Gazeteciler de travma mağduru: Nasıl baş edilebilir? 2019-06-20 09:07:27   VAN - Gazetecilerin sahada mesleğini icra ederken direkt ve dolaylı olarak maruz kaldıkları travmayı ve bunlarla nasıl başa çıkılabileceğini anlatan Psikodramatist Aslı Avşar, “Gerektiğinde profesyonel yardım alınmalı” dedi.    Türkiye, en fazla gazetecinin cezaevinde olduğu ülkeler arasında yerini koruyor. Onlarca gazeteci yaptıkları haberler nedeniyle ceza alırken, duruşma salonlarında gazetecilik mesleği ve halkın haber alma hakkı savunuldu. Sahada çalışmayı sürdüren gazeteciler ise kolluk güçleri tarafından keyfi bir şekilde engellenmeye devam ediliyor. Bölgede çalıştıkları için iki kat baskıya maruz kalan gazeteciler, toplumsal olaylarda, eylem ve etkinliklerde hedef alınıyor, birçok engelle karşılaşıyor.    Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) Akademi tarafından ilki Diyarbakır’da düzenlenen eğitim programının ikincisi Kars’ta gerçekleştirildi. Program kapsamında “çatışmalı bölgelerde gazetecilik” ve “gazetecilerin yaşadığı travmalar” konulu eğitimler verildi.    Sahada mesleğini icra ederken direkt ve dolaylı olarak birçok travmayla karşı karşıya kalan gazetecilerin sorularına Psikodramatist Aslı Avşar yanıt verdi.    ‘Daha çok ‘dışarıda ne oluyor’a odaklanmışlar’   Travma, ikincil travma ve bunlarla nasıl başa çıkılabileceğini anlatan Aslı, “Gazetecilerle ilk kez eğitim veriyorum ve gördüm ki çok fazla objektifin gerisinden dışarıyı gözlemlemeye alışmışlar. Dolayısıyla artık kendi içlerinde ne olup bittiğinden çok ‘dışarda ne oluyor’ buna odaklanıyorlar. Bu açıdan biraz farkındalık oluşturmaya çalıştık” dedi.    Gazeteci olaylara tanık olup ikincil bir travma geçiriyorsa bu konuda “benim bunu çözmek gibi bir yükümlülüğüm olamaz” deyip “görevimi nasıl yapabilirim, sınırımı nerde tutabilirim, görevimi yapmakla insani duygularım arasında nasıl bir denge, nasıl bir çözüm bulabilirim” diye düşünmesi gerektiğini ifade eden Aslı, “Bunu ikincil travma olarak tanımlayabiliriz. Bu da ancak ve ancak insan kendisini iyi tanıyarak olaylar karşısında nasıl tepkiler verdiğini anlayarak yapabilir” diye konuştu.   ‘Kendi duygu ve düşüncelerine odaklanabileceği bir alan yaratmalı’   Gazetecilerin meslekleri dışında başka bir hobiye sahip olması, iyi beslenme, düzenli uyuma gibi fiziki ve psikolojik olarak kendisiyle ilgilenmesi gerektiğini vurgulayan Aslı, “Kendi duygu ve düşüncelerine odaklanabileceği bir alan yaratmak ve belki hiçbir şeyi düşünmeden gevşeme egzersizi, meditasyon, yoga, spor yapmak gerekiyor. Kendinizi koruyamadığınız, işlevsiz olduğunuz bir durumda başkasına da yardım edemezsiniz. Sırf ‘başkasına yardım edeceğim, gerçekleri açıklayacağım, ben sistemin kölesi olmayacağım’ derken kendini unutan bir insan olmakta yararlı değil. Gazetecinin de işlevsizliğine değil işlevlisine, ölüsüne değil dirisine ihtiyaç var. Her insanda olduğu gibi” ifadelerini kullandı.    ‘Profesyonel destek almak gerekir’    İnsanların birbirinin benzeri olduğunu söyleyen Aslı, “Sorunlarla başa çıkma tekniğimiz farklı olsa da aslında herkesin kendine göre bir problemi var. Önemli olan bir gazeteci olarak burada ‘eğer benim psikolojik sorunlarımı arttıran, tetikleyen, maruz kalmamı sağlayan daha fazla şeyler varsa nasıl azaltabilirim’ diye düşünmek lazım. Gazeteciler görevlerini yaparken, kendisini örselediği, kendisini hiçe saydığı ya da zarara bu kadar çok maruz kaldığı şeyleri istememe hakkına sahip olmalı. Yani her şeye ‘kadirlik durumu var’ demek yerine çevreden yardım almak ve gerekirse profesyonel destek almak gerekir” diye konuştu.     ‘Kişinin kendisini iyi bilmesi gerekir’   Psikolojik olarak gazetecinin gönüllüsü ile yüksek bir miktarda para alan kişiler arasında olaylardan etkilenme boyutlarının farklı olduğunun verilerce belirlendiğini kaydeden Aslı, şöyle devam etti: “Verilere göre bir gazeteci profesyonel olarak o işi yapıyorsa maruz kaldığı ikincil travma dediğimiz ‘şahit olma’ konusunda, bu işi gönüllü olarak giden kişiden çok daha fazla suçluluk duyuyor. Çünkü orada kötü bir olay karşısında aldığı parayı göz önünde bulundurarak vicdan azabı yaşıyor. Kişinin kendisini iyi tanıması, egosunu iyi bilmesi, olaylar karşısında neler yapabileceğini iyi belirlemesi gerekir. Cinsiyet olarak etkilenme farklılığı yok. Çünkü kadın da olsa erkek de olsa sonuç itibariyle insanız hepimiz etkilenebiliriz.”