İHD İzmir Şubesi: Anadillerin önündeki engeller kaldırılmalıdır 2019-05-15 14:39:45   İZMİR -  İHD İzmir Şubesi, Kürt Dil Bayramı dolayısıyla yaptığı açıklamada, Kürtçe ve diğer ana dillerin öğretilmesi, üretilmesi ve konuşulması önündeki engellerin kaldırılması için çağrı yaptı.    İnsan Hakları Derneği İzmir Şubesi 15 Mayıs Kürt Dil Bayramı dolayısıyla dernek binasında basın toplantısı düzenledi. Toplantıda, basın metnini Kürtçe olarak İHD İzmir Şubesi Dil Komisyonu’ndan Vedat Çaçan, Türkçesini İHD İzmir Şube yönetiminden Cemile Karakaya okudu. Toplantıda AKP döneminde devletin Kürtçeyi kendi tekeline almaya çalıştığı belirtilirken ana dillerin konuşulması, üretilmesi ve öğretilmesi önündeki engellerin kaldırılması çağrısında bulunuldu.   ‘Devlet kurulduğundan bu yana Kürtçeyi yasakladı’   Kürtçenin yaşadığı saldırılar ve asimilasyon politikalarına rağmen hala varlığını sürdüren kadim bir dil olduğunu dile getiren Cemile, Türkiye’de farklı etnik kökene mensup halkların, dillerin, dinlerin ve kültürlerin, yurttaş statüsü ile yaşadığını hatırlattı. Cemile tek devlet, tek millet, tek bayrakla homojen bir millet yaratılmaya çalışıldığını, Kürtçenin cumhuriyetin kurulmasından bu yana yasaklarla karşılaştığını söyledi.   ‘Kürtçe konuşmanın ölümle cezalandırıldığı dönemler yaşandı’   Kürtçenin 12 Eylül askeri darbesi ile başlayıp 25 Ocak 1991’e kadar yasaklandığını belirten Cemile, bu tarihten sonra da Kürtçe yayın, sanat, edebiyat yapanların baskı ile karşı karşıya kaldığını kaydetti. Cumhuriyet tarihi boyunca iktidarların Türkçe dışındaki anadilleri yok sayarak Kürtçeyi kullanan sanatçıların, yazarların, Kürt halkının varlığını ve dilini savunan siyasetçi ve aydınların sürgün, cezaevi ve ölümle cezalandırıldığını vurguladı.    ‘Devlet Kürtçeyi kendi tekeline almaya çalıştı’   Kürt Dili üzerindeki yasak ve baskıların AKP döneminde hafifletilmiş gibi görünse de “açılım” adı altında TRT 6 kurulduğunu, diğer tarafından ise OHAL döneminde Kürtçe yayın yapan birçok televizyon kanalı, çocuk kanalı olan Zarok TV dâhil, kapatıldığını söyleyen Cemile, “Devlet Kürtçeyi kendi tekeline almaya çalışmıştır. Yine Türkiye’de ilk kez Kürtçe günlük yayınlanan gazete olan Azadiya Welat yıllarca davalar, baskılar ve kapatmalara direnmiş, ancak AKP döneminde OHAL KHK’si ile kapatılmış, birçok emekçisi cezaevlerine atılmıştır. Kürtçe alanında çalışmalar yapan ve eğitimler veren İstanbul Kürt Enstitüsü, KURDÎ-DER, Kürt kültürünü ve folklorunu yaşatmaya çalışan MKM gibi kurumlar yine aynı dönemde KHK’ler ile kapatılmıştır. Kayyım atanan belediyelere bağlı kreş ve gündüz bakımevlerinin çoğu kapatıldı. Kayyımlar belediyelerdeki Kürtçe tabelalara dahi tahammül edemeyip söktürdü. Ahmed-i Hani, Mehmed Uzun gibi ünlü Kürt düşünürlerin adını taşıyan anıtlar yok edildi veya parklardan isimleri silindi” diye konuştu.    ‘OHAL ana dil hakkını elinden aldı’   Anadilde eğitimin temel bir insan hakkı olmasına rağmen Türkiye’nin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nde şerh koyduğu bir madde olmasının bir utanç vesilesi olduğunu dile getiren Cemile, “Dünyada birçok ülkede resmi dil sayıları oldukça fazladır. Örneğin Güney Afrika Cumhuriyeti’nde tam 11 dil resmi dil statüsündedir ve her yurttaş kendi anadilinde eğitim alma tercihine ve özgürlüğüne sahiptir. Türkiye’de ise ancak ‘Yaşayan Diller ve Lehçeler’ adlı seçmeli derslerle Kürtçenin Kırmanci ve Dimilkî lehçelerinde haftada sadece iki saat olan dersler açılmış, ancak çoğu yerde öğrencilerin bu hakları okul idarelerinin keyfi tutumlarına bağlı kılınmıştır. Bir taraftan da OHAL döneminde 250’den fazla öğrencisi olan Diyarbakır’daki Ferzad Kemanger Okulu kapatılarak öğrenciler anadilinde eğitim hakkından mahrum bırakılmıştır” sözlerini kullandı.    Cemile son olarak, Kürt Halkı ve Türkiye’deki diğer tüm halkların özgürce anadillerinde konuşma, eğitim alma ve anadillerinde üretmenin önündeki engellemelerin kaldırılması için çağrı yaptı.