Açlık grevinin 112’nci gününde: Bu direniş kadınların başına çiçekten taç olacak 2019-04-26 09:06:54   Şehriban Aslan   BATMAN - İmralı tecridine karşı Kayseri Bünyan Cezaevi’nde 112 gündür açlık grevi eyleminde olan Berivan Bitmen, ailesine gönderdiği mektupta “Bu tecrit Saraların ruhuyla aşılıp buharlaşacak, Kürdistanlı kadınların başına çiçekten taç olacaktır bizim bu direnişimiz” diye belirtti.    Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı ve Halkların Demokratik Partisi (HDP) Hakkâri Milletvekili Leyla Güven, PKK Lideri Abdullah Öcalan’a yönelik tecridin kaldırılması talebiyle başlattığı açlık grevi eylemi 170’inci gününe girdi. Leyla öncülüğünde başlatılan açlık grevi eylemi cezaevlerinde, Federe Kürdistan ve Avrupa’da yayılmaya başladı. Açlık grevine giren eylemcilerden biri de Kayseri Bünyan Cezaevi’nde bulunan Berivan Bitmen. 5 Ocak’tan bu yana süresiz-dönüşümsüz açlık grevi eyleminde olan Berivan’ın yakınları, sağlık durumuna dikkat çekti.    HDP Batman Milletvekili Ayşe Acar Başaran’da geçtiğimiz günlerde twitter hesabından Berivan’ın durumuna ilişkin bir paylaşımda bulunmuştu. Ayşe paylaşımında şunları kaydetti: “Berivan geceleri uyuyamıyor, boğazından koyu kahverengi bir akıntı akmaya başladığı, bacağının altında toplanan kitlenin diz altına komple yayıldığı, bacaklarının tutmadığı ve avukat görüşüne tekerlekli sandalye ile çıktığı, birkaç haftadır da göğsünde kitle toplandığı ve yayıldığı biliniyor.”   ‘Kafasına koyduğunu mutlaka yapar’   Berivan’ın “Daima bildiğini okuyan, ‘dediğim dedik’, asla geri adım atmayan ve kafasına koyduğu şeyi anında yapan” biri olduğunu belirten ailesi, Siirt’in Eruh ilçesinde yaşadıklarını fakat 90’larda devreye konulan devlet baskısından dolayı batı metropollerine göç ettiklerini söyledi. Berivan’ın, 3 yıl önce “örgüt üyeliğinden” tutuklandığı ve 3 cezaevi değiştirdiği basına yansımıştı. Ailesi, “Berivan özellikle Kobanê olaylarından çok etkilendi. Ardından Nusaybin’de ‘örgüt üyeliği’nden dolayı tutuklandı. Mardin Cezaevi’nde 1 yıl kaldı, oradan Tarsus Cezaevi’nde sonrasında da Kayseri Bünyan Cezaevi’ne gönderildi. Şu an Bünyan Cezaevi’nde kalıyor. Bünyan’da bir defa 10 günlük süreli açlık grevinde bir defa da 40 günlük açlık grevine girmişti. Şu an ise süresiz dönüşümsüz olarak 5 Ocak’tan beri açlık grevindedir” diye belirtti.   ‘Bizden daha moralliler’   Aile, yaşananlara ve Berivan’ın durumuna ilişkin ise şunları söyledi: “Yürüyemeyecek durumdaydı arkadaşı onu getirdi, duymakta zorlanıyordu, sesimizi yükseltmemizi söylüyordu. Bu hafta aradığında dizlerine ve kollarına arkadaşlarının zeytinyağı sürdüğünü ancak bu şekilde azda olsa hareket ettirebildiğini söyledi. Uyku bozukluğu, mide bulantısı, görme problemi yaşadığını söyledi. O haline rağmen moralleri çok iyiydi ve kendisi bize moral veriyordu. Kendilerinin iyi olduğunu haklı talepleri olduğunu ve tecrit kırılana dek bu eylemi sürdüreceklerini kaydetti.   ‘Uluslararası kurumlar ne işe yarıyor?’   Artık bir adım atılması ve muhatap kimse artık devreye girilmesi gerekiyor. Tutsakların bu durumunu gördükten sonra dayanamayıp cezaevi müdürü ile konuşuldu. ‘Siz de hiç vicdan yok mu? Neden bir şey yapılmıyor? Siz nasıl eve gidip çocuklarınızın yüzüne bakıyorsunuz’ denildiğinde ‘Bıraksınlar, ben görevimi yapıyorum yapabileceğim bir şey yok. Kendilerinden geçtiği an müdahale ederiz’ yanıtı verildi. Böyle bir müdahale olursa gerisini düşünmek dahi korkunç geliyor. Uluslararası kurumlar ne işe yarıyor, neden ses çıkarılmıyor?   ‘Bu halde dahi cezalar veriliyor’   Tutsakların bu durumlarına rağmen görüş, etkinlik ve iletişim cezası veriliyor. 4 aydır görüşe gidemiyoruz. En son Nisan ayında görüşe gidebildik ve yine Berivan ceza aldı. İhtiyaçları yeteri kadar karşılanmıyor ve doktor kontrolleri yeteri kadar yapılmıyor. Artık herkes elini taşın altına koysun ve tutsakların sesini duyup duyursun.”   Berivan ise, ailesine geçtiğimiz günlerde gönderdiği mektubunda şunları kaydetti:   “Mezopotamya’da şafak vakti söken zengin yaşam aydınlığı, direniş ile baharlaşan ülkenin zafer türküsüyle sizi selamlıyor ve sevgilerimi gönderiyorum. Her anlamda moralli, iyi ve sağlıklı olmanızı umut ediyorum. Sevgili ablam bizlerin felsefesi ‘yaşa ve yaşat’ felsefesidir. Bu felsefe ile mücadele eder ve savaşırız. Bu felsefe de ‘nasıl yaşamalı’ sorusuna cevaptır. Bu felsefe yaşama kattığımız anlam biçimidir. Evet bu felsefeyi önemsiyoruz. Peki nasıl bir yaşam? Kendini bilme olgusuyla özgür yaşamdır. ‘Kendini bil’ felsefesi girdiğin yol gerçekliğinin somut bir şekilde sıralanmasıdır. Bu yol kendini adamadır yani kendini arındırmadır. Arındırmada kendini bil felsefesinden gelir. Bilge’nin üzerinde 21 yıllık ağırlaştırılmış tecridi kırma, yetersiz yoldaşlığı aşma şiarıyla başlattığımız topyekûn direnişimiz Kemal Pirlerin ruhuyla mücadeleleştirmektedir.   Kadın özgürlüğüne önder ve sembol olan Bilge ile özgürlük toplumsallaşacak ve sembolleşecektir. Özgür güneşe uygulanan bu tecrit Saraların ruhuyla aşılıp buharlaşacak, Kürdistanlı kadınların başına çiçekten taç olacaktır bizim bu direnişimiz. Zirveleşecek tarihi güne adımlayıp uzanan açlık grevi eylemi zindanlardan Bilge’ye kanatlanan özgürlük aşkı olacaktır.”