‘Tecavüz tehdidi, hakaret ve işkenceyle iki saat geçirdik’ 2019-10-21 10:03:18   Rengin Azizoğlu   DİYARBAKIR - SKM MYK üyesi Satiye Ok ev baskını sırasında maruz kaldıklarını anlatarak, “Üzerimizi giymemize bile fırsat verilmedi. 15 dakika sonra sivil kadın polis geldi. Onların eşliğinde tek tek odalara alınarak işkence gördük, darp edildik. Tecavüz tehdidiyle, fiziksel tacizle, küfürle, hakaretle iki saat geçirdik” dedi.   Diyarbakır’da Sosyalist Kadın Meclisi (SKM) Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyesi Satiye Ok, Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) üyesi Beren Atıcı ve Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu (SGDF) üyesi Helin Yağmur Uci’nin birlikte kaldığı eve 18 Ekim sabah saatlerinden baskın düzenlendi. Düzenlenen baskında ev 2 saat boyunca aranırken, kadınlar da bu süre zarfında işkenceye, tacize ve tecavüz tehditlerine maruz kaldı. SKM MYK üyesi Satiye Ok ev baskınında yaşadıklarını anlattı.   ‘Bağırmasın diye ağzı kapatılmış’   Sabah 04.00 sıralarında evlerinin basıldığını dile getiren Satiye, kapının kırılma sesiyle uyandıklarını belirtti. Henüz ne olduğunu anlamadan yere yatırıldıklarını ifade eden Satiye, yaşadıklarını şu şekilde anlattı: “Özel harekat kafamıza silahları dayadı. Evi talan etmeye başladılar. Telefonlarımızın şifrelerini vermediğimizde parmaklarımızı kırmakla tehdit edildik. Bir özel harekat ayağıyla devamlı kafamızdan bastırıyordu. Bir yandan da ev talan ediliyor. İlk anda kadın polis de yoktu. Üzerimizi giymemize bile fırsat verilmedi. 15 dakika sonra sivil kadın polis geldi. Onların eşliğinde tek tek odalara alınarak işkence gördük, darp edildik. Tecavüz tehdidiyle, fiziksel tacizle, küfürle hakaretle iki saat geçirdik. Yanımızda olan Beren Atıcı arkadaşımız ayrı bir odaya alındı. Üzerine battaniye örtülmüş, bağırmasın diye ağzı kapatılmış. Boğma teşebbüsünde bulunmuşlar. Kanepenin arasına kafası sıkıştırılmış. Devamlı kaba dayağa ve fiziksel tacize maruz kalarak copla tecavüz edilme tehdidinde bulunulmuş. Dayak ve tehditler sırasında ‘Rojava’yı da kaybettiniz. Şimdi ne yapacaksınız?’ diyorlardı.”   ‘Baskın sırasında paramız çalındı’   Ev araması sırasında eve kimsenin gelmesine izin verilmediğini kaydeden Satiye, kendilerinin de arama esnasında polislerin yanında bulunamadıklarını söyledi. Satiye, “Ne alındığını ya da bırakıldığını bilmiyoruz. Hala evi toparlamış değiliz. Sadece çantamıza bakabildik. Daha önce 100 Dolar ve 50 Euro vardı ancak şu an yok. Baskın sırada alınmış, gasp edilmiş, çalınmış. Bunların ne kadar cinsiyetçi ve talancı olduklarını biz daha önce evlerimize yapılan baskınlarda gördük. Polis şiddeti ile de ilk defa karşı karşıya gelmiyoruz. Sokaklarda da sürüklendik, evlerden de alındık. Devletin kadın özgürlük hareketine dönük saldırılarını da biliyoruz. Aynı zamanda Kürt özgürlük hareketine dönük saldırılarına da bir Kürt kadın olarak tanığı ve sanığı oldum. Bu saldırı toplumsal muhalefetteki kadın hareketine bir mesajdı. Bu mesaj bizim direniş çizgimizeydi. ‘Siz sokakta direnmeye devam ederseniz, politika yapmaktan ve toplumsal muhalefetin gündemlerine dair söz söylemeye çalışırsanız sizi bu şekilde susturmaya çalışırız’ dediler. Sosyalist kadınlar olarak dün kayyımla irademizin gasp edilmesine karşı sokakta olmaya direnmeye devam ederken, bugün DAİŞ barbarlığına karşı Rojava halkının direnişinin yanında yer alan çizgimize bir saldırıdır” dedi.   ‘Asla itaat etmiyoruz’   Devletin Kuzey ve Doğu Suriye’ye dönük saldırılarının sürdüğünü ifade eden Satiye, tüm dünyanın karşı çıktığı AKP iktidarının Kuzey ve Doğu Suriye’ye dönük saldırılarına karşı kendilerinin de sözlerini söylediklerini belirtti. Satiye, şunları kaydetti: “Bütün halklar birlikte yeniden yaşamı inşa etmeye çalışıyorlar. Eşit ve özgür bir yaşam modeli ortaya çıkarmak istiyorlar. Biz kadınlar da bu işin öznesiyiz. Biz direnmeye başladığımızda karşımızda faşist iktidarların ceberut yüzüyle karşılaşıyoruz. Dolayısıyla Kuzey ve Doğu Suriye’ye dönük saldırılar kadın kazanımlarına dönük saldırılardır. Bizler oradaki kadın devrimine sahip çıkmaya devam edeceğiz. Siz de bizi iyi tanıyorsunuz biz de sizi iyi tanıyoruz. Yıllardan beri toplumsal muhalefeti her türlü şiddetle bastırmaya çalışıyorsunuz. Eşbaşkanımız Figen Yüksekdağ alındığında ‘Direnmeye devam edeceğiz’ demişti. Onların bize devrettiği direnme çizgisini taşımaya devam edeceğiz. Biz politik bir dizi gündemde kadınlar olarak devlete şunu söyledik söylemeye de devam edeceğiz: Korkmuyoruz, susmuyoruz, asla itaat etmiyoruz.”