Annelerden çağrı: Uluslararası dinamikler onurlu bir barış için mücadele etmeli 2019-05-27 14:31:13   DİYARBAKIR - Açlık grevi eylemlerinin sonlanmasına ve süreç boyunca yaşadıkları hak ihlallerine yönelik açıklama yapan anneler, "Bundan sonra da tecridin tamamen ortadan kaldırılması ve Kürt sorununun demokratik yollarla çözülmesi için tüm ulusal, uluslararası dinamikleri onurlu bir barışın takipçisi ve mücadelecisi olmaya davet ediyoruz" dedi.    PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması talebiyle başlamış olan açlık grevi ve ölüm orucu eylemleri dün yapılan açıklamalar ardından son buldu. Açlık grevi süreci boyunca alanda çocuklarının sesini duyurma mücadelesi veren Beyaz Tülbentli Anneler ve Tevgera Jinên Azad (TJA), Halkların Demokratik Partisi (HDP) Diyarbakır İl binası önünde basın açıklaması gerçekleştirdi. Polisler açıklamanın yapılmasını engellemeye çalışsa da, kadınlar engeli tanımadan açıklamasını yaptı. Açıklamaya HDP Diyarbakır Milletvekili Saliha Aydeniz de katıldı. Anneler adına tutsak annesi Fahriye Bıkım konuştu.    'Çocuklarımız direnişin sahibi olmuşlardır'   Fahriye, Abdullah Öcalan üzerindeki ağırlaştırılmış tecrit ve beraberinde toplumun her kesimine uygulanan ağır tecridin kaldırılması için Leyla Güven öncülüğünde 8 Kasım 2018 tarihinde bir açlık grevi eyleminin başladığını hatırlattı. Bu süreçte 9 kişinin protesto eylemiyle yaşamına son verdiğinin altını çizen Fahriye, "Mezarlık ziyaretlerine dahi izin verilmedi. Hiç bir ahlaka ve vicdana sığmayacak bir tutum sergilendi. İslami ve insani hiçbir din mezhepte olmayan bir şekilde kendi çocuklarımızın definlerine katılmamıza izin verilmemiştir. Tüm baskılara rağmen çocuklarımız direnişin sahibi olmuşlardır" diye ifade etti.    'Tecride karşı mücadele, demokrasi mücadelesidir'   İmralı cezaevinde uygulanan ağır tecridin beraberinde toplumun her kesiminde uygulandığına dikkat çeken Fahriye, "Tecrit bir insanlık suçudur. Tecride karşı mücadele bir demokrasi ve özgürlük mücadelesidir. İmralı tecrit sistemi bir tek İmralı cezaevini değil tüm Türkiye ve Kürdistan halklarını etkilemektedir. Tecride karşı mücadele, demokrasi mücadelesidir. Ancak demokrasi ve özgürlük mücadelesi her türlü hukuki dayanağa rağmen tecrit altına alınmıştır. Bir kez daha belirtiyoruz ki hakların tesisinin hiçbir tartışma ve ayrımcılığa yer vermeksizin sağlanması konusunda gerek yönetsel gerekse de yargısal mercilerin sorumluluklarını yerine getirmeleri hukukun gereği olduğu kadar ahlaki bir sorumluluktur. İnsani, vicdani, ahlaki, hukuki olmayan bu tecrit bir daha uygulanmamalıdır. Hukuki hakların elde edilmesi için bu kadar ağır bedeller ödenmemelidir" diye vurguladı.    'Tecride karşı mücadele savunucusu olmaya devam edeceğiz'   Demokrasi ve özgürlük mücadelesi sürecinde yaşamı ve kendi çocuklarının yaşam hakkını savunan anneler olarak, vicdani ve hukuki olmayan yaklaşımlara, baskılara ve hakaretlere maruz bırakıldıklarını kaydeden Fahriye, bunu kabul etmediklerini dile getirdi. Fahriye, "Bizler özgür kadının, özgür toplumun savunucuları olarak, her türlü tecride karşı mücadele savunucuları olmaya devam edeceğiz. Beyaz tülbentli anneler ve TJA Amed olarak bir kez daha belirtiyoruz ki, bizler canları değil nefretleri gömeceğiz. Onurlu bir mücadelenin ve çocuklarımızın yaşam hakkını insani hukuki haklarını savunma mücadelesine de devam edeceğiz. Kadına yönelik katliam ve her türlü tecritti asla kabul etmeyeceğiz, sonuna kadar mücadele edeceğiz. Bundan sonra da tecridin tamamen ortadan kaldırılması ve Kürt sorununun demokratik yollarla çözülmesi için tüm ulusal, uluslararası dinamikleri onurlu bir barışın takipçisi ve mücadelecisi olmaya davet ediyoruz" dedi.   Açıklama alkışlar eşliğinde sona erdi.