Avukat Aslı Pasinli: Türkiye’de kadınlar adalete erişemiyor 2019-05-28 09:10:06   Şehriban Aslan   DİYARBAKIR - Son zamanlarda artan kadın katliamlarına dikkat çeken Diyarbakır Barosu Kadın Hakları Danışma ve Uygulama Merkezi Başkanı Aslı Pasinli, Türkiye’de kadınların adalete erişme noktasında sorun yaşadığını ve bundan dolayı katliamların arttığını belirtti.    Ülkede kadın katliamları ve kadına yönelik şiddet son yıllarda artarken, devletin cezasızlık politikası nedeniyle failler de adeta ödüllendiriliyor. Diyarbakır Barosu Kadın Hakları Danışma ve Uygulama Merkezi Başkanı Aslı Pasinli, 6284 sayılı kanun ve İstanbul Sözleşmesi’nin uygulamaya geçirilmeyerek yeni katliamlara davetiye çıkarıldığını söyledi.    ‘Türkiye İstanbul Sözleşmesi’ni hatırlamalıdır’   Son dönemde Türkiye’de kadın kazanımlarına karşı çok ciddi bir saldırı propagandası olduğunu ifade eden Aslı, ayrıca son dönemde ülkenin daha da erkekleştiğini kaydetti. Aslı, “Basında 6482 kanuna yönelik saldırılar var” diye belirtti.    Bireysel silahlanma ile ilgili sürekli kaygılarının olduğunu dile getiren Aslı, yetkililerin ve basının kullandığı dile işaret etti. Aslı, “Böyle bir sonuç sadece meslektaşımız olan Müzeyyen değil başka kadınlar açısından da gerçekleşir. 6284 sayılı kanun kesinlikle Türkiye’de ki kadına yönelik şiddetle mücadele konusunda hazırlanmış en iyi kanundur. Fakat maalesef bunun uygulayıcıları anlamında bir sürü sıkıntı yaşandığı için pratiğe dökülmediği için böyle katliamların yaşanması ve bunun yaşanacak olması tekrar tekrar göstergesidir. Dolayısıyla Türkiye, kadına yönelik şiddet konusunda ki sözünü verdiği İstanbul Sözleşmesi’ni tekrar hatırlamalıdır. Gerekli dinamikleri bu şekilde harekete geçirmelidir” diye konuştu.     ‘Sindirme politikasının parçası haline geliyor’   Kadın cinayetlerinde yargının bakış açısının şüpheliye farklı olduğunu bunun bir örneğinin de Müzeyyen’de görüldüğünü anımsatan Aslı, “Hoş geldiniz Mesut Bey, geçmiş olsun” ifadesinin tamda bu zihniyetin ürünü olduğunu belirtti. Aslı, şöyle dedi: “İşlenen bir cinayet var, gelen şüpheli bu cümlelerle yargı makamı tarafından karşılanıyor. Bu hakikatten akıl almaz bir durumdur, akıl tutulmasıdır. İşin sosyolojikte bakış açısı var. Topluma hangi mesajlar gidiyor? Bunda basının dilinin de çok büyük etkisi var. Örneğin şiddete maruz kalan kişinin bir kadın olması, avukat olması, kadın mücadelesi konusunda sahadan gelen biri olması, defalarca basın tarafından işlenmesi aslında aynı şiddete maruz kalan başka bir kadını güçsüzleştirici bir etki sağlıyor. Bunu televizyon başında izleyen kadına, ‘bir kadın avukatın başına bu geliyorsa bana ne olur’ duygusunu yaşatır. Bu artık kamuoyunu bilgilendirmekten çıkıp sindirme politikasının parçası haline geliyor.”    ‘Mesele kadına yönelik bakış açısı’   Aslı, şiddetin etnik farkı, sınıfsal güç ve prestijle ilgisinin olmadığına değinerek, bunun tüm kadınların problemi olduğunu ve tüm kadınların tehlikede olduğunun göstergesi olduğunu vurguladı. Bu durumun şiddet uygulayan açısından da aynı olduğunu dile getiren Aslı, “Mesela bir doktorun toplumda mesleği statüsel olarak yüksek kabul edilmiş kişinin bu yaptığını izleyen başka bir kişi kendisine de mubah olarak görür. Oysa mesele tüm bunlardan sıyrılıp kadına yönelik bakış açısıdır. Biz bu bakış açısını değiştirmezsek kişinin makamının, etniğinin hiçbir öneminin olmadığını vurgulamak gerektiğini ifade etmekte fayda var. Müzeyyen bir avukat ve politik bir kadın. Yapacağı şeylerin nereye gidebileceğini az buçuk tahmin edebilen bir kadındı. Fakat yaşadığı bu durumlara ilişkin aldığı boşanma davasının dışında koruma kararları var. Fakat Müzeyyen’de olduğu gibi koruma kararları pratikte kadınları koruyamıyor. Kadınlar adalete erişim konusunda Türkiye’de sıkıntı yaşıyor. Kadınlar şiddete uğradığında bir suç duyurusunda bulunduğunda ya da adalete erişmek istediklerinde bürokratik engellerin kadınlar için bir yıldırma politikasına dönüştüğünün hepimiz farkındayız. Kadınlarda adalete güvensizlik vurgusu var. Bu yüzden diyoruz; kadına yönelik şiddet ve cinayet politiktir. Asıl olan ve gitmesi gereken mesaj bir yılgınlık ya da başka güçlendiren mesajlardan ziyade adalete erişim noktalarında yaşanan problemler bir hukukçunun dahi adalete güvenecek adımlar atmamasına sebep oldu” dedi.    ‘Katliamlar koordineli’   Erkeklerin cinayeti işlerken, saldırıları gerçekleştirirken organizasyonsuz olmadığına vurgu yapan Aslı, erkeklerin çok öncesinden bunu koordine ettiklerinin farkında olduklarını söyledi. Aslı, “Bireysel silahlanmada buna dahildir. Bir baba çocuklarının okul törenine neden silahla gider? Örneğin Ayşe Paşalı cinayetinde gördüğümüz gibi; cinayeti işlemenin kasten öldürmenin cezasına bakılırken ki detaylarını dosyada gördük. İşlenen cinayetlerin çok organizeli ve koordineli yapıldığını gösterir” diyerek cezasızlık politikalarına dikkat çekti.