Gezi davası yarın devam edecek 2019-06-24 17:43:30   İSTANBUL - Gezi Parkı davasında yargılanan Mücella Yapıcı ve sinemacı ve gazeteci Çiğdem Mater savunma yaptı. Dava yarın devam edecek.   Gezi Parkı olaylarına ilişkin 2'si tutuklu 6'sı firari, 16 kişinin yargılandığı davanın duruşmasına İstanbul 30’uncu Ağır Ceza Mahkemesi tarafından Silivri Cezaevi Kampüsü'ndeki duruşma salonunda görülmeye devam ediliyor. Tutuklu Bernard van Leer Vakfı Türkiye Temsilcisi Yiğit Aksakoğlu’nun ardından Mimar, Mücella Yapıcı savunma yaptı. Yapıcı, Gezi olayları kapsamında ikinci defadır yargı önüne çıktığını hatırlattı.  Mücella, “Kırk yıllık bir mimar olarak savunduğum Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu’nu ihlal etmekten yargılanıyorum” dedi.  Yapıcı, telefon dinlemelerinde özel konuşmalarının da kayıt altına alındığını dile getirdi.   İş insanı Osman Kavala’nın tutukluluğuna mizahi atıfta bulunan Mücella, “Osman Kavala’ya kızgınım. Kendisini zengin biliyorduk. Gezi’ye 3-5 plastik masa sandalye göndermiş iddianameye göre, mahalledeki Ayşe hanım bile tencerelerce zeytinyağlı yapıp, gönderdi” dedi.   ‘Ben mesleğimin ilke ve etiğine göre davrandım’   Mesleğinin etik ve değerlerini anlatan Mücella, “Ben mesleğimin ilke ve etiğine göre davrandım. Aksini yaparsam toplumun beni yargılaması gerekir. Ben onu yapmazsam ilkelerimi, değerlerimi kişisel çıkarlarım temelimde kullanmış olurum. Ben eğer mesleğimi toplum yararına kullanmamış olsaydım, asıl o zaman bu vatan hainliği olurdum” dedi.    Mücella savunmasında, “Ben eğer mesleğimi toplum yararına kullanmamış olsaydım, asıl o zaman bu vatan hainliği olurdu” demesi izleyiciler tarafından alkışlandı. Bunun üzerine mahkeme başkanı “Sanığın savunması bizim için de çok önemli, dinleme hakkımızı elimizden almayın” dedi.    Yaşamını yitirenleri andı   Gezi direnişinde yaşamını yitirenlerin isimlerini okuyan Mücella, “46 kişi gözünü kaybetti, bu algı mıydı? Binlerce insanın vücut bütünlüğü bozuldu, bu algı mıydı?” diye sordu. Mücella, “Hükümeti istifaya zorlamışız, bütün siyasi partiler hükümeti istifaya zorluyor. Hükümeti istifaya zorlamak suç değildir” diye belirtti. İddianameyi reddettiğini kaydeden Mücella, “Ben bu iddianamenin öne sürdüğü her şeyi külliyen reddediyorum. İnsanlar sahip olduğu hakları kullanması sebebiyle cezalandırılamaz. Barışçıl gösteri, huzursuzluğa karşı gelmek suç sayılamaz” diye konuştu.    ‘Dayanışma suç değildir’   İddianamenin ileri sürdüğü tüm suçlamaları reddettiğini dile getiren Mücella, şöyle devam etti: “Hem yanıtlamak istiyorum, hem de herkesin bir kez daha şu ülkenin geleceği için tekrar tekrar düşünmesini istiyorum. Sizce ben ne yaptım? Nasıl bir savunma verdim? Benim için bu sorunun cevabı basit. Dayanışma suç değildir, suç olamaz. Hele ki ortada bir hukuksuzluk varsa. Anayasa’da tanımlanan bir hakkın yargılanması, Evrensel hukukta adalete aykırıdır. Bu bir dayanışmadır. Dayanışmanın amacı açıktır.”    ‘O yapı kaçaktır’   Hukuksuz olanın Gezi Parkı’na yapılmaya çalışılan inşaat olduğunu vurgulayan Mücella, “O yapı kaçaktır! Dozerle su ve elektrik tesisleri tahrip edildi. Buna karşı geldiğimiz için yakından iki el gaz atıldı. Bugün bütün kaçak yapılar polis tarafından korunuyor. Biz asla şiddete başvurmadık” dedi.    ‘Savunmam hep aynı kalacaktır’   Mücella, “Gezi bizim yarınımızdır. Çocuklarımızın aydınlık geleceğidir. İçinde yer almaktan onur duyarım” diyerek, 2016 yılında yargılandığı davadaki savunmasını okuduğunu ve “Benim savunmam hep aynı kalacaktır” diye konuştu.    ‘Film çekmek istediğim için darbeye teşebbüsle suçlanıyorum’   Mücella Yapıcı’nın ardından sinemacı ve gazeteci Çiğdem Mater savunma yaptı. Çiğdem, “Hakkımda alınan dinleme kararının ardından dosyada bulunan bir telefon görüşmem, Türk Telekom müşteri hizmetlerinin beni araması ve internet paketi satmaya çalışmasıyla ilgili.  Film çekmek istediğim için darbeye teşebbüsle suçlanıyorum. Bunun dışında iddianamede hiç bir isnat yok" diye konuştu.    ‘Suçlamaları reddediyorum’   İddianamede film çekmesinin suç sayıldığını hatırlatan Çiğdem, “İddianamede çektiğim iddia edilen film, ABD’li bir belgeselci tarafından çekilmiş bir filmin iki sahnesinde 1,5 dakika süreyle görüş beyan ederken görülüyorum. Bir film projemiz vardı, ama hiçbir zaman çekilemedi. İddianameye göre filmi çekmişim. İddianamede, film hakkında konuşmak üzere bir toplantıya dair telefon konuşmalarım var. Ama iddianameye göre filmi, filmin nasıl çekileceğine ne içereceğine dair yapılacak toplantıdan 15 gün önce çekmişim” diye konuştu.     ‘Üzerime atılı bütün suçlamaları reddediyorum’   Çiğdem, “Çekilmemiş bir film ve apartman sahanlığından çekilmiş bir fotoğraf ile ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasıyla yargılanıyorum. Üzerime atılı bütün suçlamaları reddediyorum” ifadelerini kullandı. Çiğdem, savunmasını “Bu iddianame eğer bir film senaryosu olsaydı mantıksız hataları nedeniyle reddedilirdi ama burada hayatın sinemadan daha kurgu olduğunun göstergesidir” sözleriyle sonlandırdı.   Sinemacı ve gazeteci Çiğdem Mater’in ardından Anadolu Kültür A.Ş. Yönetim Kurulu Üyesi Ali Hakan Altınay savunma yaptı. Altınay, iddianamede kendine yöneltilen tüm suçlamaları reddettiğini kaydetti.   Ali Hakan’ın  savunmasının ardından duruşmaya yarın devam edilecek.