HDK 9’uncu Dönem Genel Meclis toplantısının sonuç bildirisini yayınladı 2019-09-17 11:16:12   HABER MERKEZİ - 9’uncu Dönem Genel Meclis toplantısının sonuç bildirisini yayınlayan HDK, “Kazdağları’ndan Hasankeyf’e, kayyım politikasına karşı direnişten krizin çalışanlar ve yoksullar için yarattığı sonuçlara, barış mücadelesinden ifade ve inanç özgürlüğüne her alan, HDK’nin bir toplumsal örgütlülük ve yığın mücadelesi yaratma alanıdır” denildi.    Halkların Demokratik Kongresi (HDK) 14-15 Eylül tarihleri arasında İstanbul’da yapılan 9’uncu Dönem 5’inci Genel Meclis toplantısının sonuç bildirisini yayımladı. Toplantıda siyaset, kadın katliamları, ekoloji ve güncel siyasal gelişmeler gibi birçok konu ele alınırken, 12 Eylül Askeri Darbesi’ne de atıfta bulunuldu.    ‘Türkiye 12 Eylül ile yüzleşmedi’   Türkiye’nin 12 Eylül darbesi ile gerçek bir yüzleşme ve hesaplaşma süreci yaşamadığının altı çizilerek, “Dolayısıyla baskıcı, otoriter ve militarist devlet geleneği, siyasi rejimi giderek daralan aralıklarla gerçekleştirilen darbelerle şekillendirmeye devam ediyor. Bu darbe adımlarının sonuncusu, halkın 31 Mart yerel seçimlerinde ortaya koyduğu iradesine karşı gerçekleştirilen kayyım darbesi olmuştur” denildi.    ‘Kayyımlar Saray’a gönderilinceye kadar eylemler yükseltilmeli’   AKP-MHP iktidarının Kürt düşmanlığı temelli dış politikasının aleni bir yenilgiye dönüştüğü ifade edilen bildiride, HDP’li 3 büyükşehir belediyesine atanan kayyımlara işaret edilerek şunlar kaydedildi: “IŞİD, İhvan ve diğer  selefi örgütlerin hem askeri hem de ideolojik ve politik olarak yenilgiye uğratılmış olması; bu yapıları başından itibaren destekleyen AKP iktidarının da açık yenilgisi olmuştur.  Yenilgisini örtmek amacıyla atılan Diyarbakır, Van ve Mardin büyükşehir belediye eşbaşkanlarını görevden alma ve yerlerine kayyım atama adımı ise, iktidarın umut ettiği gibi sessizlikle karşılanmadı. Aksine başta Amed, Mardin ve Van olmak üzere, ülkenin her yerine yayılan direnişler ve dayanışma eylemleri, iktidarı zor durumda bıraktı. HDK Genel Meclisi, kayyımlar Saray’a gönderilinceye ve halkın iradesi yeniden hâkim oluncaya kadar direniş ve dayanışma eylemliliğinin yükseltilmesi yönünde kararlılığını ilan eder.”   ‘Meclisimiz Leyla Güven’in yanındadır’   Bildiride HDP Diyarbakır İl Binası önünde ailelerin devam eden eylemlerine de dikkat çekilerek, bunun iktidarın muhalefet kanadını bölmek için yaptığı bir organizasyon olduğu vurgulandı. DTK Eşbaşkanı ve HDP Hakkari Milletvekili Leyla Güven’e yönelik linçe de değinilen bildiride, “Meclisimiz Leyla Güven yoldaşın yanında olduğunu, hiçbir saldırı kampanyasının irademizi kıramayacağını duyurur” denildi.    ‘İktidar annelerin acısını istismar etmektedir’   Bildiride devamla HDP İl Binası önündeki annelerin taleplerine de dikkat çekilerek, “Anaların çocuklarının sağ ve gözlerinin önünde olmasını istemeleri hiç kimsenin, hiçbir gerekçeyle değersizleştiremeyeceği bir taleptir. On binlerce anne bu taleple barış istemektedir. Evlatları dağda, cezaevinde veya askerde olan her annenin ‘evladımı istiyorum’ talebi, barış talebidir ve kıymetlidir. Ancak iktidar, annelerin acısını istismar etmekte ve kendi sorumluluğunu HDP’nin üzerine yıkmaya çalışmaktadır. HDP’yi bu çeşit yöntemlerle kriminalize etme çabalarını iktidarın siyaset zeminindeki çaresizliğinin bir tezahürü olarak değerlendiriyoruz” diye belirtildi.    Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesi’nin Selahattin Demirtaş’ın tahliye kararına rağmen, serbest bırakılmaması da eleştirilen bildiride, derhal serbest bırakılması istendi.    ‘AKP’nin kadın kazanımlarına yönelik saldırıları devam etmektedir’   Bildiride kadın katliamlarına dair ise şu ifadelere yer verildi: “AKP’nin kadın kazanımlarına yönelik saldırıları devam etmektedir. Kadın cinayetleri, taciz ve tecavüzler artarak devam ediyor. İstanbul Sözleşmesi, 6284 sayılı yasa, nafaka hakkına saldırılar, erkek devletin aklıyla örgütlenerek kadın kazanımları geriye çekilmeye çalışılmaktadır. Yine MEB yönetmeliğinden toplumsal cinsiyet eşitliğinin çıkarılması, sonbaharda Meclis’e gelecek yargı paketinde aile arabuluculuğunu devreye koyma çalışmaları ve en son olarak eşbaşkanlık uygulaması üzerinden kayyımların atanması, kadın kazanımlarını geriletmeye yönelik atılmış adımlardır. HDK, eşbaşkanlık sistemini ve mücadele sonucu ulaştığımız tüm kadın kazanımlarını sonuna kadar korumaya ve kadın mücadelesini her alanda yükseltmeye kararlıdır”.   Küresel İklim Grevi’ne destek verilecek   Türkiye’deki ekonomik krize de dikkat çekilen sonuç bildirisinde “HDK, krizin sonuçları olan işsizlik, açlık ve yoksulluğa karşı halklarımızın mücadele, direniş ve dayanışmasını örgütlemeyi, sürecin öncelikli görevlerinden biri olarak görmektedir” denildi. Yine doğanın ve kültür mirasının yıkımı yönündeki saldırılara da işaret edilen bildiride, “Kongremiz 23 Eylül’de BM’de gerçekleştirilecek ‘İklim Acil Toplantısı’ öncesi ve sırasında sesimizi duyurabilmek için 20 Eylül’de Küresel İklim Grevi’ne ve gerçekleşecek eylemlere destek verecektir. HDK her kesimden doğa dostunu da bu eylemlere destek vermeye çağırır” diye kaydedildi.    ‘HDK bir toplumsal örgütlülük ve yığın mücadelesi yaratma alanıdır’   Bildiride son olarak da şunlar belirtildi: “HDK bu saldırıların aynı iktidar zihniyetinin ürünü olduğunu ve mücadelenin de ortaklaştırılması gerektiğini öngörmektedir. Bu çerçevede mücadelelerin ortaklaştırılması yönünde örgütlülüğünü geliştirmeyi  güncel görev olarak önüne koymaktadır. Faşizm koşullarında mücadele ediyoruz ve AKP-MHP faşizmini yıkma perspektifi ile mücadelemizi geliştiriyoruz. Atılan her adım bu perspektif içinde kıymet kazanmaktadır. Kazdağları’ndan Hasankeyf’e, kayyım politikasına karşı direnişten krizin çalışanlar ve yoksullar için yarattığı sonuçlara, barış mücadelesinden ifade ve inanç özgürlüğüne her alan, HDK’nin bir toplumsal örgütlülük ve yığın mücadelesi yaratma alanıdır.”