Edirne Cezaevi’ndeki tutsaklar hücrede, vitaminler verilmiyor 2019-03-15 09:02:58   EDİRNE - Edirne F Tipi Cezaevi’nde başlattığı açlık grevi eyleminin 81’inci gününde olan ve hücrede tutulan Adem Arslan, eylemlerinin 89’uncu gününde olan Aslan Ramazan ve Zerdeşt Akın’ın da hücrede tutulduğunu ve B vitaminin verilmediğini aktardı.    PKK Lideri Abdullah Öcalan'a yönelik tecridin kaldırılması talebiyle Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı ve Halkların Demokratik Partisi (HDP) Hakkâri Milletvekili Leyla Güven'in öncülüğünde başlayan açlık grevi eylemleri yayılarak devam ediyor. 1 Mart'tan itibaren Türkiye ve bölgedeki tüm cezaevlerinde süresiz-dönüşümsüz açlık grevi başladı. Büyük bir kararlılıkla eylemlerini sürdüren tutsaklara yönelik ise hak ihlalleri, baskı, sürgün ve disiplin cezalarına her gün bir yenisi ekleniyor.    Hücrede tutulan tutsaklara B vitamini verilmiyor   Edirne F Tipi Cezaevi’nde 81 gündür açlık grevinde olan Adem Arslan, ailesine gönderdiği mektupla maruz kaldıkları hak ihlallerini anlattı. Eyleminin 89’uncu gününde olan Aslan Ramazan ve Zerdeşt Akın ile hücrelerde tutulduklarını belirterek, günlük gazetelerin ve B vitaminin verilmediğini akardı.     ‘Milyonların varlığının yok sayılabilmesi imkansızdır’   Adem’in ailesine gönderdiği mektup şöyle: "Merhabalar, selam ve saygılarımı gönderiyorum. Direnişin coşkusuyla hasretle özlemle sizleri kucaklıyorum.  Umarım durumunuz iyi her açıdan iyisinizdir. Ben de biz de iyiyiz tarihsel süreçte yaşadığımız günlerden geçiyoruz. İnsanın ve insanlığın tarih içindeki hakikatine baktığımızda, bir hücreden tutalım da insan şeklini alıncaya dek geçirdiği milyonlarca yıl her zaman bir hakikat insanın anlam ve düşünce dünyasını görünür kıldı. İnsan diyoruz ya kolay kolay insan olmamışız, hep bir arayış içinde kendini de hakikatini bulma telaşı içinde de olunmuştur.     Bilgeler,  peygamberler,  filozoflar ve öncülük yapmış ana tanrıçalar verdikleri mesajlar ve mücadeleler, günümüze dek süre süregelmiştir. İbrahim putu kırıp, insan zihniyetine yeni bir inanış ve varlık arayışı sunmasından Zerdeşt, İsa, Musa ve Muhammed’e hep aynı mesajı vermiştir. Her birey kendi döneminde karşısında insan onurunu ve varlığını savunmuş ve hiçbir gücün insan üzerindeki zorbalığına sessiz kalmamış. İşte onları günümüzde yaşatan gerçeklik bu hakikattir. İşte her halkın her toplumun tarihinde, bu hakikat her zaman kendini yaşatmış ve günümüze kadar gelmiştir. Halk olarak Ortadoğu coğrafyasının en çok haksızlığa uğrayan bir halk ve toplum gerçekliğimiz var. Sadece son 40 yıllık bir tarihten günümüze bakıldığında hiçbir zaman zulme ve zorbaya boyun eğmediği ve direnerek ta günümüze geldiği bir hakikattir. Milyonların varlığının yok sayılabilmesi imkansızdır. Kürt ve Türk halkının kardeşliği, geleceği olacaktır. Bunun olmaması için çok ama çok uğraştılar. Sadece son 40 yıllık hakikat ve hakikatlerin Kemallerin, Mazlumların, Hayrilerin tarih içindeki direnişleri ve hakikatleri bunun ruhudur. Bu duygu ve düşüncelerle barışı halklarımıza düşlüyor ve güzel bir birliktelik özgürlüğü haykıracağız. Güzel günlerde buluşmak umuduyla selam ve saygılarımı gönderiyorum."