Özgürlükçü Demokrasi davasında tahliye 2019-04-10 15:41:23   İSTANBUL - Kapatılan Özgürlükçü Demokrasi gazetesinin 5'i tutuklu 14 çalışanının yargılandığı davanın duruşmasında gazeteciler İshak Yasul ve Hicran Urun tahliye edildi. Mütalaasını veren savcı 7 gazeteci hakkında ceza istedi.    Kapatılarak mallarına el konulan Özgürlükçü Demokrasi gazetesinin 5'i tutuklu 14 çalışanının yargılandığı davanın 4'üncü duruşması İstanbul 23'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü. Tutuklu yargılanan gazetenin Yazı İşleri Müdürü İshak Yasul, İmtiyaz Sahibi İhsan Yaşar ve editörler Mehmet Ali Çelebi ile Hicran Urun duruşmada hazır bulundu. Mizgin Fendik'in Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile katıldığı duruşmaya tutuklu gazeteci Reyhan Hacıoğlu ise katılmadı. Gazeteciler elleri kelepçeli bir şekilde duruşma salonuna getirildi. Tutuksuz gazeteciler Ramazan Sola ve Pınar Tarlak'ın hazır bulunduğu duruşmayı aileler ve çok sayıda gazeteci izledi.    Savcı ceza istedi   Duruşma, savcının esas hakkındaki mütalaasını okuması ile başladı. Mütalaada, Hicran Urun, İhsan Yaşar, Pınar Tarlak, Mehmet Ali Çelebi, İshak Yasul ve Reyhan Hacıoğlu için "Örgüt üyesi olmak", "Zincirleme olarak örgüt yayınlarını basmak ve yayınlamak" ve "Örgüt propagandası yapmak" iddiasıyla, Ramazan Sola ve Mizgin Fendik için de "Örgüte üye olmamakla birlikte bilerek ve isteyerek örgüte yardım etmek" iddiasıyla ceza istendi. Savcı, dosya kapsamında hakkında yakalama kararı bulunan gazetecilerin dosyasının ayrılmasını talep etti.    İshak Yasul mütalaaya karşı söz alarak, "Mevcut tutuklu olduğumuz süre göz önünde bulundurulmalıdır. Somut hiçbir iddia söz konusu değildir. Hiçbir dayanak yokken nasıl üyelikten ceza isteniyor. Benim tek üyeliğim var, o da nüfus müdürlüğündeki üyeliğimdir. Gazetede yer alan haberler propaganda sayılıyor. Bunun suç olmadığını herkes dile getiriyor. Bir gazete olanı vermek zorundadır. Ben ne suç işledim, bir yıldır neden buradayım? İddia makamı sadece iddialarla bizi suçlamaya çalışıyor" dedi.    Açlık grevine tahammül edilmedi   İhsan Yaşar da savunmasında "açlık grevine değinmek istiyorum" dedi. Mahkeme Başkanı "Bana açlık grevinden bahsetme" dedi. İhsan da "Hiçbir suçlamayı kabul etmiyorum. Tahliyemi talep ediyorum" dedi.    Mehmet Ali Çelebi de savunmasında cezaevleri koşullarının çok kötü olduğunu kaydederek, "İnsanlar tecride alınıyor. Onlarca cezaevinde insanlar açlık grevinde. Koğuşumdaki Cihan Demir 96 gündür açlık grevinde" dedi. Mahkeme Başkanı sözünü keserek, "Ben sana savunmanı sordum, cezaevi koşullarını sormadım" dedi.    'Bu yargının utancıdır'   Hicran Urun da savunmasında, "Burada yargılanan gazeteciliktir ve biz de gazeteciliği savunmaya çalıştık. Bugün bu basın davaları bu ülkenin utancıdır, yargının utancıdır. Biz kimsenin duyurmadığı sesleri duyurmaya çalıştık. Bu seslerin duyurulmaması ana akım medyanın ayıbıdır, bu sesi duyuran muhalif medyayı yargılayan yargının ayıbıdır" ifadesinde bulundu.    'Bir tek delil mevcut değil'   Avukat Özcan Kılıç da mütalaaya karşı savunmasında, "Mahkemeler artık bu işe dur demelidir. Gazete davasından yargılanıyorlar" dedi. Avukat Müslüm Kocaoğlu da, "Yargılama boyunca iddialar, iddia aşamasını geçemedi. Bir tek somut delil mevcut değil" diye kaydetti.    Avukatlar, mütalaaya karşı esas hakkında savunma yapmak için süre talebinde bulundu. Avukat Taha Esen Yasul'un mütalaayı "insanlıktan uzak" şeklinde tanımlaması üzerine Mahkeme Başkanı "Sözlerinizi düzeltin" diyerek tepki gösterdi.    2 tahliye    Ardından kararını açıklayan mahkeme heyeti, İshak Yasul ve Hicran Urun için yurt dışı ve adli kontrol şartı ile tahliye kararı verdi. Duruşma 28 Haziran gününe ertelendi. Mahkeme heyeti, Avukat Taha Esen Yasul'un esas hakkında savunma için süre talebini de kabul etmedi.