Van’da 26 kurumdan çağrı: Türkiye halkları bu karara tepki göstermeli 2019-08-20 12:23:26   VAN - Van, Diyarbakır ve Mardin büyükşehir belediyesine kayyım atamasını kınayan STÖ, STK ve siyasi parti temsilcilerinin de aralarında olduğu 26 kurum, Türkiye halklarına karara tepki gösterme çağrısı yaptı.    Van, Diyarbakır ve Mardin büyükşehir belediyelerine İçişleri Bakanlığı tarafından kayyım atanması Van’da yapılan açıklama ile kınandı. Van Barosu Merkez Binası’nda yapılan açıklamaya CHP ve HDP, Van Barosu, HDP’li milletvekilleri, Van Büyükşehir Belediye eşbakanları ve STÖ ile STK’lardan oluşan 26 kurum katıldı.    ‘Açık bir darbe’   Açıklamayı yapan Van Barosu Başkanı Zülküf Uçar, kayyım kararının seçmenin tercihine, halkın iradesine, sandığa, demokrasiye karşı yapılmış açık bir darbe olduğunu belirterek, “Seçimden önce hakkında var olan soruşturma ve kovuşturma dosyaları gerekçe gösterilerek bir belediye başkanı görevden alınamaz” dedi.   ‘Kayyum kararı siyasi’   Kanunun “terör örgütlerine yardım ve yataklık yapılması” durumunda görevden uzaklaştırmayı hüküm altına aldığını hatırlatan Zülküf, ancak hiçbir başkan ile ilgili olarak böylesi bir tespiti içeren Sayıştay denetim raporu olmadığı gibi, böylesi bir iddianın dahi olmadığını söyledi. Zülküf, ”Anayasaya göre 'Suçluluğu hükmen sabit oluncaya kadar, kimse suçlu sayılamaz' Fakat bu anayasal hüküm ihlal edilerek, atanmış bakan tarafından 31 Mart yerel seçimlerinden önceki 'seçilirlerse kayyum atarız' söylemi hayata geçirilmiştir. Demokrasi açısından korkunç olarak ifade edebileceğimiz bu söylemleri hatırladığımızda, kayyum kararının gerekçesinin hukuki değil siyasi olduğu da açıkça görülmektedir” diye konuştu.    ‘Seçim bir kişinin çıkarı için yapılamaz’   “Halk iradesi, bir kişinin veya partinin isteğine göre yeniden dizayn edilemeyecek kadar kutsal ve dokunulmazdır” diyen Zülküf, seçimlerin bir kişinin menfaati ya da çıkarı için yapılamayacağını kaydetti.  Zülküf, “Halkın iradesi son 3 yıl içerisinde ikinci kez gasp edilerek, demokrasi tarihimizin utanç tablosunun en başına yerleşmiş ve yerini pekiştirmiştir” sözlerini kullandı.    ‘Yerinden yönetim rafa kaldırılmış’   Daha önce de halkın iradesi gasp edildiğinde ve bunun sonucunda vahim sonuçlar ortaya çıktığını müşahede ettiklerini dile getiren Zülküf, “Seçim sonrasında belediye başkanlarının yapmış oldukları açıklamalarda, kayyum yönetimi belediyelerin altından kalkamayacağı bir borç bırakılmıştı. Kadın Sığınma Evi, Kadın Dayanıma Merkezi, Kadın Birimleri, Kültür Merkezleri kapatılmıştı. Belediyelerde hizmet üreten kalifiyeli mühendis, mimar, şehir plancıları, tekniker, personel, işçi ve emekçileri ihraç edilmiş, belediye hizmet üretemez hale getirilmişti. Belediyelerin taşınmazları peşkeş çekilmiş, yüzlerce taşınır seçimden hemen önce de hibe edilmişti. Yerinden yönetim anlayışı rafa kaldırılmış, meclis üyeleri dahi toplantı yapamamış ve tek bir karar alamamışlardır. Kayyum atama ile hem halkın iradesi ipotek altına alınmakta hem de halkın hizmet alması ortadan kaldırılmaktadır” diye konuştu.    ‘OHAL KHK’leri iptal edilmeli’   OHAL KHK’leri ile elde edilen güçle hareket eden siyasi iktidarın yargı dahil devletin tüm kurumlarını tahakkümü altına aldığını belirten Zülküf, alınan kararların keyfi olup, kamu yararı ile hiçbir ilgisinin olmadığını kaydetti. Zülküf şunları söyledi: “Dehşet verici olan ise bu kararları denetleyecek bağımsız ve tarafsız bir yargının olmayışıdır. İktidar denetlenebilir olmaktan çıktığı anda kanunsuz uygulamaların başlaması da kaçınılmazdır. İşte İçişleri Bakanlığı’nın bu kararı da böylesi kanunsuz bir karardır. Oysa ki halen yürürlükte olan Anayasaya göre bir hukuk devletiyiz, fakat alınan kanunsuz kararlar Anayasaya açıkça aykırıdır. Yanı sıra seçmen iradesine müdahale etmek anayasal suç olarak düzenlenmiştir. Anayasal suç işleyenlere karşı Anayasaya sadık, kanunları herkese eşit şekilde uygulayan Cumhuriyet savcılarını derhal göreve çağırıyoruz. Ancak harekete geçecek savcıya da hakime de aynı gün kayyum atayacaklarının bilincindeyiz. Böylesi bir sistem sürdürülemez. Fiili olarak devam eden OHAL’den dönüş yapılmalı ve yasalaştırılan OHAL KHK’leri iptal edilmelidir. Derhal demokrasiye ve hukuka dönüş yapılmalıdır. Demokrasi rayından çıkan sistem, ivedilikle hukuk devleti zeminine tekrar oturtulmalıdır. 'Darbe' kararları kaldırılarak, belediye başkanları derhal görevlerine iade edilmelidir.”    Bu darbenin yalnızca Van, Mardin ve Diyarbakır’a değil tüm Türkiye’ye yapıldığını belirten Zülküf, “Demokrasiye karşı yapılan bu darbenin karşısında duracağımızı ve sonuna kadar mücadele edeceğimizi açıkça ifade ediyor ve tüm Türkiye’nin bu darbeye karşı tepki göstermesi istiyoruz” dedi.    ‘Halkın iradesine ipotek koyuldu’   Ardından konuşan CHP Van İl Başkanı Mehmet Kurukçu ise şöyle dedi: "2016’da da kayyum atandığında biz CHP olarak 'Kim haksızlığa uğramışsa yanında duracağız' dedik. Bu yapılanlara açık bir şekilde darbe diyoruz. Halkın iradesine açık bir şekilde ipotek koyulduğu söylüyoruz. Kayyum atanmalarına karşı olduğumuzu bir kez daha söylüyorum. İllimizde 3 belediye başkanına KHK’li olduğu gerekçesiyle mazbata verilmedi. Siyasi partiler kanununda biz seçim sürecinde adayları için YSK’ya başvuru yaptığımızda sabıka kaydı isterler. Eğer biri aday gösterilmeyecek ise o gün önüne engel konulur. Büyük bir oy oranı kazanılmış bir belediye başkanın yerine kayyum atanıyorsa, bu halkın iradesine ipotek koymak demektir.”