Şule Çet davası ertelendi: Olay yeri keşfi yapılacak 2019-05-15 15:04:59   ANKARA -Şule Çet davasında sanıklar Berk Akand ve Çağatay Aksu yine çelişkili ifadeler verirken, avukatları ise davaya yönelik kamuoyu baskısı yapıldığını iddia etti. Mahkeme heyeti, olay yeri keşfine karar vererek, duruşmayı 10 Temmuz'a erteledi.   Ankara'da cinsel saldırıya maruz bırakıldıktan sonra Yelken Plaza'nın 20'inci katından atılarak katledilen 23 yaşındaki Şule Çet için açılan davanın 2'inci duruşması Ankara 31'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü. Duruşma salonu küçük olduğundan kaynaklı Şule'nin davası Ankara 12. Ağır Ceza Mahkemesi salonuna alındı. Duruşmaya Şule'nin ailesi ve avukatlarının yanı sıra Halkların Demokratik Partisi (HDP) Milletvekili Oya Ersoy, Filiz Kerestecioğlu, CHP Milletvekili Alpay Antmen'in yanı ile çok sayıda kadın kurumu katıldı. Şule'nin ölümünden sorumlu sanıklar Berk Akand ve Çağatay Aksu'nun aileleri de duruşma salonunda hazır bulundu.    Kadınların yoğun ilgi gösterdiği duruşmaya, "kasten öldürme", "cinsel saldırı ve hürriyeti tahdit" suçlarından müebbet ve 39 yıla kadar hapis cezası istenen sanıklar Berk Akand ve Çağatay Aksu da hazır bulunduruldu.    Salonun küçük olmasından kaynaklı hem müşteki avukatları hem de izleyicilerden tepki geldi. Müşteki avukatı "Sayın hakim Ankara Adliyesinde bundan daha büyük bir duruşma salonu var. Sizin bunu ön görmemeniz mümkün değil. Meslektaşlarım dışarda" diyerek tepki gösterdi.  40 yakın avukat müşteki tarafı olarak duruşmaya katıldı.   Sanık avukatları duruşmaya geç kaldı   Avukatlar tüm meslektaşlarının içeriye girmesini isteyen müşteki avukatları, "Biz ayakta durmaya razıyız. Tüm meslektaşlarımızı alın" dedi. Duruşma salonun sanık avukatların geç kalması dikkat çekti. Duruşma salonu önünde bekleyen avukatların alkışlı, sloganlı tepkileri sonucunda mahkeme başkanı avukatların salona alınmasına izin verdi.  Mahkeme salonu kapısında "Bu ne biçim adalet" sloganları atıldı.  İstanbul, Adana ve Türkiye Barolar Birliği davaya katılım talebinde bulundu.   Olay anına ait görüntüler paylaşıldı   Kimlik tespiti ardından Şule'nin avukatı Umur Yıldırım'ın, olay yeri ve düşme anı sonrasındaki görüntülerin izlenmesi talebine ilişkin olay yeri görüntüleri için hazırlanan videolar salona yansıtıldı.   Umur,  sanıkların hikaye anlattığını, anlatılan hikayeye inanmadıklarını söyledi. Sulh Ceza Hakimliği tarafından olay günü çekilen görüntülerin internete düştüğünü oradan aldığını belirten Umur, olay yeri görüntüleri ile hangi delillerin karartıldığını göstereceğini aktardı. Olay gününe ait görüntüleri davaya müdahil olmadığını, paylaşılan görüntüler ile olay günü görüntülerini anlatacağını belirten Umur, "Olay beyaz koltukta gerçekleşti. Olay eğlenilen odada gerçekleşti. Sanıkların iddia ettiği oda da gerçekleşmedi. Olay misafir odasında gerçekleşti. Berk Akand'ın pencerenin pervazında sol avuç içine ait DNA bulundu. Olay öncesinde koltuklar simetrik sonrasında attıkları için cama yakın. Attıkları cam videolarda 4 yada 5 kez görülüyor ve açık bir şekilde. Olay yeri resimlerinde ise sonuna kadar açık" diye konuştu. Umur, olay günü çekilen ve internete düşen videolar ile olay sonrasında çekilen videolar üzerinden yaşananları anlattı.   