Mahalleliler konuştu: Yaşananlar devlet politikası 2019-04-26 09:23:28   Safiye Alağaş    İSTANBUL - Küçükçekmece’nin Kanarya Mahallesi’nde yaşanan cinsel istismar, kadınlar başta olmak üzere birçok kesimin tepkisine neden oldu. Yaşanılanların devlet politikası sonucu olduğunu kaydeden kadınlar, “Kürt olduğumuz için göz yumuluyor. Kürtlerin çocuğuna ne olursa olsun umurlarında değil. Başka çaresi yok kadınlar başkaldırıp direnecek mücadele edecek” dedi.    İstanbul’un Küçükçekmece ilçesine bağlı Kanarya Mahallesi’nde 23 Nisan günü 5 yaşındaki bir kız çocuğunun cinsel istismara maruz kalması büyük tepkileri beraberinde getirirken, mahallelerin ve kamuoyunun baskısı sonucu fail yakalandı. İlerleyen saatlerde ise gözaltına alınan faillerin sayısı 9’a yükseldi. Mahallede görüştüğümüz kadınlar, 3 gündür yaşadıklarını anlattı.   Olay günü yaşananları mahallelilerden öğrenen Fatma Ece, “Söz konusu çocuk olunca ailenin yaşadığı sokağa gittim. Orada 7-8 polis vardı. Biri bakkalın kamerasına bakmaya gitti. 2 çocuktan failin eşkalini alıyorlardı. Sonra tekrar dükkanıma döndüm. Komşular dahi gidip aileye bakmamıştı. Sadece çocuğun amcasının eşi vardı orada. Ertesi gün kadınlar olarak bir araya geldik. ‘Buna tahammül edemeyeceğiz’ dedik. Olayı yapanların yanına kalmamalı. Eğer bu yaptıkları onların yanına kalırsa yarın bu çocukların başına daha kötü şeyler getirirler. Bundan daha kötü bir şey yok zaten. Eğer bunu kabul edersek o zaman biz her şeyi kabul ederiz. Bu tür olayları kabul etmemeliyiz. Gerekirse İstanbul’u yürüyerek dolaşır ayağa kaldırırız. 3 gündür mahallede yürüyüş yapıyoruz. Bütün dünya duysun bizi” diye konuştu.    ‘Çocukları savunmanın nesi ayıp’   Tepki amaçlı 10 kadınla mahallede yürüyüşe başladıklarını ifade eden Fatma, “Aşağı gidene kadar 15 kadın olduk. Yürüyüş devam ettikçe kalabalıklaştık. Karakolun önüne gittik. Polis bize bakıp gülüyor. Sanki bizimle alay ediyorlardı. Bize ‘Bizimde çocuklarımız, üzerinde duracağız. Bizimde canımız acıyor çünkü bizimde çocuklarımız var’ diyorlardı. Madem sizin de içiniz acıyor nasıl sadece 10 polis olay yerine geliyorsunuz? İncelemede bulunuyorsunuz? Yürüyüş sırasında önümüzden geçen insanlar dahi bizimle dalga geçiyorlardı. Dün yaptığımız yürüyüş sırasında o izdihamda o kıyamette bazı insanlar bize ‘Zaten Kanarya Mahallesi yürüyüş yapmak için bir bahane arıyor’ diyordu. Demek ki bizi küçümsüyorlar. Kimsenin bizi küçümsemesine izin vermeyeceğiz. Gerekirse daha beterini yapacağız. Burada böyle bir şey daha yaşanırsa kıyameti koparacağız. Kim olursa olsun, peşini bırakmayacağız. Diyorlar ‘yürüyüş yapmayın ayıptır.’ Niye ayıpmış. Çocukları savunmak için yürüyüş yapmanın nesi ayıp. İnsan çocuklarına, komşusuna, çevresine cesaret vermese nasıl cesaret gösterilip tepki gösterilecek. İnsanlar yalnız kaldığında zaten tepki göstermeye cesaret edemez. Ailenin kendisi ses çıkarmadı. İnsanlar diyor ‘kız çocuğudur ayıptır, büyütmeyin.’ Bu çocuk erkek çocuğu da olabilirdi. İnsanlar böyle bir şeye tahammül edebiliyorsa başını kumun içine gömsün ve hiç çıkarmasın. Hem de gündüz sokak ortasında bunu yapabiliyorlar. Burada bizim utanacağımız bir şey yok. Çocuklar annelerinin elini bırakmıyorlar artık” ifadelerini kullandı.   ‘Çocukları dışarı çıkarmaya korkuyoruz artık’   Çocuğunu kapının önüne çıkmaya korktuğunu dile getiren Zekiya Özdemir, tüm mahallelinin psikolojisinin bozulduğunu söyledi. Çocuğunun tek başına lavaboya dahi gidemediğini dile getiren Zekiya, “Oğlum evde dahi ‘anne ben nasıl lavaboya gideceğim’ diyor. Dışarı çıkarmaya korkuyoruz artık. Oyun oynamaya çıktıklarında onlarla birlikte çıkıyoruz. Biz bu tür olayların yaşanmasını istemiyoruz. Bu kişinin bulunup cezalandırılmasını istiyoruz” dedi.    