Açlık grevindeki tutsak: Tecrit bir gün herkesi kuşatacak 2019-05-04 09:08:55   İZMİR - Tecride karşı 65 gündür açlık grevinde olan Şükran Özer, tecride karşı daha ses çıkarılması gerektiğini belirterek, “Tecrit bir gün herkesi kuşatacak” dedi. Anne Emine Özer de, bir an önce adım atılması çağrısı yaptı.    PKK Lideri Abdullah Öcalan’a yönelik tecridin kaldırılması talebiyle açlık grevinde olan tutsaklardan biri de Şükran Özer. 65 gündür açlık grevinde olan Şükran, Alanya L Tipi Cezaevi’nde 2 yıldır tutsak bulunuyor. 27 yaşındaki Şükran’ın annesi Emine Özer, acilen adım atılmasını istedi.   ‘Çiller zamanında da aynı şeyler olmuştu’   Devlet baskısı nedeniyle Mardin’den İzmir’e göç etmek zorunda kaldıklarını belirten Emine, bu kez de Şükran Alanya’da tutsak olduğu için oraya gidip gelmek zorunda kaldıklarını söyledi. Uzaklık nedeniyle kızını sık sık göremediğini aktaran Emine, 12 saatlik yolculuğa bir de maddi zorlukların eklenmesi nedeniyle en son 8 Nisan’da görüşe gidebilmiş. 7 bini aşkın tutsağın açlık grevinde olduğuna dikkat çeken Emine, “Ölümler yetmedi mi? Biz Çiller zamanında da aynı şeyi gördük. Şimdi de Erdoğan zamanı aynı şeyler oluyor. Artık tecridi kaldırsınlar, açlık grevleri de son bulsun” dedi.   ‘Ne gecemiz gece ne gündüzümüz gündüz’   Kızının ve tüm açlık grevi direnişçilerinin dışarıda ses çıkarılmasını istediklerini vurgulayan Emine, “Eve geldiğimde pişman oldum keşke orada kalsaydım. Ne gecemiz gece ne gündüzümüz gündüz. Kaç gündür yemek yiyemiyoruz. Slogan atmalarını bile istemiyorlar. 15 gün hücreye attılar bu nedenle. Moralleri yüksekti, bana ‘kararlıyız ve biz başaracağız’ dedi. Tutsaklar dışarıda eylem yapılmasını istiyor. Kızım bana ‘tecrit bir gün herkesi kuşatacak’ dedi. Yurtseverler için sadece değil herkes için diyorlar. Aileler ayaklansın, anneler ayaklansın, herkes ayaklansın. Ben neden evde oturayım? Çıkalım evlerimizden. Nereye gidilecekse giderim. Ankara derseniz oraya da giderim. Ama geç olmadan gidelim” ifadelerini kullandı.    ‘Devletin zulmü hep vardı’   Açlık grevindeki çocuklarına ses olmak isteyen annelere yönelik şiddete de tepki gösteren Emine, şunları dile getirdi: “Annelerin tansiyonu var, şekeri var, her türlü hastalığı var. Bize ‘terörist’ diyorlar. Kürt olduğumuz için mi? Diktatörlüklerini devam ettirmek için böyle söylüyorlar. Atatürk neden önemliyse Abdullah Öcalan da bizim için öyledir. Barış istiyor, özgürlük istiyor. Hiçbir Kürt kendini evinde hissetmiyor. Bizim kaç defa evimiz basıldı. Üzerimizde çok baskı var. Neredeyse sürekli hapis, çocuklarımızı hep baskı altında büyüttük. Köydeyken baskıdan dolayı buraya geldik, yine baskı gördük. Zulüm devam etti.”    ‘Bir merminin parasını üzerimizden hesaplıyorlar’   Barışın sadece Kürtler için değil askere gönderilen yoksul çocukları için de gerekli olduğunun altını çizen Emine, “Onlar da ölmesin. Hangi zenginin çocuğu ölmüş? Fakirler askere gidiyor, parası olan parasını verip gitmiyor. Oysa tecrit kaldırılsa barış olur. Onlar masayı devirdiğinden beri Abdullah Öcalan üzerinde tecrit var. Abdullah Öcalan üzerindeki tecrit kırılırsa açlık grevleri de biter. İstekler yasal. Savaşın rantçıların işine yarıyor. Bir merminin parasını bizim üzerimizden hesaplıyorlar. Onlara yarıyor. Bir soğanın kilosu 8 TL olmuş. Kimin işine yarayacak, fakirin işine yaramaz. Askerin canı gider, yoksulun canı gider” diye konuştu.