‘Güçlenen kadın isyanından korkuyorlar’ 2019-03-14 09:23:24   İSTANBUL - 17. Feminist Gece Yürüyüşü’nde polis saldırısını protesto eden kadınları “ezanı ıslıklıyorlar” diyerek hedef gösteren iktidara tepkiler sürüyor. Yürüyüşte yer alan kadınlar, "Yükselen kadın mücadelesinin önünü kesmek için din argümanı kullanılıyor. Kadınlar topyekun saldırılara karşı topyekun direnişi yükseltecekler. Haklarımızdan da hayatlarımızdan da vazgeçmeye niyetimiz yok" dedi.     İstanbul’da 8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla 17. Feminist Gece Yürüyüşü’nde bir araya gelen kadınlar tarafından ezanın ıslıkla protesto edildiğini ileri süren AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın açıklamaları sonrası kadınlar hedef gösterildi. Yürüyüşün çağrıcılarından konu ile ilgili anında açıklama yapılırken, yürüyüşe katılan kadınlardan da tepkiler gelmeye devam ediyor.    ‘Burjuva iktidar için sonun başlangıcındayız’   Emekçi Kadınlar’dan (EKA) Nurten Karahancı, yürüyüşe katılmak isteyen kadınların bulundukları yerden, polisi ve giriş-çıkış yasaklarını protesto etmek için ıslık çalmaya başladıklarını dile getirdi. Nurten, “Neticede devlet açısından bu durumu kabullenmek kolay değil. Her yıl artarak sokakları işgal eden kadınlar ‘biz buradayız, varız’ diyerek toplumsal sürece müdahale ediyor, yön veriyoruz. Özellikle var olan, yaşamlarımızı alt-üst eden ekonomik kriz öfkemizi, hıncımızı daha da biliyor. Sistem çökerken sonunu kadınların getireceğini ve kendisinin varlığını tehdit eden bir güç olduğunu iyi biliyor. Bu nedenle 8 Mart yürüyüşüne saldırısı boşuna değil. Bu gücü kontrol edemiyor. Kontrol edemediğini kazanımlarımızı elimizden almaya çalışmasında, Abdurrahman Dilipak gibi dinci faşist bir adamın 8 Mart’a saldıran üslubunda, 8 Mart günü için Cuma Namazı çağrılarında görüyoruz. Yükselen kadın mücadelesinin önünü kesmek için her argümanı kullanıyor din gibi. Kadınların karşısına toplumun diğer kesimini saldırı gücü olarak kullanmak istiyor. Sivil faşistlerin Taksim’deki mekanlara saldırması, göz dağı verip sokağa özgürlük için çıkan kadınları korkutup evlerine hapsetmeye, kendi kokuşmuş sistemini yeniden üretmeye çalışmasından başka bir şey değildir. Burjuva iktidar için sonun başlangıcındayız. Yeter ki özgürlüğümüzü kazanmak için vazgeçmeyelim ve mücadele edelim. Çünkü yaşam bizden yana” diye konuştu.   ‘Güçlenen kadın isyanından korkuyorlar’    Kırkyama Kadın Dayanışması’ndan Tülay Korkutan da, her geçen sene güçlenen kadınların isyanının, mücadele azminin ve birlikteliğinin doğal olarak AKP iktidarı ve erkek egemen sistemi korkuttuğunu dile getirdi. Tülay, “İktidarın, otoriter sistemini kurumsallaştırma yönünde çok yoğun baskı mekanizmalarıyla, tüm muhalefeti susturmaya çalıştığını her gün görüyor, yaşıyoruz. Kadın hareketi ise tüm bu saldırılar karşısında güçlü yanıt verecek dinamikleri taşıyor. Bu yüzden yürüyüş engellenmeye çalışıldı, basınç uygulanarak katılım azaltılmaya çalışıldı. Ama bu baskı ve engellemeler fayda etmedi. Yine binlerce kadın toplandı, korkmadı ve geri adım atmadı” dedi.   ‘Saldırıların artacağı bir dönemin inşa sürecindeyiz’    “Ezan bahane edilerek yapılan saldırıların sadece bu yürüyüşünü zayıflatmaya çalışan bir müdahale olmadığı bir gerçek” diyen Tülay, devamla şunları ifade etti: “Uzun vadeli sistematik kadın hareketini zayıflatacak, kadın haklarına ve kazanımlarına yönelik saldırıları arttıracak bir dönemin inşa süreci içindeyiz. Patriarkayı güçlendirme mekanizmalarından başka en kirli yöntemlerini de hayata geçirmeye çalışacaklardır. Kadınlar olarak bunun farkındayız. Kadınlar topyekun saldırılara karşı topyekun olarak direnişi yükselteceklerdir.”   ‘O gün ‘hak ve hayatlarımıza sahip çıkıyoruz’ dedik’    Sosyalist Kadın Meclisleri (SKM) Sözcüsü Ezgi Bahçeci ise, 8 Mart'ta 10 binlerce kadının, cinayetlere,  şiddete, tacize ve tecavüze karşı “Artık yeter” dediğine dikkat çekti. Ezgi, “Görünmeyen emeğimize karşılık ‘biz hayatın yarısıyız, emeğimiz bizim’ dendi. 8 Mart'ta ‘haklarımıza ve hayatlarımıza sahip çıkıyoruz’ dendi. ‘Cinsel istismarı meşrulaştıramazsınız, yasayı kadınlar size geçirtmeyecek’ dendi. 8 Mart’ta ‘tüm baskılarınıza, engellemelerinize, gazınıza, copunuza karşı biz kadınlar LGBTİ+’lar ‘buradayız, susmuyoruz, korkmuyoruz, itaat etmiyoruz’ dedi. 8 Mart'ta ‘erkek adaletiniz batsın gerçek adalet istiyoruz’ dendi. 8 Mart’ta olan buydu” dedi.    ‘Haklarımızdan da hayatlarımızdan da vazgeçmeye niyetimiz yok’   “8 Mart gecesi Taksim'de olmayan neydi peki?” diye soran Ezgi, “O gece hedef gösterdikleri gibi kadınların ezanı protesto etmesi diye bir şey yoktu. Söyleyen de yazan da çizen de çok iyi biliyor kadınların ezanı protesto etmediğini. Eylemin başından son anına kadar kadınların ıslıkları ve sloganları hiç durmadı. Durmayacak da. Her fırsatta kadınlara saldırmayı görev edinen AKP ve yandaşları kadın düşmanlığını yalanla, iftirayla pekiştirmeye ve arttırmaya çalışıyor. Ancak biz kadınlar öyle haklıyız ki kadın düşmanlığı karşısında her gün çoğalarak geliyoruz. Haklarımızdan da hayatlarımızdan da vazgeçmeye niyetimiz yok” diye konuştu.