Polis: Ne olmuş sanki   Mahalledeki yürüyüşe öncülük eden 70 yaşlarındaki Fecriya Kaplan, yaşananları şöyle anlattı: “20 yıldır burada yaşıyorum. Bir şey görmedim. Ama bu gün Kanarya’da kadınların sayesinde dünya yankılandı. Ne hakları vardı bunu bize yaşattılar. Ne hakları var bu çocuklara bunları yapıyorlar. Küçücük çocukların ne günahı var. Biz evimizden çıkmaya korkuyoruz. İçeriye giriyoruz kapımızın kilidini 3-4 kez kilitliyoruz. Kapımız çaldığında 10 kez ‘kim o’ diye bağırıyoruz. Korkuyoruz artık. Biz karakolun önüne gittik yaşadıklarımızı anlatıyoruz. ‘Bunlar neden yaşanıyor’ diye sorduk. Polis, ‘Hiçbir şey yok. Ne olmuş sanki. Ne var hiçbir şey’ diye cevap verdi. Kürtlerin çocuğuna ne olursa olsun umurlarında değil. Ne hakları var bunları yapıyorlar. Sokak sokak gezip başıboş serseri insanları aramaları gerekiyor. Diyorlar Kürtlerin çocukları böyle sokaklarda. Kürtler ne yapmış. Kürtler onurlu ve mücadelecidir. Namussuz olanlar bize bunları yaşatanlardır. Önceki gün yürüyüş sırasında bize gaz bombası attılar. Bu sabaha kadar da hala nefes alamıyordum. Biz Kürtler onurluyuz ve tabi ki ayağa kalkacağız, tepki göstereceğiz. Dünyayı ayağa kaldıracağız. Bizden ne istiyorlar?”   ‘Uyuşturucu, taciz, tecavüze göz yumuluyor’    Mahallede yoğunlukta Kürtler yaşadığı için uyuşturucu ve tacize göz yumulduğunu belirten Türkan Batı da, tepkisini şöyle dile getirdi: “Taciz, tecavüz yaşanıyor ‘olsun’ diyorlar. Yeter ki buralarda siyasi eylemler yapmasınlar, Kürtlerin başına ne gelirse gelsin. Kanarya’da bu yüzden bunlar yaşanıyor. Yoksa hangi vicdan ahlak 5 yaşındaki çocuğa tecavüz eder. Hangi halk olursa olsun nerede olursa olsun kimse 5 yaşındaki çocuğa tecavüzü kabul etmez. Bütün bunlar devletin politikaları sonucu yaşanıyor. O erkek kendi başına gelip o çocuğa bunları yaşatmadı. Gayet devletin Kürtler üzerindeki politikaları sonucu bunlar yaşanıyor. Biz 3 gündür mahalleli olarak ayaktayız. Ama polis bize hiçbir şey söylemiyor. 3 gündür sürekli yürüyüş gerçekleştiriyoruz. Her yere gittik. Kürt olduğumuz için göz yumuluyor. Sizlerde görüyorsunuz cezaevlerinde bu kadar açlık grevleri var. Anneler sokaklarda kimse sesimizi duymuyor. Bu gün bu çocuğun başına bunlar geldi. Yarın başka bir çocuk aynısını yaşar. Artık tacize, tecavüze karşı başkaldırmalıyız.”   ‘Ne erkek, ne devlet zulmünü kabul etmiyorum’   Olayla ilgili getirilen yayın yasağına da tepki gösteren Türkan, “Dün bir gazeteciye tepki gösterdim. ‘Eğer yayınlamayacaksanız çekmeyin’ dedim. Buraya gelmişsin benimle röportaj yapmışsın yayınlamadıktan sonra ben neden konuşayım ki boşuna. 2 gündür televizyonları izliyorum hiç biri yayınlamıyor. Fox güya demokrat bir kanal. Hayır demokrat değil. Hiçbir Türk kanalı demokrat değil. Demokrat televizyon kanalı kalmadı. Hepsi Erdoğan’ın kontrolüne geçmiş. Yalnızca sosyal medyada sesimizi duyurabiliyoruz. Artık yeter Kürt çocukları öldürülüyor, tecavüze uğruyor. Bütün bunların bir sebebi olmalı. Mahallenin psikolojisi allak bullak olmuş. Kadınlar evde oturmaktan bile korkuyor. Çocuklarının elleri sürekli onların ellerinde. Bu mahallede hiç böyle bir şey yaşanmadı. Önceleri kapımızı açık bırakabilirdik. Gece yarısına kadar çocuklarımız kapının önündeydi. 20 yıldır bu mahallede yaşıyorum. Eskiden kapımızı açık bırakıp gitseydik kaygılanmıyorduk. Ama şimdi evde bile üzerimize kapıyı kilitliyoruz. Bu sapıkları içimizden atalım artık. Devlet bizim için bir şey yapmıyor. Gerçekten bir şey yapmıyor. Biz kendimize yapmazsak kimse yapmaz. Erkekleri de geçtik. Biz kadınlar el ele verip sokaklarda olmalıyız. Mücadele etmeliyiz. Kadınların başka çaresi yok. Kadınlar başkaldırıp direnecek mücadele edecek. Ben Kürt kadını olarak ne erkek zulmünü, ne devlet zulmünü kabul etmiyorum. Yüzlerce erkeğe değişmem kendimi. Erkek nedir. Ben kadınım o da erkek. Birbirimizden farkımız yok. Tecavüz ediyorlar ‘kadın namusuz’ diyorlar. Namussuzluk yapan erkek. Erkek yapmış, ama namussuz olan kadın oluyor. Bunun sebebi nedir? Ben bundan bir şey anlamadım” diye konuştu.