Geceyi aydınlatan Leyla 45 yıl önce herkesin bir parçası oldu! 2019-05-11 09:04:02   Sibel Özalp   HABER MERKEZİ - Kürt özgürlük mücadelesi tarihinde idam edilen ilk Kürt kadını Leyla Qasım’ın yaktığı direniş meşalesi, Kürt kadınları tarafından gürleştirilerek günümüze ulaştırıldı. Irak diktatörlüğüne karşı Kürtlerin direniş sembolü olan Leyla, Cigerxwîn’in dizelerindeki gibi herkes oldu, herkesten bir parça oldu: “Leyla kî ye? Leyla jin e. Leyla min e.”   Kürt kadın özgürlük tarihinde direniş geleneğinin oluşmasında tarihi bir rol oynayan Leyla Qasım, artık Kürt’ün eski Kürt olmadığını ve kadının da köle kadın olmadığını gösterdi. Katledilen yüzlerce Kürt kadının isyancı ve özgürlükçü ruhları Leyla’nın şahsında kendisini var etti. 12 Mayıs 1974 tarihinde 4 arkadaşıyla birlikte Baas rejimi tarafından idam edilene kadar da başını eğmeyen Leyla, idam sehpasında: “Beni öldürerek yok edebilirsiniz. Ama benim ölümüm binlerce Kürt’ün uyanışı olacaktır” dedi.    Özgürlüğe, ülkesine ve halkına siper olan gece saçlı kadınların hikayesi olan Mezopotamya coğrafyasında, inkara karşı bedenini yırtarcasına haykıran kadındı Leyla. Yüreğinin bahçesine ülkesinin tüm renklerini sığdıran ve 45 yıl önce darağacına giderken en güzel sözünü, Kürt kadınlarının yüreğine nakşeden.   Kürtlerin hafızasızlığa itildiği yüzyılda dünyaya geldi   Leyla Qasım, 1952 yılında Irak’ta İran sınırına yakın olan Xaneqîn kentinde Dalaho Qasım ve Kanî'nin üçüncü çocuğu olarak dünyaya geldi. Kürtlerin sınırlarla bölünerek hafızasızlığa itildiği bir yüzyılda doğan Leyla’ya gece yarısı dünyaya geldiği için Arapça “gece” anlamına gelen Leyla ismi verildi. Leyla, ilk ve ortaöğrenimini gördükten sonra yoksulluk ve göç ile yazılan bir halk hikayesinden payına düşeni alarak ailesiyle birlikte Bağdat’a göç etti.   Bağdat’ta lise öğrenimini tamamlayan Leyla, Bağdat Üniversitesi’nde sosyoloji eğitimi görmeye başladı ve 20 yaşındayken Kürdistan Öğrenciler Birliği (YXK) ile tanıştı. YXK’ye destek veren Leyla, toplumsal eşitlik, kadın hakları ve Kürt sorunu üzerinde yoğunlaşıyordu o dönem. Leyla, aynı zamanda kadın haklarını ihlal eden yasalarla da mücadele etti. Kendi isteği ile aldığı sosyoloji eğitimini, Kürt toplumunun gerçekliğini çözümleme perspektifi ile değerlendirdi.   ‘Kölelik Kürtlerin kaderi değil’   Kısa zaman içinde Kürt Öğrenci Birliği’nin aktif üyesi oldu ve Bağdat Üniversitesi’ndeki Kürt öğrenciler üzerinde belirgin etkisi vardı. Bu dönemde Saddam Hüseyin’in Kürt düşmanlığı üzerine bir makale yazdı ve bu nedenle rejimin hedefi haline geldi. “Kölelik Kürtlerin kaderi değil” diyordu ve ulusal kurtuluş mücadelesinin aktif bir militanı olmak için peşmergelere katılma kararı aldı.    Leyla’nın Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) peşmergelerine katıldığı dönemde, 11 Mart 1970’te Saddam Hüseyin ile Mustafa Barzani arasında özerklik anlaşması yapılmıştı. Yapılan anlaşmaya göre, Güney Kürdistan’ın 3 vilayeti olacaktı, Erbil başkent olacak ve parlamento kurulacaktı. Merkezi Irak Hükümeti’nde 5 bakan ve başbakan vekilinin Kürtlerden atanmasının yanı sıra Kürtçe ikinci resmi dil kabul edilecekti. Ancak bu anlaşmanın birçok maddesi yaşama geçmeden 1974 yılında Irak rejimi tarafından ihlal edildi ve iki taraf arasında savaş yeniden başladı. Irak ordusu tüm gücü ile saldırmaya başladı, İran da sınırını kapatıp Kürtlere yardımını kesti.   Leyla sessiz kalmayı ihanetle eşdeğer saydı   1974’ün baharında Baas rejimi Kürtlere karşı savaş açtı, yoğun tutuklama ve katliamlar gerçekleştirdi, birçok Kürt ailesini Bağdat’tan çıkardı. Irak rejimi Qeledize kentini bombaladı ve bombalama sonucunda 3 sivil yaşamını yitirdi. Daha sonra Halepçe’yi bombalayan rejim, birçok sivilin yaşamını yitirmesine neden oldu.   