinin devam ettiğinin tespit edildiğine değinen Bahar, “Daha önceki şikayetler ve hak ihlalleri karşısında yetkili makamlar nezdinde yaptığımız görüşmelerin ve girişimlerin sonuç vermediği, tutsakların maruz kaldığı hak ihlallerinin devam ettiği anlaşılmaktadır” diye konuştu.   TUAY-DER cezaevinde bulunan tutsaklar ile yaptıkları görüşmeler sonucunda tespitlerini, gözlemlerini ve tutsakların aktardıklarını şu şekilde sıraladı:    “*Öncelikle Diyarbakır T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu ve Diyarbakır T Tipi Kadın Kapalı Ceza İnfaz Kurumu'nda tutsaklar ile yaptığımız görüşmede görüşme ortamı ceza infaz koruma memurları ile izlenmekte olup sesimizin duyulabileceği bir yakınlıkta dinlemişlerdir.   *Diyarbakır T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu, Diyarbakır T Tipi Kadın Kapalı Ceza İnfaz Kurumu'nda koğuşlarda ve havalandırmada kameraların olması sebebiyle tutsakların özel hayatlarına ihlal edilmiştir.   *Cezaevinde koğuşların sayı kapasitesinin üstünde tutsağın bulunduğu ve bu durumdan ötürü de tutsakların cezaevinde yaşam alanlarının daraldığı, yerlere yataklar serildiği bilgisi tarafımıza iletilmiştir. Havalandırmanın standartların altında ve küçük olduğu aktarılmıştır.   *Tutsaklara verilen yemeklerin yetersiz olduğunu olması gereken porsiyon miktarının çok altında olduğunu, gelen yemeklerin yağlarının veya tuzlarının fazla olduğunu, gelen yemeklerin içinde cam parçasının, böcek ve kılın çıktığı, bu durumun cezaevi idaresine aktarılmasına rağmen hiçbir işlemin yapılmadığı aktarılmıştır.   Taciz boyutuna varan aramalar ve koğuş baskınlarının olduğu tarafımıza aktarılmıştır.   *Tutsaklara dönük kitap, gazete ve dergilerin sınırlandırıldığı bildirilmiştir. Birçok kitap, gazete ve dergi hakkında yasaklama kararı olmamasına rağmen keyfi uygulamalardan ötürü tutsaklara verilmediği görülmüştür.   *Özellikle Elazığ 1 ve 2 Nolu Yüksek Güvenlikli Cezaevlerinde tutsakların can güvenliğinin olmadığı , fiziki ve psikolojik işkenceye uğradıkları ve fiziki işkence sonrasında doktor raporu almalarının engellendiği belirtilmiş ve aile ve avukatların görüşmelerde yaptığı gözlemler doğrultusunda fiziki işkence izlerinin halen var olduğu belirtilmiştir.   *Birçok tutsağın hukuka ve yasalara aykırı olarak keyfi bir şekilde disiplin cezasının verildiği ifade edilmiştir. Verilen disiplin cezaları sebebiyle tutsakların koşullu salıverme tarihinde tahliye olmaları engellenmektedir.   *Tutsakların sağlık hakları ihlal edilerek, sağlık hakkına erişimleri kısıtlanmıştır. Hastane sevk ve tedavi işlemlerinin aksadığı dile getirilmiştir. Cezaevinde ağır hasta tutsakların da bulunduğu cezaevi idaresi tarafından süren bu keyfi uygulamaların devam etmesi halinde ağır hasta tutsakların sağlığı açısından kötü sonuçlar doğuracağı aşikar olduğu dillendirilmiştir.”   ‘Adalet Bakanlığı’nı göreve davet ediyoruz’   Yaşanan hak ihlallerine karşı cezaevi idaresinin kayıtsız kalmasının suç oluşturduğunu dile getiren Bahar şunları kaydetti: “Bu uygulamanın devam etmesi halinde tutsakların can güvenliklerinin de tehlikeye düşebileceği endişesini taşımaktayız. Tutsaklara yaşatılan kötü muameleden derhal vazgeçilmeli, uluslararası hukukun emrettiği ve insana yaraşır bir şekilde bir muamele gösterilmelidir. Tutsakların sağlığa erişim haklarının sağlanması, koruyucu sağlık hizmetlerine önem verilmesi, hastalığı olanların tedavi olanaklarından yararlanmaları için gerekli önlemler alınmalıdır. İşkence ve diğer zalimane, İnsanlık Dışı ya da Onur Kırıcı Muamele ya da Cezanın Önlenmesi Sözleşmesi Seçmeli Protokolü'ne uygun şekilde ‘bağımsız’ ulusal denetim mekanizmalarının oluşturulması için yetkilileri derhal gerekli çalışmaları başlatmaya davet etmekteyiz. Ayrıca, bahse konu cezaevlerinde tutsaklara uygulanan kötü muameleler ve cezaevi idaresi tarafından yasaya aykırı uygulanan davranışlar hakkında etkili bir idari ve yargısal denetim sağlanması için Adalet Bakanlığı'nı ve TBMM İnsan Hakları İnceleme Komisyonu’nu gerekli yasal süreci ve çalışmayı başlatmak üzere göreve davet ediyoruz. Bizler bu sürecin takipçisi olacağız.”