İHD ve kayıp yakınları: Açlık grevi eylemcilerinin talepleri derhal dinlenmeli 2019-03-23 13:46:27   DİYARBAKIR - İHD ve kayıp yakınlarının “Kayıplar Bulunsun Failler Yargılansın” sloganı ile her hafta düzenlediği oturma eyleminin 528’ncisini gerçekleştirildi. Eylemde, tecridi protesto etmek için yaşamına son veren tutsaklara dikkat çekilerek, eylemcilerin taleplerinin biran önce dinlenilmesi çağrısında bulunuldu.   İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi ve kayıp yakınları tarafından “Kayıplar bulunsun, failler yargılansın” sloganıyla her hafta düzenlediği oturma eylemlerinin 528’ncisi açık alan yasağı nedeniyle İHD şube binasında gerçekleştirildi. Kayıpların fotoğraflarının taşındığı eyleme insan hakları savunucuları ile kayıp yakınları katıldı.   Eylemde konuşan İHD Diyarbakır Şube Yöneticisi ve Kayıp Komisyonu Üyesi Adnan Örhan, söze PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecridi protesto etmek amacıyla yaşamına son veren tutsakları anımsatarak başladı. Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı ve HDP Hakkari Milletvekili Leyla Güven’in başlattığı açlık grevlerinin 1 Mart itibari ile binleri aştığını belirten Adnan, açlık grevi eylemcilerinin taleplerinin dinlenilmesi çağrısında bulundu.   ‘Kayıplarımızın gözlerine bakacak yüzleri yok’   Kayıp yakınlarının oturma eylemi Diyarbakır Valiliği’nce yasak kararının 29’uncu haftasına ulaştığını belirten Adnan, tüm engellemelere rağmen eylemlerinin ise 528’inci haftasında devam ettiğini ifade etti. Kayıp yakınları ve insan hakları savunucuları olarak gerçekleştirdikleri eylemlerinin taleplerinin açık olduğunu belirten Adnan, bu talebi dillendirmekte ise kararlı olduklarını vurguladı. Gerçekleştirdikleri eylemlerin birilerinin hoşuna gitmediğine dikkat çeken Adnan, bunun nedeninin ise katlettikleri kişilerin gözlerine bakacak yüzlerinin olmayışından kaynaklandığını ifade etti. Adnan, “Görmüş olduğunuz bu fotoğraflar birilerini ciddi anlamda rahatsız etmektedir. Çünkü katlettikleri yakınlarımızın gözlerine bakmaya korkuyorlar. Bu insanların katilleri maalesef yıllardır yargı tarafından cezalandırılmıyor. Ailelerinin ve insan haklarının yıllardır haykırdıkları talepleri ise kaybedilen bu insanların yargılanmalarıdır. Bu talep gayet insani ve haklı bir taleptir. Defalarca söylendi ve söylenmeye de devam edilecektir” diye konuştu.   ‘Failler yargılanıncaya dek mücadeleye devam edeceğiz’   Tüm iktidarların söz konusu kayıpların kendi dönemlerinde yaşanmadığını iddia ettiğini ve sorumluluktan kaçtığını belirten Adnan, geçmiş tüm hükümetlerin olayın sorumlusu olduğunu dile getirerek, mücadelelerini sürdürmekte kararlı olduklarını vurguladı. Adnan şöyle devam etti: “Dışarıda açıklama yapmamıza izin vermeseler de dahi sesimizi duyuracağımızdan kimsenin kuşkusu olmasın. Eylemde bulunan annelerin talepleri açık ve net. Anneler çocuklarının mezarlarını bulmak istiyorlar. Vahşice katledilen bu insanların adalet önüne çıkarılarak yargılanmasını istiyorlar. Annelerin bu talepleri kimseler tarafından yok sayılamaz. Kayıp yakınları haklı olarak çocuklarının mezarlarını bulana dek bu mücadeleye devam edeceklerdir.”   Kayıp Naif Demir nerede?   Ardından söz alan Hasan Yalçın ise 1995 yılında faili meçhul cinayetlere kurban giden Naif' Demir'in kayıp hikayesini paylaştı. Naif’in 1995 yılında Çukurca İlçe Jandarma Karakolu'nun kantin ihalesi aldığını ancak aylarca parasını alamadığını belirten Hasan, karakol komutanının da Naif’i tehdit ettiğini kaydetti.6 Mart 1995 tarihinde Naif'in parasını almak için karakola gittiğini ancak o günden sonra kendisinden haber alınamadığını söyleyen Hasan, ailesinin tüm girişimlere rağmen Naif'in akıbeti hakkında bilgi sahibi olmadıklarını anlattı. Dönemin Yüksekova çetesinde yer alan itirafçı olan Kahraman Bilgiç'in yazdığı bir kitapta Naif Demir'in karakolda gözaltına alındığını ve katledildikten sonra cenazesinin Zap suyuna atıldığını yazdığını kaydeden Hasan, olayın aydınlatılması gerektiğini, sorumluların adalet önüne çıkarılıp cezalandırılmasını talep etti.   Açıklama, kayıplar adına yapılan beş dakikalık oturma eylemi ile sona erdi.