İHD’nin Yaşam Nöbeti başladı 2019-05-04 18:47:59   İSTANBUL - İHD İstanbul Şubesi tutsakların yaşam hakkına sahip çıkmak devlete sorumluluklarını hatırlatmak için Yaşam Nöbeti’ne başladı. Yaşam Nöbeti’ne katılan aileler çocuklarını ölüme terk edemeyeceklerinin söyledi.     İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi, tutsakların yaşam hakkına sahip çıkmak, devlete sorumluluklarını hatırlatmak için bugün ‘Yaşam Nöbeti’ne başladı. İHD İstanbul Şube Binası’nda başlayan Yaşam Nöbeti 5 gün boyunca 16.00-19.00 saatleri arasında gerçekleştirilecek. Burada konuşan İHD İstanbul Şube Başkanı Gülseren Yoleri, cezaevlerinde açlık grevi eyleminin devam ettiğini hatırlattı. Açlık grevi eyleminin artık kritik bir aşamaya geldiğini dile getiren Gülseren, “Yine bildiğiniz gibi 7 mahpus bu süreçte yaşamına son verdi. Yaşama son verme eyleminden sonra mahpuslarla yaptığımız görüşmelerde mahpusların çözümsüzlük karşısında hem hükümetin bu noktada adım atması, hem de toplumdaki sessizliğe karşı böyle bir harekette bulunduklarını söylediler. Bugün bütün bu süreçlerin üzerine olumlu herhangi bir şey eklenmemişken olumsuz başka bir şey eklendi. 15 kişi ölüm orucuna başladı” diye kaydetti.   Çözümsüzlüğün derinleştiği bir noktada hükümetin adım atmadığı bir noktada başlayan ölüm oruçlarının kendilerini daha fazla kaygılandırdığını kaydeden Gülseren, bu nedenle yaşam nöbetini yineleme ihtiyacı duyduklarını belirtti.   ‘Yaşama dair söyleyecek çok şeyimiz var’   Yaşam Nöbeti’nin devam ettiği süre içerisinde tutsak yakınları, toplumun tüm duyarlı kesimlerini burada görmek istediklerini ifade eden Gülseren, burada oluşturulacak olan fotoğrafın aslında yaşama ne kadar kıymet verildiğinin fotoğrafı olacağının vurguladı. Herkesin yaşama dair söyleyecek çok şey olduğunu dile getiren Gülseren şöyle devam etti: “Hükümetin tavrı siyasi olduğunu bir kez daha söylüyoruz. Çünkü tamamen hukuki bir talebin karşılanmamasından söz ediyoruz. Bu açlık grevi sürecinin belki de en dikkat çekenlerden bir tanesi. Tamamen anayasanın kanun önünde eşitlik ilkesi yine ceza infaz kanunun hükümlüler için ön gördüğü uygulamalar, Türkiye’nin uygulamakla hükümlü olduğu uluslararası sözleşmeler uygulandığında sorun rahatlıkla çözülebilecektir. Bir sorun insanların, mahpusların canını almaya devam ediyor. Bu noktada aslında bu sorun tüm toplumun sorundur. Bu sorun hepimizin sorunu. Herkes açlık grevini desteklesin demiyoruz. Aslında yaşamı riske edebilecek her türlü eylemin önerilmemesi gerektiğini düşünüyoruz. Ancak açlık grevlerinin protesto amaçlı başlamış olması ve açlık grevindekilerinin taleplerinin meşruluğu yine açlık grevindekilerin yaşadıkları sorunların takip edilmesi ve çözülmesi gerektiğini savunuyoruz.”   ‘Her bir birey bizim için kıymetli’   Tüm toplumun tutsakların talebine ses vermesi gerektiğinin altını çizen Gülseren, esas olarak yaşamı öncelemek gerektiğinin belirtti. Yaşam hakkını korumaya çalışmanın herkesin sorumluluğu olduğunu dile getiren Gülseren, “Biz devletin mahpusların yaşam hakkını koruması gerektiğinin bir kez daha altını çizmek istiyoruz. Bize esas olarak devletten hükümetten beklentimiz var. Bu sorunu çözmesi gereken güçler bunlar çünkü. Bu yüzden biz bir kez daha buradan hükümete ve devlet yetkililerine çağrıda bulunuyoruz. Bir an evvel hukuk uygulansın. İnsan haklarına aykırı davranılmaktan vazgeçilsin. Her bir birey her bir mahpus bizim için kıymetli” diye ifade etti.   ‘Biz evlatlarımızı orada ölüme terk edemeyiz’   Gülseren’in ardından Silivri Cezaevi’nde kalan ve 131 gündür açlık grevinde olan Zafer Sağlam’ın annesi Halime Sağlam söz aldı. Zafer’in sağlık durumunun gittikçe kötüye gittiğini dile getiren Halime, “Geçtiğimiz gün kelepçeli halde hastaneye götürülmüş. Hastanede akşama kadar nezarete atmışlar. Sözde hastaneye götürmüşler. Birde cips ikram etmişler. Alay eder gibi cips ikram etmişler. Oğlum zaten tedaviyi kabul etmemiş cezaevine geri götürmüşler. Ben devlete adalet bakanlığına sesleniyorum. Bizde anneyiz. Bizi artık kimse durduramaz biz evlatlarımıza sahip çıkacağız. Biz evlatlarımızı orada ölüme terk edemeyiz. Ne yapıyorlarsa yapsınlar biz anneleri durduramazlar. Toplanalım Ankara’ya gidelim. Neresi olursa olsun gidelim. Eğer biz evlatlarımıza sahip çıkmazsak evlatlarımızı kurtaramazsak hiç kimse evlatlarımızı kurtaramaz. Devlet bizim evlatlarımızı nasıl sağlam alıp oraya koymuşsa biz yine onlardan öyle sağlam istiyoruz. Bu devletin görevidir. Bu devlet buna mecburdur” diye konuştu.   ‘Bu gasp dalga dalga yayılıp her tarafa gidiyor’   Silivri Cezaevi’nde kalan ve 65 gündür açlık grevinde olan Hebun Sumeli’nin babası Naci Sumeli ise, hiç kimsenin çocuğunun açlık grevinde erimesini istemediğini söyledi. Ancak açlık grevine girenlerin son derece haklı son derece sıradan bir talebi olduğunun altını çizerek şunları dile getirdi: “Bu insanların talebi bu kadar sıradan kanunlarla yasalarla belirlenmiş bir hakkın göz göre gasp edilmesidir. Herhangi bir hukuk devleti böyle bir uygulama yapmaması gerekiyor. Biz şu anda tamamen korsan bir tutumla karşı karşıyayız. Korsan bir biçimde bu insanların hakları gasp edilmiş. Bu gasp oradan başlıyor dalga dalga yayılıp her tarafa gidiyor. Açlık grevinde olan çocuklarımız bunun farkında ve bunu dile getiriyorlar. Biz dışarıda bu hakları kazanmaya yönelik herhangi bir somut adım atamadığımız için bu insanlar kendi hayatlarını ortaya koydular. Bizim bu saatten sonra yapacağımız tek şey hepimizin biraz daha fazla risk alarak bu tehlikeli gidişatın önüne geçmektir.”   Yaşam Nöbeti’nde birçok kişi konuşarak duygularını ve taleplerini dile getirdi. Nöbet saat 19.00’da sona erecek.