Leyla Güven: HDP’nin içine gelin, birlikte barışı getirelim 2019-09-13 15:58:07   ANTEP - Antep’te HDP Antep İl Örgütü’nü ziyaret eden DTK Eşbaşkanı Leyla Güven, HDP Diyarbakır İl Örgütü önünde oturan ailelere seslenerek, “HDP’nin kapısında ne yapıyorsunuz, buyurun gelin HDP’nin içine, başımız gözümüz üstüne. Gelin birlikte barışı getirelim” dedi. Leyla ayrıca, açlık grevleri döneminde tecride dikkat çekmek için yaşamına son veren Ayten Beçet’in mezarını ve Ayten’in ailesini de ziyaret etti.   Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı ve Halkların Demokratik Partisi (HDP) Hakkari Milletvekili Leyla Güven, Halkların Demokratik Partisi (HDP) Diyarbakır Milletvekili Saliha Aydeniz’le birlikte partisinin Antep İl Örgütünü ziyaret etti. Leyla ve Saliha, il binasında İl Eşbaşkanları Müslüm Kılıç ve Sultan Bayındır ile yöneticilerin yanı sıra çok sayıda yurttaş tarafından karşılandı.    İl binasında konuşan Leyla Güven, kritik bir süreçten geçildiğini ifade ederken, “AKP 18 yıl boyunca halkları sürekli beklentiye sokarak, yapacakmış gibi yaparak ülkeyi bu noktaya getirdi. 7 Haziran seçimlerinden sonra zayıfladığını görünce yanına küçük ortağı MHP’yi de alarak yoluna devam etmek istedi. Eskiden zaten milliyetçi ve tekçi olan AKP ve Erdoğan, MHP ile birlikte adeta Türkiye’de iki MHP’yi var etti. Bu ülkenin Cumhurbaşkanı göreve 12 Eylül’ü eleştirerek geldi ve ‘Biz 12 Eylülde açılan yaraları saracağız’ dedi.  Peki, biz şu an neyi yaşıyoruz? Sizler Antep’te çok daha iyi görüyorsunuz. 12 Eylül’ü aşan bir noktada değil miyiz? Milyonlarca insan fişlenip cezaevine atıldı. Şimdi de zindanlar dolu ve milyonlarca insan fişlenmiş durumda” diye konuştu.   ‘Türkiye açık cezaevine dönüştürüldü’   12 Eylül’de de bugün de yargının bağımsız olmadığını kaydeden Leyla, iktidar sevmediği herkesi yargı eliyle derdest ettiğini ifade etti. “Türkiye kocaman bir açık cezaevine dönüştürülmüş durumda” diyen Leyla, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Kötü muamele ve işkence hat safhada. Maalesef 12 Eylül, asit kuyuları, beyaz toroslar; konjonktür değiştirerek bugün yine karşımızdadır. 3 büyükşehir belediyemize kayyım atandı. 2016’da bu kayyımları atadıklarında herkes düşündü. Gerçekten acaba bu belediyeler Kandil’e para mı göndermiş. Devletin böyle iddiası var. Koskoca devlet yalan söyleyecek değil diye düşündü insanlar. Kürtler tek başına çırpındı. Kendisini ifade etmeye çalıştı. Ancak Kürt sesini duyuramadı. Belediye eşbaşkanlarımız seçime eşbaşkan olarak girip kazandılar. Biz gelen kayyımların ne yaptıklarını gördük. Gelenler rüyalarında bile göremeyecekleri belediyenin devasa bütçesiyle, nasıl banyolar yaptıklarını, nasıl yolsuzluklar yaptıklarını, nasıl kuruyemiş, kadayıf faturalarını hazırladıklarını gördük. Biz buna muhalefet edince de ‘Biz onları terörle ilişkide oldukları için görevden alıyoruz’ diyorlar. Bu insanlar suçluysa seçim kurulundan nasıl geçtiler. Bugün ne değişti?”   ‘Mesele Kürdün iradesini yok saymaktır’   Mesele Kürdün her yerdeki iradesini yok saymaktır. Vekilini tutukluyor, belediyesine kayyım atıyor. Bunun karşısında ‘Kürtler bir şey söylemesin’ diyor. Hayır, Kürtler söyleyecek. Kürtler, eski Kürtler değildir. Belki biz de geçmişte siyaseti yeterince yapamadık. Yeterince etkin bir siyaset yürütemedik. Ama artık biz de biliyoruz. AKP ve MHP’nin ülkeyi getirdiği noktayı halkımızla paylaşmaya devam edeceğiz. Biz gerçekleri söylediğimiz için Figen Yüksekdağ, Selahattin Demirtaş ve Sebahat Tuncel gibi onlarca Kürt siyasetçi tutukludur. Biz bunları söylemeye devam edeceğiz.”   ‘Çatışma devam eder’   Ülkede savaş yokmuş gibi bir hava yaratılmaya çalışılıyor. Bu ülkede savaş var. Kürt sorunu demokratik çözüme kavuşturulmadığı müddetçe gerillaya katılım da devam eder, çatışma da devam eder, savaş da devam eder. Çünkü bir sorun var. Gelin bu sorunu aklı selim çözelim. Biz bu konuda HDP olarak aracı konumdayız. Ancak işin özü Sayın Öcalan’dır. PKK açıklama yapıp ‘Sayın Öcalan bizim irademizi temsil ediyor. Bizim için müzakereleri sürdürebilecek yegâne kişidir’ diyor.  Bu yeterli değil mi? 3 buçuk yıl bir çözüm süreci oldu. Bu süreçte cenazeler gelmedi anneler ağlamadı. Toplum nefes aldı. İktidar ‘Barış döneminde HDP ve demokratik çevreler güçleniyor. O zaman biz tekrardan savaş konseptine dönelim’ dedi. Onun için biz önce ‘Kürt sorununu çözelim’ diyoruz. Kürt sorunu çözüldüğünde her sorun çözülür.”    ‘Kimsenin ölmesini istemiyoruz’   Kayyımları topluma açıklayamayan AKP ve MHP’nin Diyarbakır İl Örgütü önüne anneleri yönlendirdiğini sözlerine ekleyen Leyla, “Anneleri oraya gönderenler onlara, ‘Gidin çocuklarınızı HDP’den isteyin’ dediler. Bu sorun 40 yıldır devam ediyor. Bu gençler kendi iradeleriyle gitmişler. Biz de hiç kimsenin gitmesini, ölmesini istemiyoruz. Bütün annelerin evlatlarıyla birlikte huzurlu bir yaşam sürmelerini istiyoruz. Aslında toplum da bunun yalan olduğunu biliyor. HDP’nin barışın ötesinde bir arzusunun olmadığını biliyor. AKP ve MHP’nin seçime kadar kendilerini sürdürebilmeleri için 4 buçuk yıla ihtiyaçları var. Bu 4 buçuk yılı kaos ve savaşla sürdürmek istiyorlar. Çünkü Rojava’da istedikleri gibi olmadı. AKP’nin Suriye politikası çöktü. Çünkü o politika Kürt düşmanlığı üzerine kuruluydu. Bu çöküşle çıkış arayan AKP kayyımı ve Rojava’daki çöküşü anlatamıyor. HDP’nin önüne anneleri yönlendirerek sonuç almaya çalışıyor. Biz bunun barış için zaman kaybının ötesinde hiçbir şey olmayacağını biliyoruz” diye konuştu.    Leyla ve beraberindekiler, ziyaretin ardından Gebze Kadın Kapalı Cezaevinde 23 Mart 2019 tarihinde PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması talebiyle devam eden açlık grevlerine dikkat çekmek için yaşamına son veren tutsak Ayten Beçet’in Antep’te yaşayan ailesini ziyaret etti. Ailenin Güzelvadi Mahallesi’ndeki evine giden heyeti, baba Sabri ile anne Fatma Beçet karşıladı.    Duygu dolu anların yaşandığı ziyarette anne Fatma Beçet, “sadece kendi kızının değil binlerce başka canın mücadele uğruna yaşamını yitirdiğini” söyledi.   Ardından konuşan Leyla, gençlerin ölmemesi için mücadele ettiklerini vurguladı. Leyla, HDP Diyarbakır İl Örgütü önünde oturan ailelere de seslenerek, “Yanlış yapıyorsunuz. Bu sorunu çıkaran HDP değil. HDP’nin kapısında ne yapıyorsunuz, buyurun gelin HDP’nin içine, başımız gözümüz üstüne. Gelin birlikte barışı getirelim. Bu sebeple Ayten ve arkadaşları barış olsun istedi. İmralı’nın yolunun açılmasını, Öcalan’ın konuşmasını istediler. O konuşunca barış oluyor. Bu sebeple direndiler, yaşamlarını verdiler” dedi.   Ziyaretin ardından Leyla ve Ayten’in ailesi, Yeşilkent Aile Mezarlığındaki kabrini ziyaret etti. Leyla, burada Ayten’in mezarına karanfil bırakıp dua etti. Kuran okunmasının ardından Leyla Güven, mezarlıktan ayrılarak Şenyaşar ailesinin Suruç’taki evini ziyaret etmek için Urfa’ya doğru yola çıktı.