Emniyet kürtaj listesi talebinde geri adım attı 2019-09-12 18:13:09   İSTANBUL - İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü'nün soruşturma kapsamında kürtaj yapan kadınların listesini istemeye ilişkin talebini geri çekerken, kadınlar, " Yarın başka bir ihbar üzerine başka türlü fişlenmeyeceğimizin garantisi yok” dedi.    Geçtiğimiz günlerde İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü, İl Sağlık Müdürlüğüne yazı göndererek, 1 Ocak 2017 ile 31 Mayıs 2019 tarihleri arasında kentteki tüm kamu ve özel hastanelerde 30-40 yaş aralığında “polikistik over sendromu” olup, kürtaj yaptıran kadınların listesini istemişti. Emniyetin “ivedi” ve “gizli” ibareleriyle gönderdiği, tepki çeken yazının ardından İl Sağlık Müdürlüğü de ilgili kurumlardan listenin en geç 13 Eylül’e kadar kendilerine ulaştırılmasını talep etmişti.     Kürtaj olan kadınların listesinin Sağlık Bakanlığı’ndan talep edilmesine ilişkin kadınların yoğun tepki göstermesi üzerine İstanbul Cumhuriyet Başsacılığı konuya ilişkin açıklama yaptı. Açıklamada yapılan bir ihbarda FETÖ üyesi olan bir kadının 2017-2019 yılları arasında İstanbul ilinde ‘polikistik over sendromu’ tanısıyla tedavi gördüğünün tespit edildiği anlaşıldığından, bu nedenle söz konusu tarihler arasında bu tanıyla tedavi gören şahsın tespitine yönelik olduğunu ileri sürülmüştü.    Gelen tepkiler üzerine emniyet geri adım atarken, İstanbul Tabip Odası (İTO) da, emniyetin sağlık kuruluşlarından polikistik over sendromu olan ve kürtaj yaptıran kadınların listesinin talep edilmesi kararının geri çekildiğini duyurdu. İTO sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı paylaşımda ise ilçe sağlık müdürlüğünün sağlık kuruluşlarına gönderdiği yazıya da yer verdi. Gönderilen yazıda “Talep edilen bilgi gereksinimi ortadan kalktığından söz konusu yazımıza işlem tesis edilmemesi” ifadeleri yer aldı.   Kürtaj listesinin istenmesine ilişkin savcılığın açıklamasının inandırıcı olmadığını vurgulayan Sağlık Emekçileri Sendikası (SES) Anadolu Şube Sekreteri Nilgün Demirtaş, “Bir fişleme yapmadıklarını sadece bir kişiyi aradıklarını söylüyorlar. Bu çok komik çünkü biz zaten son dönemde yaşamın her alanında fişlendiğimizi biliyoruz. Yarın başka bir ihbar üzerine başka türlü fişlenmeyeceğimizin garantisi yok. Bunu kabul etmiyoruz. Bunun erkek devlet şiddeti olduğunu düşünüyoruz” dedi.   ‘Kürtaj hakkımız devlet eliyle elimizden alınmaya çalışılıyor’   Bunun bir yandan kürtaj mevzusu olduğunu ifade eden Nilgün yıllardır mücadele ile kazanılan kürtaj hakkının devlet eliyle kadınların ellerinden alınmaya çalışıldığını vurguladı. Haftaları kaçırılarak, kürtaj yapmayarak bu hakkın kadınların elinden alınmaya çalışıldığının altını çizen Nilgün tepkisini şu sözlerle dile getirdi: “Kadınları merdiven altına itiyorlar. Bundan geri durmayacağız. Biz bu mücadeleyi yıllar içinde vererek kazandık. Canımız pahasına kazandığımız mücadeleden vaz geçmeyeceğiz. Çok korkunç buluyoruz. Başka bir noktası da sağlık çalışanları ve sağlık hizmeti alan insanlar arasındaki uçurumdur. Zaten devlete güvenmiyorlar. Artık insanlar sağlık çalışanlarına da mı güvenmeyecek. Özel hayatın mahremiyeti diye bir şey var. Bunun üzerinden de yaptıkları çok büyük bir tahakküm var. Devletin şiddetini, zorbalığını yaşamımızın her alanında zaten görüyorduk. Kadınlar olarak bir kez daha görmüş olduk. Ama itaat etmiyoruz. Kabul etmiyoruz. Yapılan bu uygulamalar karşısında mücadele etmeye devam edeceğiz. Kadın bedenimiz üzerindeki tahakkümü yok sayıyoruz. Kadın bedenimiz bizimdir.”   ‘Hiçbir kadın gebeliğini istediği zaman sonlandıramıyor’   Sağlık politikalarının gün geçtikçe zaten ticari hale geldiğine dikkat çeken Bakırköy SES Kadın Sekreteri Hatice Şeker de şöyle konuştu: “Bu gün birde fişlenme olacak. Bu fişlenme sebebi de kadınları bir kez daha hastanelerden uzaklaştıracaktır. Hiçbir devlet kurumunda aradığında gittiğinde, ben kürtaj olmak istiyorum dediğinde zaten direk kürtaj olamıyor. On haftalıkta olsa aslında hiçbir kadın ben gebeliğini sonlandırıyorum diyemiyor. Bu zaten yanlış bir bilgiydi. Ancak böylelikle birçok hasta merdiven altı dediğimiz yerlerde kürtaj oluyordu. Ve hayatlarından oluyordu. Şimdi emniyet müdürlüğü bilgileri istedi. Sağlık bakanlığı da buna zemin hazırladı. Sağlık bakanlığı bunu yapmamalı. Çünkü zaten sağlık politikaları nedeniyle hastalar ve sağlıkçılar karşı karşıyalar. Hastaneye gelen kişi acile de gelse dört saat bekliyor. Ve yetersiz elemandan kaynaklı yeterince zaten karşı karşıya kalıyoruz.”   ‘Kadınlar iki kez bu durumdan zarar görecektir’   Kadınların artık hastaneden uzaklaşacağını belirten Hatice bununda daha fazla ölüme yol açacağını dile getirdi. Her gün her ilde bir kadının katledildiğine dikkat çeken Hatice, “Buna bir çözüm bulamazken hastaların ve sağlık emekçileri arasındaki sorunları da ortadan kaldırmanız gerekiyor. Güven ilişkininin zedelenmesine yol açacaktır. Yeni kimlik sürecinde hasta fotoğrafını bile sistemde gördüğünde baya bir huzursuz oluyor. Buna bilerek bu kadar toplum baskısı altında zar zor vermiş olduğu gebelik kararını gelip hastanede söylediğinde bilgilerinin gittiğini öğrendiğinde zaten gelmez. Doktor veya sağlık emekçileriyle konuştuğunda da kürtaj olmak istediğini kısıtlı bir şekilde söyleyecektir. Kadınlar iki kez bu durumdan zarar görmüş olacaklar. Birincisi kadın olarak ikincisi hasta olarak bu durumdan zarar göreceklerdir. Sağlık emekçileriyle aralarına bir kez daha bir sınır koyacaktır. Sağlık bakanlığı da buna zemin hazırlıyor” diye tepki gösterdi.