Serpil Kemalbay: Cezaevleri için daha fazla kamuoyu oluşturulmalı 2019-03-16 09:09:01   Melike Aydın   İZMİR - Ege Bölgesi’ndeki cezaevlerini ziyaret ederek, yönetimlerle görüşmeler gerçekleştiren HDP’li Serpil Kemalbay, kamuoyu oluşturarak tutsakların durumunu daha fazla denetleyebileceklerini belirterek, “Çözüm için dışarıdaki insanların daha fazla ses çıkarması, örgütlenmesi gerekiyor” dedi.    Halkların Demokratik Partisi (HDP) İzmir Milletvekili Serpil Kemalbay, Kırıklar F-1 ve F-2, Şakran T 1, 2, 3 ve 4, Şakran Kadın, Manisa R, Akhisar ve Manisa T Tipi cezaevlerini ziyaret ederek, cezaevi müdürleri, savcılar ve sorumlu başsavcı ile görüşmeler gerçekleştirdi. Cezaevlerinde yaşanan çıplak arama, ayakta sayım, kötü muamele, darp ve disiplin cezası gibi sorunlar ile hasta tutsakların durumlarını görüştüklerini söyleyen Serpil, açlık grevlerinin 1 Mart itibarıyla tüm cezaevlerine yayılması ile birlikte var olan ortamın daha da gerginleştiğini ifade etti.   ‘300’ü aşkın tutsağın durumu kritik’   Açlık grevi eyleminin 80’ninci gününü aşan 300’ü aşkın tutsağın durumunun kritik olduğunu belirten Serpil, “Şakran’da bir tutsağın hastaneye kaldırıldığını öğrendik. Bundan sonra daha çok karşılaşabiliriz. Açlık grevlerine cezaevi yönetimlerinin müdahale ettiğini öğrendik. Örneğin Menemen’de açlık grevi yapanlara su, şeker, tuz vermek yerine karışım haline getirilip veriliyor ve böyle bir uygulama dünyanın hiçbir yerinde yok. Bu konuda hem cezaevi müdürü hem de savcısından ilgileneceklerine dönük söz aldık. Ama ne yapacaklarını göreceğiz” dedi.   ‘Daha fazla örgütlenilmesi gerekiyor’   Menemen Cezaevi’ndeki tutsakların ayakta sayımı reddettikleri için darp ve kötü muameleye maruz kaldıklarını kaydeden Serpil, slogan atma ve kapılara vurma şeklindeki tepkilerin cezaya, açlık grevine girmelerinin ise disiplin cezasına dönüştüğünü dile getirdi. Açlık grevlerinin muhalefetteki ve iktidardaki siyasetçiler tarafından dışarıdaki bir mesele olarak çözülmesi gerektiğini anlattıklarını belirten Serpil, “Cezaevlerinden tabutların çıkmaması için herkesin çaba sarf etmesi gerektiğini söyledik. Amacımız açlık grevine giden arkadaşlarımıza müdahalenin önüne geçmek. Ailelerin dışarıdaki örgütlülüğünü arttırmaları, dışarıda daha fazla kamuoyu oluşturmaya çabalamaları” diye konuştu.    ‘Kamuoyu oluşturarak tutsakların durumlarını denetleyebiliriz’   İmralı’da tecrit hukuksuz bir şekilde hayata geçirildiği gibi cezaevlerinde de yasaların keyfi bir şekilde uygulandığını ifade eden Serpil, “Bizim ziyaretlerimiz tutsakların içerde yaşadığı sorunların gündemleştirilmesi, kamuoyu ve ailelerin bilgilendirilmesi adına yapılan görüşmeler. Cezaevleri dikensiz gül bahçesi değil. Yetkililer söylemiyor ama farkındayız. Kamuoyu oluşturarak, cezaevleri üzerindeki denetimi arttırarak tutsakların durumlarını daha fazla denetlemiş oluyoruz” ifadelerini kullandı.    ‘Tutsaklar siyasi bir tutum olarak eylem gerçekleştiriyor’   Yeni Yaşam gazetesinin açlık grevlerini özendirdiği gerekçesiyle alınmamasını kabul etmediklerini ifade eden Serpil, şöyle dedi: “Kimse bir yere bakarak cezaevlerinde açlık grevine girmiyor. Tutsaklar siyasi bir tutum olarak Sayın Abdullah Öcalan’a yönelik tecridin kaldırılması ve sorunların siyasi olarak çözülmesi için çok politik bir eylem gerçekleştiriyor. Gazete konusunda da yine hukuki süreçler takip edilecek.”    ‘Ellerimizi Leyla Güven için buluşturmalıyız’   Toplumsal dinamikleri daha fazla duyarlı olmaya çağıran Serpil, “Bu süreci çok fazla yaymamak gerekiyor. Hem AKP üzerinde hem cezaevleri üzerinde dışarıdaki dayanışmayı arttırarak bu süreci hızlandıralım, direnişe güç verelim. İlk açlık grevine başlayan Leyla Güven mutlak tecridi kırmak için, Türkiye’de barış ve demokrasi ortamının yeniden yakalanabilmesi için bu süreci başlatmıştı. Bu siyasi bir mücadele ve siyasi bir kazanım elde etmek için başladı. Herkes gücünün yettiği kadar Leyla Güven’e ses vermeli. Ellerimizi Leyla Güven için buluşturmalıyız” dedi.