Açlık grevi direnişçileri: Eylemimiz boşuna değil siz de inanın 2019-05-17 09:11:15   Rengin Azizoğlu   DİYARBAKIR - Diyarbakır D Tipi Cezaevi’nde 1 Mart’tan bu yana açlık grevi eyleminde olan Zelal Fidan’ın annesi Urmiye Fidan, tecridin kalkmasıyla barışın geleceğini belirterek, “Çocuklarımız ‘Eylemimiz boşuna değil siz de inanın’ diyor. Bizim çocuklarımıza inancımız tamdır ama bu sessizlikten korkuyoruz” dedi.   PKK Lideri Abdullah Öcalan’a yönelik tecridin kaldırılması talebiyle Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı ve Halkların Demokratik Partisi (HDP) Hakkari Milletvekili Leyla Güven’in başlattığı açlık grevi 7 bini aşkın tutsağın da katılımıyla sürüyor. 30 Nisan’da ölüm orucuna başlayan grubun eylemi 18’inci gününde devam ederken, 10 Mayıs itibariyle ölüm orucuna başlayan grubun eylemi ise 8’inci gününe girdi.   1 Mart’ta aynı taleple açlık grevine başlayan 1994 doğumlu Zelal Fidan bulunduğu Diyarbakır D Tipi Cezaevi’nde eylemini sürdürüyor. Dicle Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğrencisi Zelal, eyleme katıldığı gerekçesiyle hakkında açılan davada 7 yıl hapis cezasına çarptırıldı. 2 yıldır tutsak bulunan Zelal, açlık grevi eyleminin 78’inci gününde.   ‘Herkesle ilgili ve alakalı bir gençti’   Zelal’in fedakar biri olduğunu anlatan anne Urmiye Fidan, kızının Muğla’da Psikoloji Danışma ve Rehberlik (PDR) okuduğunu, oradaki faşizmi ve baskıyı kabul etmeyerek tekrar sınava girip Hukuk Fakültesi’ni kazandığını ifade etti. Urmiye, “Küçükken de hukuk istiyordu. Daha çok ufaktı gelip ‘Ben hukuk okuyacağım Ermeni Soykırımı’nın davasına gireceğim’ diyordu. İnsanın ruhunda bir şey varsa vardır. Herkesle alakalı ilgili bir gençti. Duyarlıydı. Arkadaşlarına çok düşkündü. Şimdi de açlık grevindedir. Durumu kötü olmasına rağmen tek tek arkadaşlarını oturtup öyle yanımıza geliyor” diye belirtti.   ‘Çocuklarımızın talebi haklı bir taleptir’   Zelal’in 1 Mart’ta açlık grevine girdiğini telefonda öğrendiklerini dile getiren Urmiye, “Babasına telefonda Kürt halkı için, üzerimizdeki baskının kalkması için ve en önemlisi tecridi kırmak için bu eyleme girdiklerini anlatmış. Akşam babası eve geldiğinde bana söyledi. O akşam misafirim vardı. Bir sürü yemek yapmıştım. Bir lokma bile boğazımdan geçmedi. Bir lokma bile yiyemedik. Çocuğumun eylemine destek veriyorum. Çocuklarımızın tutuklandığı, öldürüldüğü yeter. Yazıktır gençliklerine, ömürlerine. Çocuklarımızın talebi haklı bir taleptir. Bu kadar insan bu eyleme katılmışsa demek ki bir bildikleri var” dedi.    ‘Bu mücadelede binlerce genç yaşamını yitirdi’   Tecridin herkese uygulandığını vurgulayan Urmiye, tecridin kalkmasıyla tüm insanların rahata kavuşacağını belirtti. Urmiye, şöyle devam etti: “Barış gelecek. En çok da barışı gençlerimiz için istiyorum. Sadece kendi çocuğum değil, binlerce genç bugün cezaevlerinde, açlık grevinde. 30 yıldır bu mücadelede bir değil iki değil binlerce genç yaşamını yitirdi. Sadece benim çocuğum olsa diyecektim benim ki tektir. Çok fazla annenin yüreği yandı. Bir evden birisi mücadeleye katılmışsa şehit olmuşsa o ev artık eskisi gibi olmaz. Acıları dinmez. Üzerlerindeki baskı bitmez. Biz biliyoruz ki kızımızın cezası 7 senedir, bitecek. Binlerce insan müebbet ceza almış onların aileleri ne yapsın? Tüm bunların son bulması için tecridin kalkması gerekiyor. En çok da bu yüzden bu eyleme destek veriyorum” ifadelerini kullandı.   ‘Durumları kötü olmasına rağmen çok umutlular’   Her hafta Zelal’in görüşüne gittiklerini anlatan Urmiye, “Biz evde onu düşündükçe çok kötü oluyoruz gittiğimizde bize o moral veriyor. Çok zayıflamış. İnsan çok üzülüyor. Açlık çok zordur. Ama kızımın yanında ilk gruptan Evin Kaya’yı görüyorum. Halleri kalmamış, tek başına yürümekte zorlanıyor. Durumları kötü olmasına rağmen çok umutlular. ‘Eylemimiz boşuna değil siz de inanın’ diyorlar. Benim çok hassas olduğumu biliyor. Yanındayken kendimi tutamıyorum ağlıyorum. Mahsum Pamay fedai eylem gerçekleştirdiğinde görüşe gitmiştik. Aileler olarak ayakta duracak gücümüz kalmamıştı. Hem yıkıldık hem de çok korktuk” diye belirtti.    ‘Bu sessizlikten korkuyoruz’   Urmiye, şöyle dedi: “Bizim çocuklarımıza inancımız tamdır ama dışarıya bakıyoruz bu sessizlikten korkuyoruz. Kimse ‘Bu kadar insan aç. Bir şeyler yapalım’ demiyor. Bir tek annelerin üzerinde kalmış mücadele. Onlara da zulüm uyguluyorlar. O anneler bu muameleyi hak etmiyor, suyu, copu hak etmiyor. İşte çocuklarımız da bu zulmü ortadan kaldırmak için bu eylemi yapıyorlar. Devletin bunu görüp bir adım atmasını istiyoruz.”