Açlık grevindeki tutsak: Unutmayın vicdana vurulan copların izi geçmez 2019-05-01 11:28:18   DİYARBAKIR - Karabük T Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutsak bulunan ve 1 Mart’ta açlık grevine başlayan Hasan Umut Özer, “Kürt gençlerine çağrımızdır; Kürdistan tarihinin hiçbir dönemin de Kürt gençliğinin böylesi basit bir duruş sergilediği görülmemiştir. Ne önderlik ne de şehitler bunu kabul edecektir. Gençliğin bu saatten sonra kendini silkelemesi, ‘genç başladık ve genç başaracağız’ şiarıyla alanlara çıkması gerekiyor” dedi.   Tecride karşı başlattığı açlık grevi eyleminin 137’nci gününe giren Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı ve Halkların Demokratik Partisi (HDP) Hakkari Milletvekili Leyla Güven’in ardından açlık grevleri bölge ve Türkiye cezaevlerine yayıldı. Eyleme 1 Mart itibariyle tüm tutsaklar dahil olurken dün 15 tutsak ise ölüm orucuna başladı. Tutsak yakınları yaşanan süreçten kaygı duyarken, tutsakların başlattığı eylem için seferberlik çağrısında bulundu. Karabük T Tipi Kapalı Cezaevi’nde 5 Ocak tarihinde Murat Kozat, Ali Haydar Elyakut ve Seyfettin Kurt süresiz dönüşümsüz açlık grevine başlarken, 1 Mart tarihinde çok sayıda tutsak eyleme dahil oldu. 1 Mart’ta eyleme dahil olanlardan biri de 8 yıldır tutsak bulunan Hasan Umut Özer… Haftalık telefon görüşünde ailesini arayan Hasan Umut, açlık grevleri süresince yaşamını sonlandıran tutsakları saygıyla andığını kaydetti.   Hasan Umut’un ilettiği mesaj şu şekilde:   “Sekiz arkadaş fedai eylem yaparken bize önemli bir mesaj verdiler. Bize sessizliğin ölüm olduğunu ve direnmenin yaşam olduğunun mesajını verdiler. Bu eylemin daha da yükselmesi gerekiyor. Bizler direneceğiz bizim isteklerimiz yerine getirilmeden grevi bırakmayacağız. Bedeli ne olursa olsun. Bizler bu direnişi bütün irademizle devam ettireceğiz.  Bu gün de 15 özgürlük çiçeği ölüm orucuna başlamıştır. Bizler sözümüzü tutuk. Elbet bu direniş bedel isteyecektir. Bu devrimin izinde gidenler bu bedeli ödemek için hazırlar. Tecrit 7 Kürt gencini aldı. Tecrit kırılsın ve bizler yaşayalım diye canları feda ettiler. Ama şunu tüm dünya bilsin ki sadece onlarla sınırlı kalmayacaktır. Binlerce özgür canlar bedel vermeye hazırdır.   Abdullah Öcalan ve halkımız için feda ediyoruz bu canları. Bizler korkmuyoruz ve direnmeye devam edeceğiz. Halk ta korkmasın, düşmanın zulmü korkutmasın sizleri. Bu korkular için de kalan asıl düşmandır. Herkes gördü dirimizden olduğu kadar cenazelerimizden de ne kadar korktuklarını. Bunların yanı sıra herkes annelerimize yapılan saldırıyla hükümetin ne kadar sıkıştığına tanıklık etti. Anneler çocukları ölmesin diye cezaevleri önüne geldiler, onlar haince ve büyük bir şiddetle onları darp ettiler.   ‘Unutmayın vicdana vurulan copların izi geçmez’   Bizler bunu soruyoruz sizlere neden hala sessizsiniz? Vicdan kalmadı mı? Annelere karşı saldırılar direnişe yol açmalıydı. Maalesef insanların vicdanı kuru, sağır, dilsiz olmuştur. Direnişe kalktığınız da dövüle bilirsiniz. Coplarla saldırıp sizi zindanlara atabilirler. Bunlar korkutmasın sizleri. Bu acı ve cop izleri bir gün geçecektir ama unutmayın vicdana vurulan copların acısı ve izi geçmez. Bu saatten sonra herkes vicdanına ses vermeli ve ahlaki davranmalı. Vakit zindanlara ve grevlere sahip çıkma vakti. Tutsak aileleri bize sahip çıkmalı ve bunlarla da sınırlı kalmamalı. Her anne, kardeş, baba bizlere sahip çıkmalı öncelikle ailelerimiz sahip çıkmalıdır. Her yeri ve her sokağı diyarı gezerek bizi anlatın. Herkese söyleyin bizim çocuklarımız sizin çocuklarınızdır. Çocuklarımız ölüm kefeni giymişler deyin. Artık ayağa kalkma zamanıdır.   ‘Sessiz kaldığınız için öldüler!’   Bizler Kemallerin, Hayrilerin yoldaşlarıyız. Bizler 14 Temmuzun izcisiyiz. Bizler Seyit Rıza’nın torunlarıyız. Onların Kürt halkına verdikleri sözü bizler yerine getireceğiz. Bizler söz veriyoruz onların ruhlarını şad edeceğiz. Bizler gene duyurumuzu yapıyoruz. Ben de vicdanlı ve inançlıyım diyen herkes; sessizlik girdabından kurtulmalıdır. Bunu söyleyip dillendirmemiz lazım. Sessizlik bizi öldürecek. Bu saatten sonra hangimiz şehit düşersek mezar taşımıza ‘sessiz kaldığınız için öldüler’ diye yazın.   ‘Kürdistan tarihinde gençliğin pasif duruşuna rastlanmaz’   Kürt gençlerine çağrımızdır; Kürdistan tarihinin hiçbir dönemin de Kürt gençliğinin böylesi basit bir duruş sergilediği görülmemiştir.  Ne önderlik ne de şehitler bunu kabul edecektir. Gençliğin bu saatten sonra kendini silkelemesi, ‘genç başladık ve genç başaracağız’ şiarıyla alanlara çıkması gerekiyor. Kürt gençliğinin bu sessizliği ve Kürt ananlarına yapılan zulmü kabul etmemeleri gerekiyor. Bunu kendilerine bir baş kaldırma gerekçesi yapmalıdır. Zindan direnişine sahip çıkmak her Kürt gencin vicdani sorumluluğu ve ahlaki duruşunun karşılığıdır. Bilmeliler ki binlerin gözü Kürt genciğindedir. Kürt kadınları zaten her direnişte kendini sergiliyor. Gençlerin de alana çıkması gerekiyor. Bunun için büyük bir sorumluluk üstlenmesi gerekiyor. Sesiz kalmamaları gerekiyor. En son diyoruz ki vicdanınıza ses verin ve sesiz kalmayın. Direnişimize ses olun. Bizler hep birlikte önderliğin ve Kürt kadın öncülüğünde de başarıyı elde edecek ve özgürleştireceğiz.   Son olarak 1 Mayıs gününü kutluyor tüm emekçilere kutlu olsun diyoruz. Hiç kimse güneşimizi karartamaz. Biji berxwedana zindanan.”