'Şule eğlenilen odadan düştü'   "Şule'nin misafir odasında düştüğü iddia ediliyor ancak Şule aslında soldan düştü. Çünkü emniyet krokisinde Şule'nin söylenen oda da düşmesi fizik kurallarına aykırı. Şule'nin cesedi eğlendikleri odanın tam altında" diye konuşan Umur, olay gününe ait Berk ve Çağatay, Şule'nin baz istasyonlarından telefon hareketliliklerini duruşmada sundu. Umur, "Olay saatinde uyuduğunu iddia eden Akand, uyumuyor. Bilgisayarın saatleriyle oynandın. Anlatılan hikayeye bizim karnımız tok. Sarı bezin üzerinde hiçbir şey yok. Berk 'in söylediği sarı bezin olay yeri görüntüsü ortada" diye ekledi.   'Şule'ye verilen hap sorgulanmalı'   Şule'nin çantasında ve evinde hap çıkmadığını, Şule'nin vücudunda çıkan ilacın kim tarafından verildiğinin sorgulanması gerektiğini kaydeden Umur, "Şule'ye o hap kim tarafından verildi. Şule kendi mi aldı yoksa onlar mı verdi?" diye sorarak, Şule'nin ilaç kullandığı raporun 2016 yılına ait olduğunu kaydetti.    Berk Akand kendi ifadesini yalanladı!   Sanıklardan Çağatay Aksu, baz istasyonundan gelen verilerin yanlış olduğunu iddia etti. Söz alan sanıklardan Berk Akand ise baz istasyonunda gelen verilerde uyumadığı ve yalan söylediği yönündeki beyanlara ilişkin, "Uyuduğumu söylemiyorum. İçim geçmiş. Ben itirafçı olmadım. Alev savcıya söyledim zaten Çağatay'ın bardakları yıkadığını" diyerek kendini savundu.  Berk, ilk duruşmada olay saatinde uyuya kaldığını belirtmişti.   Sanık avukatına göre Şule intihar etmiş!   Sanık avukatı Levent Ökten, "Baz istasyonundan 3-5 metreden veri alınamaz. Orada dolaştığının tespit edilmesi mümkün değil. Ben onun yaşından fazla avukatlık yaptım. Kimin menfaat çatışması olacağını ondan daha iyi bilirim. Berk ile Çağatay arasında menfaat çatışması yok. Dosya başından belli iddialarla yürüyor. Mahkumiyete yetecek deliller değildir" iddiasında bulundu. Levent, Şule'nin kullandığı iddia edilen ilacın kullanım klavuzunda 24 yaşın altında kullananlarda intihara sürüklenme olacağı iddiasını yenileyerek Şule'nin intihar ettiğini öne sürdü.    Sanık avukatlarından olay yeri keşfi talebi   Sanık avukatlarından İskender Fatih Balkış da baz istasyonundan gelen veriler ve müşteki avukatlarının beyanlarına katılmadığını kaydetti. İskender, "Çağatay neden Berk'i kurtarmaya çalışsın. Hayal ürünüdür. Kroki var ama keşif talep ediyorum. Şule'nin düştüğü yerin misafir odasına yakın olduğu kroki üzerinden anlatılıyor. Krokinin yanlış olduğunu düşünüyorum. Olay yeri inceleme ve cinayet büro hakkında soruşturma açılması gerekir. O yüzden olay yeri keşfi istiyoruz" diye konuştu.   Sanık Berk Akand'ın avukatı Paşa Büyükayaer de savunmasında Şule'nin iç çamaşırlarına dair bilgiye emniyet tutanaklarında yer verildiğini iddia etti. Paşa, duruşmanın iddialar üzerinde yürüdüğünü öne sürdü.   