TTB üyelerinin karar duruşmasında savcı mütalaasını değiştirmedi 2019-05-03 14:40:14   ANKARA - Efrîn saldırısına ilişkin “Savaş Bir Halk Sağlığı Sorunudur” başlıklı bir bildiri yayınlayan TTB’nin 2016-2018 dönemi Merkez Konsey üyeleri hakkında açılan davanın karar duruşmasında savcı mütalaayı değiştirmedi.    Efrîn saldırılarına ilişkin, “Savaş Bir Halk Sağlığı Sorunudur” başlıklı açıklama nedeniyle 2016-2018 dönemi Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi üyelerinin yargılandıkları davanın karar duruşması Ankara 32’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülüyor. TTB ile dayanışma amacıyla Avrupa Hekimler Daimi Komitesi (CPME) önceki dönem Başkanı Dr. Jacques de Haller’in de izlediği duruşmaya, Baro başkanları ve yönetim kurulu üyeleri vekil olarak katıldı. Bunun yanı sıra tabip odaları, sendikalar,  meslek örgütleri temsilcileri ile çok sayıda hekim ve milletvekili de duruşmaya katıldı.    'Savcı mütalaasını değiştirmedi'   Mahkeme başkanın savcıya mütalaasının aynı olup olmadığını sorması ile başladı. Savcı mütalaasının aynı olduğunu söyledi. Ardından hekimler mütalaaya karşı savunma yaptılar. Hekimler suçlamaların hiçbir delile dayanmadığını ifade ederek beraatlarını istedi.   İlk savunma veren hekim TTB Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Raşit Tükel, “Savaş bir halk sağlığı sorunudur”  başlıklı açıklamanın ülkenin bulunduğu duruma dikkat çeken nitelikte olduğunu söyleyerek, “Çoğu sağlık sorunu bireyin etkisi altında olmadan ekonomik, toplumsal nedenlerle gerçekleşir. Hekimler olarak en temel görevimiz hiçbir ayrım gözetmeksizin insanların sağlıklarıyla ilgilenmektir. TTB kurulduğu güden bu yana savaşa karşı çıkmakta, halk sağlığı sorunu oluşturacak her türlü şeyin ortadan kaldırılmasını önemsemektedir” dedi   'Savaşa karşı olduğum için gurur duyacağım'   Ardında savunma yapan Prof. Dr. Taner Gören ise şunları aktardı: “Daha önceki duruşmalarda verdiğimiz sayfalarca savunmalarımızın ardından savcı bu savunmalarımızı dikkate almadan önceden hazır ettiği mütalaasını vererek cezalandırılmamızı önermiştir. Yanlış hukuk sistemine rağmen bu davadan ceza alırsak savaşa karşı durduğum için gurur duyacağım.”   Savunmasını yapan TTB Merkez Konseyi üyelerinden Dr. Selma Güngör ise, “Savaşın yarattığı kötülükler için barış istenir” diyerek açıklamayı insanlık,  yaşam ve barış için yaptıklarını ifade etti.   'Adil olmaya çağırıyoruz'   Ardından TTB Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Sinan Adıyaman savunma yaptı.  Sinan, yaşam hakkını savunduklarını dile getirerek,  “Biz bütün bir hayatımızı bununla geçirirken şimdi burada bu suçlamalarla yer almayı kabul etmiyoruz. TTB, kimse istediği için açıklama yapmaz. TTB olarak adil olmayan dünyada adil olma ortamına çağırıyoruz” diye konuştu.    Hekimlerin savunmalarının ardından avukatlar söz aldı. İlk söz alan Ziynet Özçelik, savcının bir önceki duruşmada, TTB Merkez Konseyi üyelerinin beyanlarını dinlemeden, Flash diskinde duruşma bile yapılmadan önce hazırladığı mütalaayı açıkladığını ve bunun da iddianamenin aynen kopyalanıp yapıştırılmasından ibaret olduğunu söyledi. İlk duruşma bile yapılmadan ceza  talebinde bulunarak hukuka, görevinin gereklerine aykırı davrandığı gerekçesiyle savcının değiştirilmesi talebiyle Cumhuriyet Başsavcılığı’na yaptıkları başvurunun reddedildiğini söyledi.   Beraat talebi    Ziynet, savcının tarafsızlık ilkesini ihlal ettiğini ifade ederek, şöyle konuştu:  “Esas hakkındaki mütalaada iki kısım dışında tamamen iddianamenin aynısıdır. Varsayımlarla belirtilen suçun işlendiği ifade edilmiştir. İddia makamının dayadığı deliller hukuka aykırı elde edilmiştir. Burada suçun unsurlarının oluşmadığına dair AİHM’in kararlarında belirtilen içeriklerini dilekçemizde yer verdik. Yargıya güven, yargıcın davranışları ile artabilmekte ve azalabilmektedir. Davranışları halkın yargıya güven duymasına katkı sağlamaktadır.  İddia makamının anayasadaki kanaate ve hak özgürlüklerini ihlal etmiş delil olmaksızın mahkemeniz müvekkillere karşı dürüst yargılama ilkesine aykırı olarak, gerçeklerle uyuşmayan bir suçun oluşturup bu suçtan ceza almalarını sağlayarak, düşüncesi farklı olan insanların yargılandığı bir ortam haline gelmiştir. Beraat kararı verilmesini talep ediyoruz”    ‘Bunların neden suç sayıldığını anlamadık'   Ardından söz alan avukat Mustafa Güler, soruşturma kapsamında el konulan dijital materyallerin her birinden farkı bir örgüt çıkardıklarını ifade etti. Bilgisayarlardan elde edilen ama her hangi bir yerde paylaşılmayan, “10 Ekim Gar Katliamı ve katliamcıları asla unutmayacağız” metnin de suç sayıldığını ifade eden Mustafa, “Evlerden kitaplar toplatıldı. Bir evden alınan ‘Devrem ve Yol’ başlıklı Yolcuların Düşü kitabı sayfa numarası belirtilerek uzun uzun özetlenmiş.  Ama bunun neden suç sayıldığına dair herhangi bir açıklama yapılmamış. Bunların neden suç sayıldığını anlayabilmiş değiliz. İddianamede üzerine konuşabileceğimiz birkaç şey tek var” ifadelerini kullandı.      Duruşmada hazır bulunan baro başkanları da söz alarak müvekkillerinin beraatını istedi.   'Hekimlerin yargılanması utanç vericidir'   İzmir Barosu Başkanı Avukat Özkan Yücel, cezaevlerinde devam eden açlık grevlerine dikkat çekerek, “Bugün cezaevlerinde insanlar ölüm orucunda, ben baro başkanı olarak hukukun gereğini yerine getirin, buna son verin dersem, ölüm orucundakiler PKK’lidir,  sen de PKK’yi destekledin derler.’ Savaş bir halk sağlığı sorunudur’ diyen hekimlerin bugün bu solunda yargılanması bu ülke için utanç vericidir. Bu solundakiler sizlerle, hükümetle aynı düşünmek zorunda mıdır?  Vereceğiniz karar bu ülkeden demokrasinin,  yargı sisteminin işleyip işlemediğini ortaya koymaktadır. Bende burada söylüyorum, bugün operasyonlar hala devam ediyor, savaş bir halk sağlığı sorunudur" diye konuştu.    Avukatların beyanlarının ardından duruşmaya ara verildi. Duruşma saat 14.30 da devam edecek.