Belediyelere şiddetle mücadele önerisi: Toplumsal cinsiyet eşitliğini esas alın 2019-09-12 09:01:12   Gülistan Azak   MERSİN - Kadın Savunma Ağı üyesi Ceren İnan, kadına yönelik şiddeti öven kitaplar dağıtan AKP’li Belediye Başkanı Mehmet Tahmazoğlu hakkında bulundukları suç duyurusunun takipçisi olacaklarını belirtirken, yerel yönetimlere, kadına yönelik şiddet politikalarına karşı mücadele için öneride bulundu: “Yerel yönetimler politikalarında, toplumsal cinsiyet eşitliğini esas alan bir belediyecilik anlayışı geliştirilmelidir.”   Türkiye’de kadına yönelik şiddet ve katliamlar artarak devam ediyor. İktidar yetkililerin, yerel yönetimlerin ve siyasilerin kadın düşmanı söylemleri kadına yönelik şiddeti ve katliamı meşru görmeye teşvik ederken, mahkemelere ise ‘iyi hal indirimi’ konusunda açık davette bulunuyor.   Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu verilerine göre, 2016 yılında 328 olan katledilen kadın sayısı, 2017’de 409, 2018’de 440’a ulaştı. 2019’un yalnızca ilk sekiz ayında ise 294 kadın katledildi. Artan kadın katliamlarına karşı seslerini yükselten kadınlar, “Ölmek istemiyorum” pankartlarıyla sokaklara çıkarak İstanbul Sözleşmesi’nin uygulanmasını isterken, AKP’li siyasiler ise kadınları katletmeye yönelik politikaları devreye koymaya devam etti.   Kadın düşmanı politikaların devamı olarak Antep’in AKP’li  Şahinbey İlçe Belediye Başkanı  Mehmet Tahmazoğlu da bir adım attı. AKP’li Başkan Mehmet Tahmazoğlu’nun belediye bütçesinden karşıladığı ve yeni evleneceklere dağıttığı “Aile Saadeti” isimli kitabın “Kadın halkın içinde değil, gizli yerde dövülecek. Kadın dövülüp dışarı atılmayacak. Erkek, kadını dövdüğünü kimseye söylemeyecek” gibi ifadelerin yer aldığı ortaya çıkmıştı. Kadınlardan belediye başkanına tepkiler ise gecikmedi.   Mersin Kadın Savunma Ağı ise Mehmet Tahmazoğlu hakkında geçtiğimiz günlerde suç duyurusunda bulunmuştu.   ‘İktidar eliyle kadınlar hedef alınıyor’   Konuya ilişkin konuştuğumuz Kadın Savunma Ağı üyesi Ceren İnan, yerel kamu kaynaklarının şiddeti meşrulaştırmak ve arttırmak için kullanıldığına dikkat çekerken, kadına yönelik şiddeti öven kitaplar dağıtan AKP’li Belediye Başkanı Mehmet Tahmazoğlu hakkında ise bulundukları suç duyurusunun takipçisi olacaklarını vurguladı. Artan kadın katliamlarına karşı siyasilerin kadını hedef gösteren söylemlerinin, iktidarın kadın politikasının bir parçası olduğunun altını çizen Ceren, şunları kaydetti: “Kadına yönelik şiddeti öven hatta buna ilişkin yol yöntem gösteren bir kitabın belediye gibi bir kurum tarafından dağıtılması, şiddetin meşrulaştırılması ve kurumsallaştırılması demektir. Kadına yönelik şiddeti önlemeye dair politikalar üretmekle yükümlü olan bir kurum şiddeti örgütlemekte ve suça teşvik etmektedir. Böyle bir kitabın belediye tarafından ücretsiz dağıtılması ise, kamu kaynaklarının kadına yönelik şiddetinin meşrulaştırılması ve artması için harcandığı açıktır.   ‘Kadın düşmanı söylemler, şiddet olarak karşımıza çıkıyor’   Her gün beş kadının erkek şiddeti ile katledildiği bir ortamda bu tür uygulamalar ya da kadın düşmanı söylemler direkt iktidar eliyle kadınların hedef alınmasıdır. İktidarın eşitliği yok sayan, kadınlara karşı ayrımcılığı körükleyen söylemleri tabii ki ittifak kurduğu erkekleri cesaretlendiriyor ve kadına yönelik şiddeti tırmandırıyor. Erkek iktidarın kadın düşmanı söylemleri kamusal ve özel alanlarımızda erkek şiddeti olarak karşımıza çıkıyor. İktidar kendini kadın düşmanlığı üzerinden var ediyor. Çünkü kadının bedeninin ve doğurganlığının denetimi ile emeğin yeniden üretilmesi gerekiyor. Bunun için de ailenin varlığını sürdürmesi gerekiyor. Yıllardır kadınların ailedeki egemenlik ilişkilerine karşı verdiği mücadele erkek egemenliğinin sarsılmasına neden oluyor. İktidar eril tahakküme dayalı ailenin geleneksel biçimlerine karşı çıkan kadınları bastırabilmek için şiddet araçlarını devreye sokmak üzere kadın düşmanı politikalar üretiyor. Bunu da erkekleri cezasızlıkla cesaretlendirerek, eşitliği yok sayan söylemleri ile erkeklere sonsuz egemenlik tanıyarak, boşanmayı engelleyerek kadınları şiddet sarmalına hapsederek, nafaka hakkımıza göz dikip şiddete mecbur bırakarak, kadına yönelik şiddeti meşrulaştıran basın yayın organları aracılığı ile yapıyor.”   ‘Kadınların hakları hedef alınıyor’   Kadınların büyük uğraşlar sonrası geri aldıkları haklarının iktidar ve beraberindeki medya unsurları tarafından hedef alındığını belirten Ceren, 6284 sayılı kanun ve İstanbul Sözleşmesi’ne yönelik söz konusu saldırılara her an bir yenisinin eklendiğini ifade etti. Ceren, “Yuva yıkan yasa manşetleriyle saldırıya uğrayan İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı kanun,  şiddete uğrayan ya da uğrama tehlikesi bulunan kadınların, çocukların ve tek taraflı ısrarlı takip mağduru olan kişilerin korunması ve bu kişilere yönelik şiddetin önlenmesi amacıyla alınacak tedbirleri düzenlemektedir. Kadına yönelik şiddetle mücadele ettiğini iddia eden ‘güçlü aile’ sloganıyla karşımıza çıkan iktidar, toplumsal cinsiyet eşitliğini görmezden gelerek kadın düşmanı politikalarına hız kesmeden devam ediyor. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu katıldığı tartışma programında mücadele hamlelerinde kadın örgütleri tarafından yalnız bırakıldıklarını söyledi. Ancak gelen 8 Mart saldırıları soruları karşısında ise cevap veremedi. Burada yapmak istedikleri bu yasaları kaldırarak kazanımları yok etmek, boşanma komisyonuyla boşanmaları engellemek, nafaka hakkına saldırmak ve bu şekilde kadınların yükselen isyanının önünde durabilmek. Önceden olduğu gibi önümüzdeki süreçte de bütün bu saldırılara karşı, bu kazanımların arkasında durmaya ve 6284 sayılı yasaya sahip çıkmaya devam edeceğiz. Geleneksel aile biçimlerine karşı duran kadın isyanı, devlet ve erkek iş birliği ile boşanma komisyonlarıyla, arabuluculukla, cezasız bırakılarak teşvik edilen suçlarla bastırılmaya çalışılmaktadır. Çünkü bizler biliyoruz ki aile iktidardan gelen egemenlik ilişkilerinin temellerinin atıldığı yer olarak can buluyor ve erkek devlet yine erkek eliyle kadını etrafı şiddetle sarılmış hayatın içine tekrar sıkıştırıyor” ifadelerini kullandı.   ‘Suç duyurusunun takipçisi olacağız’   Mersin Kadın Savunma Ağı olarak Mehmet Tahmazoğlu hakkında geçtiğimiz günlerde bulundukları suç duyurusunun takipçisi olacaklarını yineleyen Ceren, “Bu kitabın dağıtımı az önce söylediğimiz gibi suça teşvik unsuru taşımaktadır. En kısa zamanda soruşturmanın başlamasını ve gereken işlemlerin yapılmasını bekliyor ve talep ediyoruz. Bu süreci tüm aşamalarıyla takip etmeye devam edeceğiz” dedi.    ‘Toplumsal cinsiyet eşitliğini esas alan belediyecilik geliştirilmeli’   Kadına yönelik her türlü şiddete karşı dayanışmayı büyütmeye devam edeceklerinin altını çizen Ceren, hedef alınan yasa ve sözleşmelerin her bir maddesini kadınlara ulaştırmaya ve aktarmaya devam edeceklerini vurguladı. Yerel yönetimlerin kadına yönelik şiddeti önleme konusunda önemli alanlar olduğunu belirten Ceren, yerel yönetimlere “Politikalarında, toplumsal cinsiyet eşitliğini esas alan bir belediyecilik anlayışı geliştirilmelidir. Öncelikli olarak kadın dayanışma merkezleri geliştirilmeli, sığınma evlerinin sayısı ve niteliği İstanbul Sözleşmesi’ne uygun hale getirilmelidir. Bunun için yerel yönetim politikalarına bu şekilde yeni bir nitelik kazandırılmalıdır” önerilerinde bulundu.   ‘Dört bir yanda kendimize ait mekanlarımızı açalım’   Ceren son olarak ise kadınlara şu çağrıda bulundu: “Ankara’da açılacak olan Mor Mekan’ımızın heyecanını paylaşmak isteriz. Tüm kadınlara çağrımızdır, Kadın Savunma Ağı’na gelin ve el birliği ile dört bir yanda kendimize ait mekanlarımızı açalım. Dayanışma ağlarımızı örelim.”