‘Suriyeliler ya mağdur ya da tehdit olarak görülüyor’ 2019-10-19 18:22:16   İSTANBUL-  Yeni Emek Çalışmaları Ofisi'nin düzenlediği panelde konuşan akademisyen Pedriye Mutlu, “Yaptığımız araştırmalara göre küçük işletmeler, Suriyelerinin ülkeye gelmesini can simidi olarak görüyorlar. Suriyeliler ya mağdur, ya tehdit ya da fırsat olarak görülüyor” dedi.    Yeni Emek Çalışmaları Ofisi, "Sınıf perspektifinden göçmenliğe bakmak" başlıklı düzenlediği panelde, göçmen emeği üzerinden işçi sınıfının yerel ve küresel ölçekte dayanışması tartışıldı. Eğitim Sen 6 No’lu Şube'de düzenlenen panele Akademisyen Didem Danış, Pedriye Mutlu, Baran Gürsel ve Şebnem Oğuz’un yanı sıra çok sayıda kamu emekçisi ve yurttaş katıldı. Göçmenlerin tarihsel gelişiminin ele alındığı panelde başta Türkiye'deki Suriyeli mültecilerin durumuna dikkat çekilirken, ilk olarak sosyolog ve akademisyen Didem Danış söz aldı.   ‘En az 1 milyon Suriyeli kayıtsız çalışıyor’   20'nci yüzyıldan beri göçün emekle ilişkisi olduğunu söyleyen Didem, "Bugün Türkiye'de en az 1 milyon Suriyeli kayıtsız çalışıyor. Çalışma iznine sahip kişi sayısı ise 30 bin. 2019 yılında Türkiye ekonomisi uluslararası ekonomiye bu kadar entegreyken, niye böyle, nasıl böyle?” sorusunun sorulması gerektiğini ifade etti.   ‘Göçmen ve azınlıklar daha düşük ücretle çalışırlar’   İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra Almanya'ya göç eden Türkiye vatandaşlarına da değinen Didem, "Bir tarafın iş gücü var, bir tarafın iş potansiyeli var. O dönemde Avrupa'da her 7 kişiden biri yabancı işçi. Türkiye'de şu anlık bu istatistiği bilemiyoruz. Emek piyasasında yabancıların payı nedir sorusuna cevap veremediğimiz için bilemiyoruz. Kayıtsız ve enformal çalışmaları önem arz ediyor" ifadelerini kullandı. İş gücü piyasasındaki eşitsizliği hatırlatan Didem, "Yerliler daha yüksek ücretle çalışırlar. Göçmen ve azınlıklar ise daha düşük ücretle çalışırlar. Sanayi piyasalarında bu ağırlığı net gözlemliyoruz" şeklinde konuştu.   ‘Devlet aktörlüğünün bir gerçekliği var’   Göçmenlik sorunun devlet ilişkisi çerçevesinde değerlendirildiğinden yakınan Akademisyen Pedriye Mutlu da, "Devlet aktörlüğünün bir gerçekliği var. Bunun olumsuz tarafı, alternatif araştırma konularının olmamasına sebep oluyor" dedi.   ‘Açlık ve istismar tehlikesiyle karşı karşıyalar’   Pedriye, Suriyelilerin yasal haklarından mahrum bırakıldığını belirterek konuşmasını şu şekilde sürdürdü: "Geçici koruma statüleri var. Türkiye ile AB arasında geri dönüş süreci çerçevesinde ön alıcı bir mekanizma söz konusu. Mültecilerin Akdeniz’e inmelerini engelleme süreçleri ile benzerlik göstermektedir. Açlık ve istismar tehlikesiyle karşı karşıya kalıyorlar. Kontrol etme ve düzenleme, aynı zamanda emek gücünü kendi lehlerine kullanmak amaçları da vardır. Yaptığımız araştırmalara göre küçük işletmeler, Suriyelerinin ülkeye gelmesini can simidi olarak görüyorlar. Suriyeliler ya mağdur, ya tehdit ya da fırsat olarak görülüyor.”   ‘Birçok alanda mülksüzleşme yaşanmakta’   Marx ve Engels'in göçmen ve proletarya tanımlarına da değinen Pedriye, "En gürültülü kesim göçmenlerdir. Hazır iş gücüne girmek için bekleyen durgun kesim olarak tanımlanıyor. Yedek iş gücü ordusunda, durgun kesim istihdam edilmektedir" diye konuşan Pedriye, "Sadece tarımda değil, birçok alanda mülksüzleşme yaşanmaktadır" şeklinde konuştu.   ‘Göçmenler proletaryaya dahil edilemez’   Sorunun kapitalist rejimin kendisinde olduğunu ifade eden Akademisyen Şebnem Oğuz da, "Ana akım medya, bireyden yola çıkarak, işçilerin göç ettiğini iddia ediyor. Bireyden yola çıktığı için esas olarak sermaye birikim yaklaşımını irdelemek gerekir. Göçmenler proletaryaya dahil edilemez, çünkü proletarya düzenli iş gücüne sahiptir. Yerli ve göçmen işçiler arasında ortak davranma eğilimlerine bakmak gerekir. Göçmenleri durgun nüfus kategorisinde ele almak lazım" diye belirtti.   Panel soru cevap bölümü ile sona erdi.