‘Kadından kadına çağrımız var, bizler yaşamak istiyoruz’ 2019-10-16 09:03:37   Gülistan Azak   MERSİN -  Kadınlar Birlikte Güçlü tarafından “Kadın Cinayetlerini Acil Önle” sloganıyla başlatılan kampanya, birçok kentte kadın örgütleri ve platformları tarafından desteklenerek, ses yükseltmeye devam ediyor. Kadın Savunma Ağı’ndan Çiğdem Serin de kampanyaya katılım çağrısı yaparak, “Gelin yaşamlarımızı ve haklarımızı birlikte savunalım” dedi.    Kadınlar Birlikte Güçlü oluşumu, kadına yönelik şiddet ve katliamlara karşı 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’ne kadar sürecek bir kampanyanın startını 28 Eylül’de İstanbul Kadıköy’de verdi. “Cinayet haberi okumaya tahammülümüz kalmadı” denilerek “Kadın Cinayetlerini Acil Önle” sloganıyla başlatılan kampanya, birçok kentten kadın örgütleri ve platformları tarafından desteklenerek ses yükseltmeye devam ediliyor.    Kadın Savunma Ağı ise 15 Eylül’de “Yaşamak İstiyoruz “sloganıyla startını verdikleri ve yine 25 Kasım’a kadar sürdürecekleri kampanya kapsamında birçok eylem ve etkinlik gerçekleştirdi. Kadın Savunma Ağı’ndan Çiğdem Serin, artan şiddet ve kampanya sürecine ilişkin değerlendirmeler yaptı.    ‘Yaşamak istiyoruz’ sözünü hayatımıza yaymak için yola çıktık’    Kadınların her gün haklarına, yaşamlarına yönelik iktidar tarafından beslenen erkek şiddeti ile karşılaştığını belirten Çiğdem, “25 Kasım’a giden süreçte ‘Yaşamak istiyoruz’ başlıklı bir kampanya başlattık. Aslında her geçen gün ‘ölmek istemiyorum’ çığlığının yükseldiği bir ortamda, ‘yaşamak istiyoruz’ sözünü hayatımızdaki tüm alanlara yaymak üzere yola çıktık. ‘Yaşamak istiyoruz’ kampanyası kadın cinayetlerini ve erkek şiddetini merkezine alan ancak yaşamımızdaki tüm iktidar saldırılarına karşı yaymak istediğimiz bir kampanya. Kadınları koruyan 6284 sayılı yasa ve İstanbul Sözleşmesi’ne saldırıların arttırdığı bir süreçte kadınlar olarak birbirimizi ve yaşamlarımızı savunma çağrısı yapıyoruz” diye konuştu.    ‘Sığınma evlerinin acil düzenlenmesi gerekiyor’    Kadın Savunma Ağı olarak 20-27 Eylül iklim krizi eylemliklerinde, kadın katliamlarına karşı düzenledikleri eylemler ve kadın platformu ile ortak yürüttükleri “Kadın Cinayetlerini Acil Önle” kampanyası dahilinde mahallelerde çalışmalar ve etkinlikler yaptıklarını söyleyen Çiğdem, “Kampanya kapsamında çeşitli forumlar, toplantılar, ses çıkarma eylemleri oldu, olacak. Yerel yönetimlere yönelik çalışmalarımız da oldu. Kimi yerlerde yerel yönetimlere ilişkin taleplerimizi yükselttiğimiz çalışmalarımız oldu. Bu talepler çerçevesinde düzenlenmesini istediğimiz başlıca alanlardan biri de sığınma evleri. Sığınma evleri kadınların yaşamları için acil düzenlenmesi gereken en önemli alanlardan. Çünkü kadınlar sığınma evlerinde kalamadıkları için şiddet gördükleri eve geri dönmek zorunda kalıyorlar bu durum da çoğu zaman kız kardeşlerimizi kaybetmemize neden oluyor. Uluslararası sözleşmelere uygun sığınma evlerinin düzenlenmesi ve feminist bir bakış açısıyla dizayn edilmesi gerekiyor. Bu konularda da çalışmalarımız olacak” dedi.    MHP’li meclis üyeleri: Çocuksuz ve ailesiz kadınlar mutlu olamaz!   Mersin Kadın Platformu ile birlikte nasıl bir yerel yönetim istediklerine dair çeşitli çalışmalar yaptıklarını aktaran Çiğdem, belediyenin MHP’li meclis üyelerinin cinsiyetçi yaklaşımını da ortaya koyduğunu kaydetti. Kadın ve Çocuk Daire Başkanlığı’nın kurulması halinde cinsiyet eşitsizliğinin derinleşeceğini, bu yüzden Kadın Daire Başkanlığı’nın ayrı kurulmasını talep ettiklerini ifade eden Çiğdem, “Ancak talebimiz AKP-MHP ittifakı oylarıyla reddedilerek belediye meclisinden ‘Kadın, Aile ve Çocuk Başkanlığı’ olarak çıktı. MHP’li meclis üyeleri talebimizi , ‘Çocuksuz ve ailesiz kadınların mutlu olamayacağını düşünüyoruz’ sözleri ile reddettiklerini duyurdular. Bizler nasıl mutlu olacağımıza kendimiz karar veririz diyoruz. Doğuran ve doğurmayan kadınlar olarak bizler kutsal annelik ve aile üzerinden konumlandırılmayı kabul etmiyor, reddediyoruz. Bunu buradan tekrar söylemek isterim” dedi.    ‘Eşit yaşam istiyoruz’    “Kadınlar olarak İstanbul Sözleşmesi’ne uygun yerel yönetim anlayışıyla yönetilen kentlerde şiddetsiz, özgür bir şekilde yaşamak istiyoruz. Hayatlarımızın elimizden alınmadığı, eşit bir şekilde yaşadığımız, toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlandığı bir düzen istiyoruz” diyen Çiğdem, şu çağrıyı yaptı: “Kadından kadına çağrımız var. Bizler yaşamak istiyoruz. Bu bir yaşam çağrısıdır. Gelin Kadın Savunma Ağlarımızı genişletelim ve yaşamlarımızı ve haklarımızı birlikte savunalım.”