Annesine Şule'nin yanında olduğunu söylememiş   Daha sonra Çağatay Aksu'nun annesi duruşmada tanık olarak dinlendi. Anne, "Şule'yi tanımadım. Olay günü iftar yemeğimdeydim. Akşam 22.30'da eve döndüm. Çağatay'ı aradım, eve geç kalma dedim. O da tamam dedi. En son gece 2.15'de sahur yemeğini yedikten sonra uyudum. Ramazan da içki içmesini tasnip etmediğim için sinirlenerek, telefonunu kapattım. Sonra uyudum yanında sadece Berk'in olduğunu söyledi. Çağatay'ın telefonuna ulaşamadım. Öğleden sonra 16.30-17.00 dan sonra arkadaşı bana ulaştı ve durumu aktardı" diye anlattı.   Salonda gerginlik yaşandı   Çağatay'ın annesinin müşteki avukatlarına ithamda bulunması salonda gerginliğe neden oldu. Sanık yakınları tarafından Şule'nin babasına "Kızına sahip çıksaydın" sözleri sarf edilmesine, müşteki avukatları tepki göstererek, tutanağa geçilmesini talep etti. Avukatların sözlü saldırılara cevap vermesine müdahale eden jandarma görevlileri, "Dışarda gösteririm sana" sözlerini söylemesi salonda gerginliği yükseltti.   Yaşananların tutanaklara geçmesini isteyen avukatlara mahkeme başkanı tarafından "Ben duymadım" yanıtı geldi. Avukatların tepkisi üzerine Jandarma görevlisi mahkeme salonundan çıkarıldı.    'Şule hayat doluydu'   Şule'nin arkadaşlarından Gözde Yalçın'da duruşmada tanık olarak dinlendi. Şule'nin hayat dolu olduğunu belirterek, intihar etmesinin mümkün olmadığını belirten Gözde, Şule'nin tek amacının okulunu bitirmek olduğunu kaydetti. Gözde , "Berk ve  Çağatay'ı daha önce hiç görmedim. Çağatay'ın kendisini taciz ettiğini söylemişti. Şule'den iki yıl önce ayrıldım, Konya'ya taşındım. Uzun süredir çok sevdiğim bir arkadaşımdı, iletişimimiz hiç kopmadı" dedi.   Tanık olarak dinlenen Şule'nin erkek arkadaşı şunları söyledi: "Şule ile birlikte 2016 yılında Adana Yüreğir Hastanesi'nde Psikiyatri bölümüne birlikte gittik. Doktorla yaptığımız görüşmede birbirinize iyi davranın dedi. Şule herhangi bir rapor ya da ilaç verilmedi. İstanbul'a gitmek istediğini söyledi. Çağatay ya da Berk'ten söz etmedi."   'Tecavüz var'   Tanıklar ardından söz alan müşteki avukatı Onur Tatar, Mersin Üniversitesi Dekanlığı Adli Tıp Kurumu akademisyenleri tarafından hazırlatılan mütalaanın yasal bir hak olduğunu belirterek, imzacı akademisyenleri mahkeme salonunda dinleteceklerini söyledi. Erciyes Üniversite'sinden  Şule'nin  nerden düştüğüne dair bilimsel rapor aldıklarını aktaran Onur, "Mersin Üniversite raporunda, elle boğma olgusu, boyun kırığı iddiası var. Dış müdahale ile gerçekleşeceği söyleniyor tüm bunların aksi raporlarla ortaya konulmalı. Maktülde tırnak aralarında bulunan dokular var. Anal bölgede tükürük, ısırık var. Bunlar tokalaşma ile geçmez, tecavüz edilmiş. Atmadan önce tecavüz girişiminde bulunulduğu ve başarıya ulaşıldığı raporlarda tespit edilmiş" diye ekledi.   Şule'nin vücudunda bulunan ilacın da sanıklar tarafından verildiğini dile getiren Onur, olayın tasarlandığını kaydetti.   'Düşüş noktasını mahkemeye sunacağız'   Söz alan müşteki avukatı Ferhat Geveç, bir sonraki duruşmada olay yerine dair bilimsel bir rapor hazırlatacaklarını ve mahkemeye sunulacağını kaydetti. Ferhat,  Şule'nin ölümü sonrasında çekilen olay yeri görüntüleri üzerinden şunları söyledi: "Yere düşüş açısı baş aşağı bu intihar eden bir kişi için mümkün değil.  