Soma mağduru kadınlar: Devlet bizi değil patronları korudu 2019-05-18 09:09:36   MANİSA - Soma maden katliamında yakınlarını kaybeden kadınlar, Can Gürkan’ın serbest bırakılıp, maden işletme izni verilmesinin ardından adalete olan inançlarını tamamen yitirirken, “Devlet patronlarla işbirliği yapıyor” dedi.    Manisa’nın Soma ilçesinde 13 Mayıs 2014 tarihinde 301 işçinin yaşamını yitirdiği Soma maden katliamı kadar dava süreci de insan yaşamına verilen değeri gözler önüne serdi. Maden katliamında yaşamını yitirenlerin yakınları, dava sürecinde başka bir drama daha maruz bırakıldı.    4 yıl süren dava sonucunda ise Soma Holding Yönetim Kurulu Başkanı Alp Gürkan beraat etti, Yönetim Kurulu Başkanı Can Gürkan serbest ve maden işletme izinleri de geri verildi. 4 Temmuz 2017’de Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi heyetinin başkanı değişti yerine Elbistan da yaşanan ve 11 işçinin iş cinayetine kurban gittiği davada sanıklara para cezası veren Elbistan Ağır Ceza Hakimi Salih Pehlivanoğlu getirildi. Dava süresinde “örgüt üyeliği” suçlamasıyla 11 yıl 3 ay hapis cezası verilen Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile kapatılan Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) avukatlarından Selçuk Kozağaçlı, 13 Kasım 2017’den bu yana cezaevinde. Dönemin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik ile Soma'daki madeni inceleyip olumlu rapor veren 2 müfettiş ve kamu çalışanları hakkında soruşturmaya izin verilmedi.   ‘Tayyip Erdoğan var arkalarında’    Madende hayatını kaybeden Hakan Uçkun’un annesi Sevgül Uçkun, 4 yıl uzayan mahkeme sonunda Can Gürkan’ın tahliye edilip maden işletme ruhsatının geri verilmesini adaletsizlik olarak değerlendirdi. Davanın birkaç kişi ile sınırlandırılmasından rahatsızlık duyduğunu ifade eden Sevgül, “Oğlum ‘kablolar aşırı ısınıyor, elektrik kaçırıyor, dinamit patlatılıyorlar göçük oluyor sıcaklık artıyor’ derdi. Ama mecbur gidiyordu ekmek parası için. Bir gün gitmese hemen telefon ederlerdi, azarlarlardı. Oğlum odun taşımaktan sırtında yara olurdu. Evlat bu kolay değil. Can Gürkan geri alınsın içeriye. Hiç olmazsa rahatlarız. Şimdi yine taksiyle gelir döver, söver işçilere. Biz kavuşamadık o kavuştu evladına. Babayı yargılatmadılar çünkü Tayyip var arkasında. Ortak o madenlere, devlet işbirliği yapıyor onlarla, adalete inanmıyoruz” dedi.   ‘Aileler davadan vazgeçirilmek istendi’   Oğlunun ölümünden sonra tazminat almadıklarını ancak çoğu kişinin yardım kuruluşlarından destek aldığını, memur statüsünde işe başlatıldığını, bazılarının ise korkutulduğu için mahkemeye katılmamaya başladığını aktaran Sevgül, “Can Gürkan ve avukatları bize gülerdi. Selçuk Kozağaçlı’yı bile içeri attılar bizden taraf diye. Bu kaza değil cinayet. İstanbul’dan İzmir’den Ankara’dan geldiler destek verdiler. Onlar gelmeseydi dava ölürdü, ceza da vermezlerdi” diye konuştu.   ‘Yaşamını yitiren işçiler suçlandı’   Madende yaşamını yitiren Hakan Uçkun’un eşi Sibel Uçkun da, Can Gürkan’ın serbest bırakılmasından rahatsız. Başka kazalar olmaması için hak savunucularını desteğe çağıran Sibel, “Kazadan işçiler suçlandı. Benim eşimin sigarası bile yoktu ‘madenciler sigara içmiş’ diye suçlandılar. Birçok kişi tazminat aldı ama biz almadık. Para bir yana eşim yanımda olsaydı keşke. Ama bize desteğe gelenler olmasaydı bu kadar da sonuç olmazdı” ifadelerini kullandı.    ‘Kadınlar toplum baskısına maruz kaldı’   Katliamdan sonra birçok kadının çevre baskısı ile karşılaştığını, tazminat ve yardım alan kadınların da kandırılmak istendiğini söyleyen Sibel, şöyle dedi: “Destek olacağına ‘siz para aldınız’ diyen çok oldu, dedikodu yapan oldu. Ben pek dışarı çıkmıyorum laf duyacağım diye. Kayınla, yengesini birbirine yakıştıranlar oldu. Kadınları kandırıp parasını yedikten sonra giden erkekler oldu.”