Mardin’de Medya Çınar adlı tutsak tecride karşı yaşamına son verdi 2019-03-25 12:04:48   MARDİN - Mardin E Tipi Kapalı Cezaevi'nde bulunan Medya Çınar isimli tutsak, PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecrit uygulamalarına karşı yaşamına son verdi.    PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecrit uygulamalarına karşı açlık grevlerinin devam ettiği cezaevlerinden olan Mardin E Tipi Kapalı Cezaevi'nde 1995 Kızıltepe doğumlu Medya Çınar adıl tutsak yaşamına son verdi. HDP Mardin Milletvekili Ebru Günay ve Meclis Grup Başkanvekili Mithat Sancar, Mardin Valiliği ile yaptığı görüşmede olayı doğruladı.    Medya’nın cenazesi sabah saatlerinde cezaevinden alınarak Mardin Devlet Hastanesi morguna kaldırıldı.   Mardin E Tipi Kapalı Cezaevi'nden bilgi almak isteyen avukatların cezaevine girişine izin verilmezken, Cumhuriyet Başsavcılığı ilk bilgiler geldiğinde avukat ve vekillere bilgi vermeyi reddetti. Avukatların morg önündeki bekleyişi sürüyor.   Nusaybin'deki yasak sırasında gözaltına alındı    Medya'nın 2015-2016 yıllarında Nusaybin'de ilan edilen sokağa çıkma yasakları sırasında açılan koridordan çıktıktan sonra gözaltına alınarak tutuklandığı öğrenildi. Mardin Sosyal Güvenlik Kurumu'nda (SGK) görülen son duruşmada Kürtçe savunma yapan Medya Çınar, Kuzey Suriye'de DAİŞ'e karşı savaşırken yaralandığını ve daha sonra da tedavisi için Nusaybin'de geldiğini söyleyerek, tedavi sürecinin ilan edilen yasaklara denk geldiğini ifade etti. Medya, Nusaybin'den de bu yüzden çıkmadığını aktardı.   Medya'nın Nusaybin Davası'ndaki savunması    PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecridi kınayan Medya, "Rojava'da Kürt halkı üzerine yoğun baskılar var. Cezaevinde tedavim yapılmıyor. Bu saldırılara karşı ilk olarak kadınlar büyük bir direnişle alanlara çıktı. Bütün bu saldırılara karşı Birleşmiş Milletler (BM) bir şey yapmadı. Eğer orada YPG ve YPJ bir mücadele vermemiş olsaydı belki burada bile DAİŞ insanları katledecekti. Bunun için ben de bu saldırılara karşı mücadelenin içine girdim ve orada yaralandım. Tedavi sürecim de öz yönetim sürecine denk geldi. Bu şekilde Nusaybin'de kalıp oradan çıkamadım" dedi.    Duruşmalarda maruz kaldığı işkenceyi her defasında dile getiren Medya, öz yöntem sisteminin bütün dünya halkları tarafından kabul gören ve talep edilen bir sistem olduğunu vurguladı. Madya, "Nusaybin'de kaldığım zaman bir şey yapmadım. Yaralı olduğum için oradan çıkamadık. Oradan alındığımızda da çok büyük bir işkence ile yüz yüze bırakıldık. Yapılan işkenceler sırasında arkadaşlarımızın çığlıkları geliyordu ama biz bir şey yapamıyorduk. Elimi kelepçelerken polisler elimi kırdı. Önceden verilen ifadeler de onların kendi yazdıkları ifadelerdir. Emniyette bize yapılan işkenceler cezaevine girene kadar devam etti. Emniyette kadın polis, 'bunları imzala bırakılacaksın' dedi. Elimden de bir şey gelmediği için de iradem dışında bir dilekçe yazdım. İddianamelerde söylemediğim halde onlarca şey geçti. Bunları kabul etmiyorum" diye belirtti.