Şule'nin sol ayakkabısı sağ dirseğinin altında bulunuyor. Ayakkabının Şule'den önce düşmesi mümkün değil. Maktülün kafasının çitlere çarpması sonrasında beyinde dağılmalar oluyor ve sağ ayakkabıya baktığında bu beyin dağılımının üzerine düşmüş. Bunun mümkün olması için ayakkabının sonradan atılması gerekiyor. Bir kişi önce ayakkabısını atıp, sonra kendisini atmaz. Celse arasında sonraki celseye mahal yerindeki keşifle similasyon görüntülerini mahkemeye sunacağız" ifadesinde bulundu.   Sanık Çağatay Aksu cezaevinden ödül almış!   Yeniden söz alan sanık Çağatay Aksu, "iyi" bir insan olduğunu savunarak,  "Ben kendimi savunamayayım delil bulun. Suçsuzum Beraatımı alım gidim. Cezaevinde davranışlarımdan dolayı iki ödül aldım. Cezaevinde müdür, başmüdür ile aram iyi. Onlar adamın iyisini gözlerinden anlıyor" dedi.    Sanıklardan Berk Akand da suçsuz olduğunu öne sürerek, tahliyesini talep etti. Dosyada elle tutulur bir delil olmadığını ileri süren Berk Akand'a mahkeme heyeti, "Şule sizinle iken ayakkabısı ve çorabı ayağında mıydı" diye sordu. Berk, "Ayakkabı ve çorapları ayağındaydı. Başka bir şey demeyeceğim" diye sözlerini sonlandırdı.   Sanık avukatı şahitlerin yalan söylediğini öne sürdü   Sanık avukatı Levent Ökten söz alarak, Şule'nin okulundan transkript istenmesini talep etti. Levent, şahitlerin yalan söylediğini ve Şule'nin derslerinin kötü olduğunu iddia etti. Levent, ayrıca Şule'nin babasının kızına para göndermemesi ile derslerinin kötü olmasından kaynaklı intihar ettiğinin kanıtı olduğunu öne sürdü. Majör depresiflerin çok hızlı bir şekilde intihara meyilli hala gelebileceğini savunan sanık avukatı, tahliye talebinde bulundu.    Sanık avukatı: Yatsın içeride    Sanık avukatı İskender Balkış ise amaçlarının gerçeği ortaya çıkarmak olduğunu ve müvekkili  Berk Akand'ın olayın tanığı olduğunu iddia etti.  İskender, "Müvekkillerim de eğer ifade değişikliği yada bir delil çıkarsa ben bu dosyayı bırakırım. Yatsın içerde rapora kadar bir dahaki mahkemeye kadar tahliye istemiyorum" diye konuştu.   Sanık avukatı Paşa Büyükayaer de müvekkiliyle ilgili bir DNA bulunması halinde dosyadan geri çekileceğini belirtti. Tüm sanık avukatlarının birbirini tekrarlayarak "davadan çekiliriz" söylemi dikkat çekti.   Sanık avukatları ayrıca davaya kamuoyu baskısı yapıldığını öne sürerek, mahkeme üzerinde baskı oluşturulduğunu iddia etti.    Sanıkların tutukluluk halinin devamına karar verildi   Ara kararlarını açıklayan mahkeme heyeti, karar altına alınan şu talepleri sıraladı: "Olay yerinde keşif yapılması ve yerin uygun hale getirilmesi için Emniyet Müdürlüğü'ne müzekkere yazılmasına, sanık avukatlarının talebi olan  Şule'nin olay günü telefon kayıtlarının istenmesi, psikolojik tedavisine ilişkin evrakların ilgili kurumlardan istenmesine, kullandığı ilaçlar bu ilaçların etkilerine dair gerekli bilgilerin istenmesine, olay yeri kamera görüntülerini içeren CD'lerin dudak okuma konusunda uzman bilirkişiye gönderme, sanıkların aralarında ve olay sırası ve sonrasındaki konuşmaların tespiti yazılı hale getirilerek, mahkemeye sunulması, Adli Tıp'tan raporun beklenmesi, sanıkların tutukluluk halinin devamına karar olunur."    Bir sonraki duruşma ise 10 Temmuz tarihine ertelendi.