Van Demokrasi Platformu: Herkes bu savaşa karşı çıkmalı 2019-10-09 14:39:12   VAN - Van Demokrasi Platformu, Türkiye’nin Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik operasyon hazırlığına karşı yaptığı çağrıda, “Herkes bu savaşa karşı çıkmalı” dedi.    Aralarında siyasi partilerin de olduğu 45 sivil toplum örgütünün oluşturduğu Van Demokrasi Platformu, Türkiye’nin Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik operasyon hazırlığına ilişkin basın açıklaması yaptı. Van-Hakkari Tabip Odası’nda yapılan açıklamayı, bileşenler adına Tabip Odası Başkanı Özgür Deniz Değer yaptı.    Türkiye’de uzun yıllardır devam eden yönetim anlayışının, gerek uluslararası politikalarıyla gerekse de ulusal politikalarıyla, halkların beklentilerine cevap olamadığını aksine halkların birbirleriyle kutuplaşmasına, ayrışmasına neden olduğunu ifade eden Özgür, "Yine işsizlik ve ekonomik istikrarsızlık bu dönemde had safhaya ulaşmış, vatandaşların hukukun üstünlüğüne ve adalete olan inancını ve güvenini  ve en önemlisi de barış içinde huzurlu bir geleceğe olan özlem ve inancı yitirmesine sebep olmuştur. Aynı şekilde komşularıyla 'sıfır sorun' politikası iddiasıyla yola çıkan ancak uyguladığı yanlış politikalardan dolayı neredeyse sorunlu olmadığı komşusu kalmayan ülke konumuna dönüşmüştür" dedi.    ‘Savaş ölüm ve yıkım demektir’   Bu yanlış politikalardan birinin de uzun bir süreden beri Suriye ile ilgili yürüttüğü politikalar olduğunu belirten Özgür, "Savaş, ölüm, acı, yıkım ve gözyaşı demektir. Savaş tezkeresine 'evet' demiş olmak, o bölgenin kadın-erkek, genç-yaşlı-çocuk, doğa demeden tüm canlı yaşamının yok olma riskiyle karşı karşıya kalması demektir. Nerede olursa olsun her çatışma ve savaş sakatlık, göç, işkence, ağır insan hakları ihlalleri, ekonomik krizlerin derinleşmesi, işsizlik ve büyük insani dramları da beraberinde getirmektedir. Bu gerçeklikler ortada iken, iktidar partileri ve bu süreçlerde onlara destek veren kesimler, sebep oldukları krizlerden kurtulmak ve başarısızlıklarını örtbas etmek için savaşı bir araç olarak asla kullanmamalıdır" diye konuştu.    ‘Uluslararası sözleşmelere aykırı’   Irak ve Suriye’de örgütlenerek bütün dünyaya korku salan DAİŞ’in bertaraf edildiğini hatırlatan Özgür, "Buna rağmen istikrarın sağlandığı Rojava’ya yönelik siyasal iktidarın uzun zamandır süren müdahale ısrarı bugün artık ete kemiğe bürünmüştür. Bin yıllık komşumuz, ülkemizde de milyonlarca soydaşı olan Rojava’daki Kürt, Arap ve Süryanilerin kendi topraklarını korumaya yönelik oluşturdukları yaşam alanları kamuoyunda yaratılanın tersine bugüne kadar Türkiye’ye yönelik herhangi bir tehdit oluşturmamıştır. Bölge barışını tehdit eden bu bakış açısı, Türkiye’deki halklara hiçbir şey kazandırmayacağı gibi bölge halklarının bir arada kardeşçe yaşamasına yönelik inançlarının da kırılmasına yol açacaktır. Bunun yanı sıra böylesi bir müdahalenin ülkenin içinde bulunduğu başta ekonomik kriz ve işsizlik olmak üzere birçok sorunu daha da derinleştireceği aşikardır. Bundan daha da önemlisi savaşın yaratacağı can kayıpları, sakatlıklar, göç, işkence ve ağır insan hakları ihlallerinin telafisi mümkün olmayacaktır. Ayrıca bu bölgelere yapılacak olan bir müdahale ile demografik yapının değiştirilmeye çalışılması Türkiye’nin taraf olduğu birçok uluslararası sözleşme hükümlerine de aykırı olacaktır" diye konuştu.    ‘Herkes bu savaşa karşı çıkmalı’   Türkiye ve bölgede tüm halklar için eşit, adil, demokratik ve barışçıl bir yaşam kurmanın yegane yolunun ülke içinde ve dışında savaşa dayalı politikalardan vazgeçerek bir an önce barış ve müzakere yöntemlerine yönelmek olduğunu belirten Özgür, halklar arasında ayrılıkçı söylemlere, kin ve nefret tohumlarının ekilmesine karşı duran, bir arada barış içerisinde eşit koşullarda yaşamaya inanan herkesin bu savaşa karşı çıkması gerektiğini ifade etti.