Baro: Şiddet statü tanımaksızın toplumun tüm katmanlarında 2019-05-20 16:14:36   DİYARBAKIR - Dün evli olduğu erkek tarafından katledilen Müzeyyen Boylu için açıklama yapan Diyarbakır Barosu, “Meslektaşımızın, doktor olan kişi tarafından öldürülmesi, şiddetin toplumsal statü tanımaksızın toplumun bütün katmanlarına sirayet ettiğini göstermektedir” dedi.   Diyarbakır Barosu'na kayıtlı olan ve Çınar ilçesinde avukatlık yapan Müzeyyen Boylu, bir buçuk yıl önce boşanma davası açtığı Doktor Mesut Issı tarafından dün katledildi. Duruma ilişkin Diyarbakır Barosu avukatları Diyarbakır Adliyesi önünde basın açıklaması yaptı. Yapılan açıklamaya Diyarbakır Barosu avukatlarının yanı sıra Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkanı Selçuk Mızraklı, Sur Belediye eşbaşkanı Filiz Buluttekin, Rosa Kadın Derneği üyeleri, Tevgerê Jınên Azad (TJA), İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır şubesi avukatları ve Sivil Toplum Kuruluşları (STK) katıldı. Avukatlar, “Kadın cinayetleri politiktir” pankartını taşırken, “Kadın cinayetlerini durduracağız”, “Yasta değil isyandayız”, “Hayatımızdan mücadelemizden vazgeçmeyeceğiz”, “Kadına yönelik şiddet her yerde” dövizleri taşıdı. Katılımcılar ayrıca yakasına Müzeyyen’in fotoğrafını taktı.   ‘Eril zihniyet kadınlara yaşam hakkı tanımıyor’   Açıklamayı okuyan Diyarbakır Barosu Kadın Merkezi Koordinatörü Habibe Danışman Deyar, dün 3 kadının katledildiğine dikkat çekti. Habibe, “Boşanma davalarının bu denli uzun sürdüğü kadının her durum ve şartta başkasına ait sayıldığı, kadına yönelik şiddet ve cinayetin hak olarak görüldüğü bu dönemde; Toplumsal, yasal, yönetsel ve yargısal tüm durumların kadın cinayetlerinin nedenleri olduğunu belirtmekteyiz. Yaşamın her alanında eril zihniyet kadınlara yaşam hakkı tanımamaktadır. Bu eril zihniyet ve beraberindeki erkek şiddeti bir gün içerisinde 3 kadını daha katletmiştir” dedi.   Medyanın kullandığı dile eleştiri!   Kadına yönelik şiddet ve kadın katliamlarının Türkiye’nin rutin bir gündemi haline geldiğine vurgu yapan Habibe, katliamların toplum tarafından kanıksar duruma geldiğini belirtti. Habibe, toplumun önde gelenlerinin, politik ve inanç önderlerinin ve daha da önemlisi medyanın kurduğu dilin bu şiddet ve cinnet halini körüklediğini söyledi.   ‘Kadınlar her alanda risk altındadır’   Habibe, yaşamın her alanında şiddet ve nefret söyleminin kadınları kuşattığına dikkat çekerek, bu kuşatmanın eğitim sistemindeki cinsiyetçi yaklaşımlarla başladığının altını çizdi. ‘Evinin kadını’ söyleminin çalışan kadına yönelik ayrımcı ve aşağılayıcı söylemler olduğunu kaydeden Habibe, “Kadının giyim ve yaşam tarzından hareketle meşrulaştırılmaya çalışılan şiddet ve nefret söylemleri; kadını ekonomik, sosyal ve siyasal yaşamdan izole etmekte; itiraz eden kadın şiddete uğramakta, katledilmektedir. Meslektaşımızın, doktor olan kişi tarafından öldürülmesi, şiddetin toplumsal statü tanımaksızın toplumun bütün katmanlarına sirayet ettiğini göstermektedir. Konumu ve statüsü ne olursa olsun bütün erkekler şiddet potansiyeli taşımakta, kadınlar ise risk altında kalmaktadır” diye belirtti.       ‘Elimizden gelen çabayı sarf edeceğiz’   Diyarbakır Barosu olarak taziyeleri baro hizmet binalarında kabul edeceklerini dile getiren Habibe, “Bu vahşi cinayetin, başka ölümlere neden olmaması için elimizden gelen her türlü çabayı sarf edeceğiz. Soruşturma ve kovuşturma sürecinin takipçisi olacağımızı, failin en ağır şekilde cezalandırılması için tüm gücümüzle çalışacağımızı kamuoyuna deklere ediyoruz. Kadın cinayetlerinin durdurulamadığı günlerden geçiyoruz ve bir kez daha bu acı olayla, şiddet uygulayanın eğitimli olup-olmamasının kadına bakış açısını değiştirmiyor. Kadına yönelen erkek  şiddetini bir kez daha kınıyoruz” dedi.   Müzeyyen’in kadın şiddetine ilişkin paylaşımı   Yapılan açıklamanın ardından Müzeyyen’in daha önce sosyal medyada kadına yönelik şiddete ilişkin paylaşımı okundu. Müzeyyen’in paylaşımı şu şekilde: “Kadına yönelik şiddetin her türlüsünün karşısında olup tüm kadınların da kendi doğal hakları konusunda bilinçlenip bu konuda güçlü bir tutum sergilemeleri gerektiğini ifade ediyoruz. Ayrıca devletin şiddete uğrayan kadınlara yönelik can güvenliğinin sağlanması ve yasal haklarını kullanabilmeleri için bir takım tedbirler alması gerekmektedir. Her şeyden önce kadının kendi özgürlüğüne endekslenmesi en doğru tutumdur. Her zamankinden daha fazla bu temelde kadının bunu hak ettiğini ve buna ihtiyaç duyduğunu belirtiyoruz.”   Açıklamanın ardından baro avukatları ve beraberindekiler Müzeyyen’in ailesini ziyaret etmek için adliye önünden ayrıldı.