'Yılın ilk altı ayında 214 kadın erkekler tarafından katledildi' 2019-08-27 13:05:46   İZMİR - İHD İzmir Şubesi, 1 Ocak ile 30 Haziran tarihleri arasında 214 kadının, erkekler tarafından katledildiğini belirterek, devletin İstanbul Sözleşmesi, CEDAW ve Anayasada yer alan 6284 sayılı yasaya uyması gerektiğini söyledi.   İnsan Hakları Deneği (İHD) İzmir Şubesi, kadın katliamlarına ve Kırıkkale’de 4 yıl önce boşandığı Fedai Varan tarafından katledilen Emine Bulut’a ilişkin basın toplantısı düzenledi. Dernek binasında düzenlenen toplantıda açıklamayı İHD yöneticilerinden Cemile Karakaya okudu.   ‘Kadın katliamı geçen yıla oranlar yüzde 4 arttı’   Cemile, her gün birden fazla kadının katledilmesine, kadınların her gün yaşadığı sözlü ya da fiziksel şiddetin önüne geçilmesi için mücadele edilmesi gerektiğini söyledi. Cemile, son bir hafta içinde Tuba Erkol’un şikâyetçi olup evden uzaklaştırma kararı aldırdığı boşanmak üzere olduğu erkek tarafından katledildiğini belirtti.    ‘RTÜK şiddeti ve ayrımcılığı sansürlemiyor’   Kadına karşı şiddetin devlet kurumları ve toplum tarafından sürekli olarak yeniden üretildiğini söyleyen Cemile, görsel ve işitsel medya tarafından haberlerin veriliş şeklinin, bir neden üzerine kurularak neredeyse meşru kılındığına dikkat çekti. Sosyal medyada kadına yönelik şiddetin körüklendiğini, ayrımcılığı ve şiddeti öven paylaşımlarla ilgili hiçbir tedbir alınmadığını vurgulayan Cemile, “Televizyon kanallarındaki çeşitli program ve dizilerde şiddet normalleştiriliyor. Televizyon yayınlarındaki şiddet içeriklerinden dolayı; RTÜK’ün CHP’li Üyesi İlhan Taşçı’nın verdiği bilgilere göre; ‘RTÜK İletişim Merkezine ekranlardaki ‘şiddet” nedeniyle 8 aydır 16 bin şikâyet ulaştığını ancak bu süreçte bir tanesinin bile RTÜK Üst Kurul gündeminde ele alınmadığını, iktidara yakın televizyon kanalında iki sezondur kırılmadık parmak, dövülmedik kadın kalmadı’ diyerek bu alandaki korkunç gerçeği dile getirmiştir” dedi.   ‘Devlet kadını korumuyor’   Koruma ve uzaklaştırma kararı aldırabilmiş az sayıdaki kadının dahi korunamadıkları için katledildiğinin altını çizen Cemile, devletin kadını failleri ile baş başa bıraktığına işaret etti. Cemile ayrıca, kadını, ev içine hapseden, çalışma hayatından uzak tutan, erkeğe tabi kılan devletin, söylem ve politikalarının hem toplumda hem de ailede karşılık bularak şiddeti süreklileştirdiği üzerinde durdu. Cemile devamında, “Sığınma evlerinin sayıları azaltılarak ve kalma süreleri belli zamanda tutularak kadınların korunmasız bırakılması sağlanıyor. Kadınların uğramış olduğu şiddete karşı gerek kolluk gerek yargı kurumlarında kadını değil şiddet içerse dahi aile bütünlüğünü koruma adı altında şiddet gören ile şiddet uygulayanı uzlaştırma yoluna giderek, kadını şiddet ortamına geri gönderiyor” sözlerini kullandı.    ‘Diyanet kadını nesneleştirdi’   Diyanet İşleri Başkanı’nın “Dinimizde kadının canı, onuru ve hakları dokunulmazdır ve emanettir” diyerek kadının tüm haklarının erkeğe emanet olduğunu belirterek kadını nesnelleştirdiğini belirten Cemile, kadınların erkeğe ve onun toplamı olan erkek iktidara emanet olmadığını kaydetti. Cemile, “Kadınları erkek şiddetinden korumak, devlet politikalarının toplumsal cinsiyet eşitliğini ön plana alan uygulamalara geçmesi ile mümkün hale gelecektir. Mevcut olan yasaların uygulanması konusunda ilgili kurumların isteksizliği hatta engellemesi sonucunda bu kadar kadın şiddet mağduru haline geliyor” dedi.   ‘Türkiye yasalarına uymalı’   Türkiye’nin 1985 yılında onayladığı ve yürürlüğe koyduğu Birleşmiş Milletler CEDAW (Kadına Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi) maddelerini uygulamadığını söyleyen Cemile komitenin kabul ettiği 35 Nolu Genel tavsiye kararının 16. Paragrafında “Kadınlara yönelik toplumsal cinsiyete dayalı şiddet, (tecavüz, aile içi şiddet veya zararlı uygulamalar da dâhil) belli durumlarda işkence, zalim, insanlık dışı ve aşağılayıcı muamele ile eşdeğerdir” denildiğini hatırlattı. 11 Mayıs 2011’de imzalanan İstanbul Sözleşmesi’nin maddelerinin uygulanmadığını ve kurumsallaştırılmadığını dile getiren Cemile, Anayasanın 6284 sayılı kanununun yeterince uygulanması halinde şiddetin önlenebileceğini sözlerine ekledi.    Cemile kadınların taleplerini şu şekilde sıraladı:   “*İktidar kaçındığı ve uygulamaktan imtina ettiği ve üstelik anti propagandasını yapmış olduğu yasa ve sözleşmelere uymalı.   *Kadın sığınma evleri çoğaltılmalı ve iş imkânları korunaklı olarak sağlanmalı. *Kadına karşı şiddet uygulayanlara karşı etkin soruşturma yürütülmeli, cezasızlık politikalarından vazgeçilmeli ve iyi hal indirimleri ve kanaat gibi ceza indirimlerinden vazgeçilmeli.   *Toplumsal cinsiyet eşitliği temelli kurumlar oluşturulmalı ve bu kurumlar erkek egemenliğinde değil, kadın temelli kurumlar haline getirilmelidir. *Ailenin korunması değil, bireyin korunmasını öne alan bir kolluk ve yargı revizyonu yapılmalı, görevliler bu çerçevede eğitilmelidir.   *Kadına yönelik şiddeti meşru gösteren yayınlar derhal kaldırılmalıdır.   *Eşit koşullarda yaşamak istiyoruz; hiç kimsenin, hiçbir inancın, kurumun emaneti değiliz.”