Bu süreçte Leyla Qasım ve arkadaşları, sessiz kalmayı ihanetle eşdeğer saydı ve Kürtlerin sesini dünyaya duyuracak bir eylem hazırlığına girdi. Biraz da Filistinli direnişçi Leyla Halid’in uçak kaçırmasından esinlenerek, uygulanan işgal ve baskıya dikkat çekmek amacıyla uçak kaçırma eylemi gerçekleştirmek istedi. Ancak bu eylemde istenilen düzeyde başarılı olamadı. Leyla, daha eylem girişiminin hemen başında arkadaşlarıyla birlikte 24 Nisan 1974’te Baas rejimi tarafından esir alındı. O dönem Baas rejimine bağlı radyo ve televizyon kanalı El Sure, Leyla Qasım ve arkadaşlarını “terörist” olarak adlandırdı. Rejimin bütün baskıları ve dayatmalarına karşı Leyla ve arkadaşları geri adım atmadı.   ‘Saç örgülerimden bayrak yapsınlar’   Leyla, 1974’ün Nisan ayında ağır işkencelerden geçirildi. Kısa süren düzmece bir yargılama sonrasında, idama mahkum edildi. Ağır işkencelere rağmen teslim olmayan Leyla, diktatör Saddam Hüseyin’in emriyle Cevad Hemevendî, Nerîman Fuad Mestî, Hesen Heme Reşîd ve Azad Suleyman Mîran adlı 4 arkadaşı ile beraber 12 Mayıs 1974’te saat 07.00’da idam edildi. İdam edilmeden önce annesiyle kısa bir görüşme fırsatı bulan Leyla, annesine “Güzel annem; tasalanma, ben bir dava insanıyım artık. Kürt halkı ve Kürdistan için savaşıyorum. Dün Saddam ve beraberinde bir grup buraya geldi. Beni kandıracağını, ilkelerimden taviz vereceğimi zannediyordu. Hatta mücadeleden vazgeçmem için maddi tekliflerde bulundu. İstediğim okullarda öğretmenlik yapabileceğim vaadinde bulundu. Fakat ben bunları kabul edemeyecek kadar onurlu olduğumu, halkımı satmayacağımı söyledim. Kendimi Kürt ve Kürdistan davasına adadığımı, bu mücadele uğruna idamı onurla karşıladığımı söylemem üzerine çılgınlaşan koca Saddam’ın ne kadar zavallılaştığını gördüm. Anne bizim ölümümüzle binlerce Kürt insanı uyanacak, özgürlük bayrağımız dalgalanacak. Ben öldüğümde üzülmeyin, saç örgülerimden bayrak yapsınlar” şeklinde vasiyette bulundu.   Leyla çağdaş bir direniş destanı yazdı   22 yaşında idam sehpasına cesur adımlarla yürüyen Leyla Qasım’ın son sözleri, hala Kürtlerin kulaklarında çınlıyor: “Beni öldürerek yok edebilirsiniz ama benim ölümüm binlerce Kürt’ün uyanışı olacaktır.” Irak işkencehanelerinde direnişin sembolü olan Leyla’nın idam sehpasına giderken Kürt ulusal marşı Ey Reqib’i okuduğu dilden dile hala dolaşır.    Bunların yanı sıra dönemine göre yaptığı özgürlük çıkışıyla birçok kadının cesaretinin gelişmesine ve ulusal bilincinin derinleşmesine büyük bir katkı sağladı.    Kürt kadınlarının sembolü oldu   Kürt özgürlük mücadelesi tarihinde idam edilen ilk Kürt kadın olan Leyla Qasım’ın yaktığı direniş meşalesi, Kürt kadınları tarafından geçen yıllara meydan okurcasına gürleştirilerek günümüze ulaştırıldı. Baas rejimi tarafından talihsiz bir Mayıs sabahı idam edilen Leyla, devrimci kadınların öncüsü ve Kürt kadınlarının sembolü oldu.    Efsaneleşen Leyla Qasım’ın 1974 yılında idam edilmesinin ardından Kürt kadınları, doğan kız çocuklarına Leyla adını verdi. Leyla’nın kahramanlığı Seyda Hêmin Mûkryanî, Cigerxwîn, Şêrko Bêkes ve birçok Kürt sanatçının yazdığı şiir ve şarkılarla dilden dile dolaştı. Leyla’nın hafızalara kazınan fedai kişiliği etkileyici müzik ve imgelemlerle Kürt kültüründe yerini aldı.   Leyla Qasım kî ye?   Ölümünün ardından Leyla, tıpkı Şair Cigerxwîn’in dizelerindeki gibi herkes oldu herkesten bir parça oldu: “Leyla kî ye? Leyla jin e. Leyla min e.”